MTV’ye yeni ayar
Önce yüzde 40 yapılan, kamuoyunda tepki toplayan, Cumhurbaşkanı’nın da eleştirdiği Motorlu Taşıtlar Vergisi’nde, geri adım atıldı.
Hükümetin, vatandaşın tepkisi yerine, Cumhurbaşkanı’nın uyarısını dikkate alması, maliye politikası açısından ilginç olsa da tüketici penceresinden sevindirici oldu.
Bugüne kadar vergide vatandaş tepkisini dinlemeyen Ankara’nın, Beştepe’den gelen eleştirilere kulak vermesi umarım vergi politikaları için bir dönüm noktası olmaz. Çünkü, teoride hayata tüketici açısından olumlu yansıyan bu indirim, “ölümü gösterip sıtmaya razı etmek” şeklinde buruk bir memnuniyet yaratsa da ülke ekonomi politikalarındaki karar sürecinin “keyfiliğini” göstermesi açısından bende endişe yaratıyor.
MTV artışı 1300 cc altındaki araçlarda yüzde 15, daha yüksek motor hacimli araçlarda ise yüzde 25 olarak uygulanacak. Tasarı ile birlikte, 1.3 cc altındaki araç sahipleri 107, 1.3-1.6 cc arasındaki araç sahipleri 158 TL fazla vergi ödeyecek. Üst motor dilimlerinde bu rakam biraz daha artıyor. Gerçekçi konuşursak, rakam olarak çok büyük fark yaratan bir artış değil. Yani senelik yaklaşık 200 liranın, ekonomik olmasından ziyade psikolojik bir etkisi var.
Bu rakamlar otomotivi derinden etkileyecek travmalar yaşatmaz. Lakin, asıl travmayı yaratacak konu, Türkiye’nin lokomotif sektörü olan otomotive bakış açısı.
Otomotiv tüm dünyada siyasilerin mesaj vermek için yoğun olarak kullandıkları bir sektördür. Politikacıların bazıları, fuarlarda kendi ülkesinin katılımcılarını ziyaret eder, kimisi makam aracı olarak yerli imalata biner, kimisi güç göstergesi olarak en pahalısını seçer, bazen yerli sermayeye gaz vermek amacıyla iletişim platformu olarak kullanılır.
Bunların hepsini bir şekilde kabul etmesem de anlayabiliyorum. Ama, maalesef hem anlamadığım hem de kabul edemediğim Türkiye’deki politikacıların otomotive bakış açısı. Cari açık artar, günah keçisi otomotiv, hazine iflasa giderken vergilerin ilk adresi otomotiv. İnsanın sorası geliyor, bu otomotiv bu kadar kötülüğü hak edecek ne iyilik yaptı diye.
Konuyu toparlarsak, ricam Beştepe’den uyarı almayacak, kamuoyunu ikna edebilecek bir şekilde otomotiv üzerindeki vergi, mevzuat değişikliklerini bir kere de hayata geçirip, gerek tüketicilerin, gerekse üreticilerin önlerini rahatça görecekleri bir planın devreye almak.
Eğer bu olmazsa, şu anda yaratılan üretim kapasitesi ve katma değerin önümüzdeki süreçte artması maalesef mümkün değil. Üretim patinaja girmeye başlarsa, bu durum tüm ekonomiyi olumsuz etkileyecektir. Bunu da kimse istemez…