Motorlu taşıt vergilerinin gider yazılma durumu

Akif AKARCA / Dr.Mehmet ŞAFAK
Akif AKARCA / Dr.Mehmet ŞAFAK VERGİNİN GÜNDEMİ [email protected]

Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu’nda ,motorlu taşıtlar karada havada insan hayvan ve eşya taşımaya yarayan ve makine kuvvetiyle hareket eden taşıtlar olarak tanımlanmıştır. Bu kapsama otomobil, motosiklet, minibüs, otobüs, kaptıkaçtı, arazi taşıtı, Panel van, motorlu karavan kamyonet, kamyon, çekiciler ile uçak ve helikopterler alınmıştır. MTV Kanunu’nda yer verilen III Sayılı listedeki deniz taşıtlarından 2009 yılından itibaren Motorlu Taşıtlar Vergisi alınmamaktadır. Deniz taşıtlarından MTV yerine yıllık harç alınmaktadır. Bu taşıtların alımları ve kullanımları dolayısıyla çeşitli vergilerin ödenmesi gereği doğmaktadır. Bunlar MTV, KDV ve ÖTV’dir. Ödenen vergiler taşıtın niteliğine ve kullanma durumuna göre maliyete eklenmekte, gider yazılabilmekte ya da gider olarak yazılması kabul edilmemektedir.

Binek otomobiller-ticari araçlar

Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu’nun 14. maddesinde esas düzenleme yer almaktadır. Bu maddeye göre ticari maksatla kullanılan uçak ve helikopterler ile taşıt kiralama faaliyeti ile uğraşan işletmelerin bu amaçla kiraya verdikleri taşıtlar hariç, otomobil, kaptıkaçtı, arazi taşıtları ve benzerleri ile motosikletler, uçak ve helikopterler için ödenen motorlu taşıtlar vergisi gelir ve kurumlar vergilerinin matrahlarının tespitinde gider olarak kabul edilmemektedir. 

Öte yandan Gelir Vergisi Kanunu’nun 41/8 maddesinde kiralama yoluyla edinilen veya işletmede kayıtlı olan yat, kotra, tekne, sürat teknesi gibi motorlu deniz, uçak helikopter gibi hava taşıtlarından esas faaliyet konusu ile ilgili olmayanların giderleri ile amortismanlarının gelir vergisi matrahının tespitinde gider yazılamayacağı hükme bağlanmıştır. 

Görüleceği üzere binek otomobillerine ait motorlu taşıtlar vergisinin gider olarak dikkate alınması sadece taşıt kiralama işi ile uğraşan işletmelere tanınmış, sürücü kursu ve taksi işletmesi gibi işletmelere bu imkan tanınmamıştır.

Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu’nda 2004 yılında yapılan değişiklikle lüks otomobil tanımı kaldırılmış olup I Sayılı Tarifeye motor silindir hacmi 1300 cm3’ten 4001 cm3 ve yukarısına sahip olan bütün otomobiller, kaptıkaçtılar, arazi taşıtları ve benzerleri dahil edilmiştir. Bu suretle, işletmelerin esas faaliyetlerinde kullanılan(binek otomobil olma niteliğinde sayılabilecek) bazı kamyonetlere ait motorlu taşıtlar vergisinin gelir/kurumlar vergisine esas kazancın tespitinde gider kabul edilmesi önlenmiştir.

Kanunda yer alan II Sayılı Tarife’de yer alan minibüs, panelvan ve motorlu karavanlar, otobüsler, kamyon, kamyonet ve çekici ve benzerlerine ait MTV'leri vergiye tabi kazancın tespitinde gider olarak kabul edilecektir. Ayrıca taşıt kiralama faaliyeti ile iştigal eden işletmelerin bu amaçla kiraya verdikleri taşıtların motorlu taşıt vergileri gider yazılabilecektir. Binek otomobiller, kaptı kaçtılar, finansal kiralama şirketleri adına tahakkuk edip ödenen para ve vergi cezaları ile binek otomobillerine ait MTV’ler, bu masrafların kiracılara yansıtılması ve yansıtılan bu tutarların finansal kiralama şirketlerince kurum kazancının tespitinde gelir olarak dikkate alınması halinde, finansal kiralama şirketlerince kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılabilecektir. Kiracılara yansıtılmayan ve dolayısıyla gelir yazılmayan para ve vergi cezaları ile binek otomobillerine ilişkin MTV’lerin (örneğin finansal kiralamaya konu olmayan, finansal kiralama şirketinin kendi kullanımında olan binek otomobilleri için ödenen MTV’ler veya trafik cezaları gibi) finansal kiralama şirketleri tarafından gider yazılamayacaktır. Maliye idaresinin görüşü bu yöndedir.

Katma değer vergisi

Yukarıda belirtildiği üzere ticari araç olarak kabul edilen panel van, minibüs, otobüs, kamyon gibi taşıtların alımında ödenen MTV ve kullanımında yapılan masraflar işletmelerce gider olarak gösterilebilmektedir. Bu araçların maliyetleri de amortisman ayırmak suretiyle gider yazılabilir. Alınan aracın niteliğine göre alım sırasında ödenen KDV ile kullanım sırasında yapılan masraflarla ilgili KDV’leri ödenecek KDV'den indirilebilir. Ayrıca sigorta, kasko, yakıt, bakım ve onarım giderleri de gelir veya kurumlar vergisinin hesabında indirim konusu yapılabilir. Aracın şirketçe kullanılması ve şirket kayıtlarında gösterilmesi yeterlidir. Ancak,GVK’nın 41/8 maddesinde belirtilen taşıtlarla ilgili giderlere ilişkin KDVlerin indirime konu olmayacağı tabiidir. Ayrıca doktor, mimar/avukat vb. serbest meslek erbabı da kendileri üzerinde kayıtlı aracı envantere almak suretiyle bu imkândan faydalanabilir.

Binek otomobiller ve KDV

Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 30. maddesinin birinci fıkrasında ‘’faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere işletmelere ait binek otomobillerinin alış vesikalarında gösterilen katma değer vergisinin mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden indirilemeyeceği hükmü’’ hükmü açıktır.

Ticari faaliyet kapsamında olmayan ve binek otomobil olarak kabul edilen taşıtların alımında ödenen KDV, satışları üzerinden hesaplanan, ödenecek KDV'den indirilemez.

Buna karşılık indirime konu edilemeyen bu KDV tutarları gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde doğrudan gider yazılabilir ya da mükellefin tercihine göre, alınan binek otomobilin maliyetine eklenebilir. Bu araçların alımında katlanılan maliyet amortisman süresi içinde amortisman ayırmak suretiyle gider kaydedilir.

Ticari olsun binek otomobili olsun tüm araçlar için satın alınan yakıt, yağ, lastik, parça gibi mallara veya tamir, bakım, onarım, kasko hizmetlerine ödenen bedeller gider yazılabilirken ödenen katma değer vergileri de indirim konusu yapılabilir

Mükelleflerin binek otomobili satın alma dışında, yaygın bir şekilde başvurdukları diğer bir yöntem de kullanacakları araçları kiralamaktır (Rent a Car) .Bir aracı satın almak ile kiralamak arasındaki avantaja farklı açılardan kıyaslama yapılarak karar verilebilir. Özellikle binek araçlarının KDV, MTV gibi vergilerinin indirimine müsaade edilmemesi bu araçları kiralamayı daha cazip hale getirmektedir. Çünkü araba kiralama işi yapan firmanın vereceği faturada yer alan tutar doğrudan gider yazılabilir, faturada gösterilen KDV de indirime konu olabilir.

Finansal kiralama işlemlerinde ise durum biraz farklıdır. Finansal kiralanma şirketleri ile yapılan sözleşmelerde belirlenen sürenin sonunda otomobilin mülkiyetinin kiracıya geçeceği öngörülmüşse bu işlem alım niteliğinde değerlendirilmekte ve ödene KDVlerin indirimi kabul edilmemektedir. Mülkiyetin kiracıya geçmesi öngörülmemişse KDV indirimi mümkün görülmektedir.

Binek otomobil alımında ödenen ÖTV

Vergi Usul Kanunu'nun 269’ maddesinde gayrimenkuller gibi taşıtların da maliyet bedeliyle değerleneceği hüküm altına alınmıştır. Aynı kanunun 270’ maddesinde ise

"Gayrimenkullerde, maliyet bedeline, satın alma bedelinden başka, aşağıda yazılı giderler girer:...Noter, mahkeme, kıymet takdiri, komisyon ve tellaliye giderleri ile emlak alım ve taşıt alım vergilerim maliyet bedeline ithal etmekte veya genel giderler arasında göstermekte mükellefler serbesttirler" denilmektedir.

Dolayısıyla mükellefler, taşıt alımında ödemiş oldukları taşıt alım vergisi niteliğindeki, özel tüketim vergisini maliyet bedeline eklemek ya da genel giderler arasında gösterme konusunda serbest bırakılmışlardır.

Yukarıda, binek otomobillerin alımında ödenen ve KDV ne tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDVlerin, bu VUK hükmü çerçevesinde gider yazılması yada aracın maliyetine dahil edilmesinin mümkün olduğu belirtilmişti.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Aramalı vergi incelemesi 26 Eylül 2019