MOSFED Danışma Toplantıları
Ülkemizde bütün üretim alanlarının ortak gündeminin ne olduğunu düşünüyorum. İlk aklıma gelenler şöyle:
- Mesleki örgütlenmenin yaygınlaştırılması, nicelikten niteliğe taşınması.
- Mesleki örgütlerde “danışma sürecinin” hızlandırılması ve verimliliklerinin artırılması.
- Piyasayla ilgili “net bilgiye” ulaştıracak “bilgi derleme ve analizinin” örgütlenmesi.
- Sektörlerin yapısal ve ekonomik özelliklerini analiz ederek, bir üst aşamaya sıçrama yaptıracak değişim ve dönüşümlerde bir ortak akıl yaratılması.
- Mesleki birliktelik yanında ekonominin diğer aktörleriyle de gündemli, planlı, etkili sonuçlar yaratan işbirliklerinin geliştirilmesi.
Baktığımız yere göre, daha farklı gündem maddeleri belirleyebilir; öncelik sıralarını da değiştirebiliriz.
Mobilya sektörünün üst örgütü MOSFED'in danışma toplantılarını bütün ülkeye taşıma kararını önemli bir gelişme olarak değerlendiriyorum. Bu yazıda MOSFED Danışma Toplantıları'nda, sektör ilgililerinin bilgilerini netleştirecek, bağladıkları sermayenin verimli alanlara yönlendirecek “yapısal ve ekonomik özelliklere” değineceğim. Her zaman kıt olan sermayelerimizi daha etkin kullanabilmek için söz konusu özelliklerin kavranmasının önemini açıklayacağım.
Makine-donanımdaki gelişmeler
Sektörde kullanılan makine-donanımları değişiyor. Mobilya imalatında makine-donanım yapılarının, işlevlerinin ve maliyetlerinin ne yönde geliştiği, yatırım ölçeklerini, bağladığımız sermaye miktarını belirleyecek. Makine-donanımla ilgili eğilim analizleri yaparak, olası fırsat ve tehditler konusunda bilgi ve fikir sahibi olmak, gereksiz yere sermaye bağlamanın önünü kesebilir.
Mobilya sektörünün sermaye-yoğun, emek-yoğun ve bilgi-yoğun alanları arasındaki dengenin ne yöne geliştiği üzerinde analiz yapma, daha akılcı sermaye kullanmanın bir başka etkenidir. Sektörün dışında küresel ölçekte gelişen eğilimlerin yoğunlukları nasıl etkilediği netleştirilirse, üretici ne yapması gerektiğini bilir, eksik bilginin yarattığı abartının da küçük sorunları büyüten korkuların da tuzaklarına düşmez.
Mobilya üreticilerinin mevcut makine-donanımların bütünlüğünü, iş yeri düzenini ve iş akışlarını etkileyen “kapasite ve teknik olanakları” da bilmeli. Kapasite ölçümlerinin yapılması ve analize dayalı bilgi sahibi olmamız da gerekiyor. Bir iş yeri yönetimi “analitik 1.0” aşaması olarak adlandırılan gerekli kayıtları tutma, sağlıklı verileri oluşturma ve alışkanlıkla yönetimden analizle yönetime aşamasına geçme istiyorsa, “kapasite ve teknik olanakları” net bir şekilde bilmelidir. Eksik kapasite çalışmaya yol açan nedenler bilinmeden, kapasite ihtiyaçlarını işletmenin kendi bünyesinde ve komşu ile işbirliği yaparak giderme üzerinde kafa yormadan uzun soluklu rekabet yaratamayız. Mobilya işletmelerinin “dur- kalk yapabilme olanakları” ve “kesintili üretim yapma yeteneklerinin” “sektöre giriş kolaylığı” yaratmasın, “standart seri üretim” ile “butik üretim” esnekliklerinin fayda / maliyet analizi elimizin menzili altında değilse, aynı şeyleri konuşur; etkili sonuçlar alıp somut sonuçlara ulaşamayız.
Yan sanayi ve tam sanayi bütünlüğü
Danışma toplantılarında, “rekabet edebilir ölçek”, “rekabet edebilir teknoloji” ve “rekabet edebilir yönetim yetenekleri” de irdelenmeli. “Yan sanayi-tam sanayi bütünlüğünün” mobilya sektörü özelinde hangi fırsatları ve tehditler yarattığı üzerinde özenle durulmalı. “Her şey elimin menzilinde olsun” anlayışının yarattığı israfın bilincine ulaşmadan sağlıklı bir gelecek inşa edemeyiz.
Mobilya sektörüyle ilgili değerlendirmelerde, “sabit ve değişken giderlerin” özellikleri, “başabaş noktasının” mobilya çeşidine, işyeri yapısına, yönetim anlayışına göre nasıl etkilendiğini bilmeden, sürdürülebilir bir rekabet gücü yaratamayacağımız da çok açık.
Mobilya sektörünün, kişi başına gelir, harcanabilir gelir, gelir dağılımı, orta sınıfın tüketim kalıpları, mobilya değiştirmenin zaman boyutu, tanıtım-tutundurma, Ar-Ge, tasarım, marka ve imaj bağlamları da yapısal ve ekonomik özellikler çerçevesinde analiz edilmesi gereken parametrelerdir.
Bir köşe yazısı sınırları içinde aktardıklarım dışında, üzerinde durulması gereken daha bir düzine yapısal ve ekonomik özellik mobilya üretiminde araştırması gereken konular. Bu konular çapraz sorgulamaların süzgecinden geçirmeden kolaycı ve kestirme yargılar verirsek, büyüyebiliriz ama “potansiyel büyümenin” çok gerilerinde kalabiliriz.
Şimdi alıcı bir ruhla bu konular üzerine eğilmeliyiz. Hemen kendimizi savunmaya geçmeden, söylenenlerin ne kadar gerçeği yansıttığını, eksiklerinin ve yanlışlarının neler olduğunu danışma toplantılarının felsefesi ve ruhuna uygun biçimde sorgulamalıyız.