Moody’s gelecek dertler bitecek mi?
Bu ülkede doğan, yaşayan, çalışan, çocuk okutan, hayatını bir şekilde idame eden ve sabit TL geliri olan insanlar için durum tabii ki oldukça farklı. Hissedilen hayat pahalılığı karşısında dişinden tırnağından artırarak oluşturduğu birikimi enflasyon canavarı karşısında korumanın zorluğu hayli fazla.
Ama önünde 5-10 tane ekran olan ve New York, Londra ya da Dubai gibi finans merkezlerinde konumlanan, küresel olarak gelişen piyasalara yatırım yapan kurum çalışanlarının aynı anda 20-25 farklı seçeneği var. Birkaç tuşa basarak Hindistan’dan çıkıp G. Kore’ye ya da Brezilya’ya geçebilirler.
Yılbaşında kendilerine verilen işlem limitleri ve risk ölçütleri çerçevesinde fırsat peşinde koşarlar. Yakın zamanda hem gri listeden çıkmamız hem de kredi derecelendirme kuruluşlarından gelen not artırımları ile Türkiye bu seçeneklerin arasında yeniden ön sıralara geldi.
Karar bugün piyasa kapanışında açıklanacak
Üç büyük kurumdan biri olan Moody’s de ülkemize dair gözden geçirmenin ardından kredi notuna dair olası değişikliği bugün piyasaların kapanışının ardından yapacak. Daha erken not artıran S&P ve Fitch’e göre iki basamak geride kalan Moody’s farkı bir hamlede kapatır mı beklentisi TL varlıklarda ciddi bir ilgi artışına neden oldu.
Swap ve tahvil tarafından gelen para zaten önemli bir yekün tutmuştu, ancak yakın zamanda yaşanan yabancı yatırımcı çıkışı ardından bu sefer hisse tarafında da büyük girişler olacak öngörüsü BIST 100 endeksini yeni tarihi zirvelere taşıdı. İki kademe not artırımı bir anda gelir mi bilinmez ama ülke olarak risk priminin düşmesi ve hem devletin hem de özel sektörün ihtiyacı olan dış finansmana daha ucuz maliyetle ulaşabilmesi adına oldukça önemli bir sürecin içinden geçiyoruz.
Faizler düşmeden önce ihraçlara talep arttı
Yakın zamanda yapılan eurobond ihraçlarına satış miktarının 3-4 katı kadar talep gelmesi, belki de faizler daha da düşmeden son fırsatları değerlendirme çabası. Enflasyona pek aldırış etmeyen yabancı kurumlar, kur tarafında ise oldukça hassastır, kurun volatilitesinin artması en son istedikleri gelişmedir. Dolayısıyla turizm gelirleri ile döviz likiditesinin bol olduğu yaz ayları güzel geçebilir, havalar soğuduğunda işlerin tersine dönmemesi adına yapılacak düzenlemeler ve ertelenen reformların devreye alınması önemli, o da başka bir yazının konusu olsun.