Moody’in not indiriminden sonra ekonomide ne oldu?
Eylül 2016 yılında başlayan ekonomideki ısınma bir türlü durulmadı. Hala döviz kurları yukarı yönlü seyrine devam ediyor. Herkesin kafasındaki soru şu acaba döviz kurları ne olacak faiz’ler nereye doğru gidecek, ev hanımlarının altın günlerindeki derdi ise gram altın ne olacak.
23 Eylül 2016 tarihinde Moody’s not indirimi ile başlayan, olağan üstü halin uzatılması, Trump’ın seçilmesi ve aralık ayının sonunda FED in 2017’de faiz artışının 2’den fazla olacağının ortaya çıkmasıyla devam eden olaylar sinsilesi ülkemiz ekonomisinde ciddi anlamda travmaya yol açtı.
Dünya ekonomisinin bir türlü toparlanamaması, büyümenin düşmesi sonucu ortaya çıkan durgunluğu atlatabilmemiz hiçte kolay olmayacak. Ülkemizin doğal kaynağı olarak gördüğüm turizm gelirlerinin düşmesi, kilogram başı ihracatın 1.4 dolar bandında kalması yüksek teknolojili ürün ihracatının artmaması ile ihracat gelirlerimiz yerinde sayıyor. Yap işlet devret (YİD) modeli ve garanti kapsamlı köprüler, yollar, şehir hastaneleri projelerden dolayı önümüzdeki yıllarda daha fazla döviz bulmamız gerekiyor.
Yıllık 200 milyar dolar civarında sıcak paraya ihtiyaç duyuyoruz.
Döviz kurlarının artmasıyla ekonomide yapısal ve yapısal olmayan sorunlardan dolayı sıkıntılar ortaya çıkarıyor. Borçlu olan kişi ve şirketler daha fazla Türk Lirası kazancı elde etmesi gerekiyor. Kur artınca yurt dışından ithal edilen ürünlerin ve ara mallarının fiyatı artıyor. Doğal olarak içerideki ürünlerin fiyatına yansıyor ve maliyet yönlü enfl asyon artıyor. Enfl asyon artışı kişilerin alım gücünü düşürüyor.
Kurdaki artışı frenlemek için Merkez Bankası para politikasında sıkılaştırmaya gidiyor ve faizler yükseliyor ve piyasa daralmaya başlıyor.
Finansal sektöre yatırım yapan yabancı yatırımcıların faiz geliri kur artışını karşılamayınca daha fazla gelir elde edeceği ülkelere yöneliyor ve sıcak para çıkışı artık bir kısır döngüye dönüşüyor.
Tablodan çıkarabileceğimiz sonuçlar,
1) Merkez Bankası fonlama maliyeti %17.17 artmış, bankaların almış olduğu kısa süreli borçların maliyeti artmış doğal olarak bankalar kullanılan kredilerde bu faiz oranlarını yansıtmaya başlayacaktır.
2) Hazine’nin yurt içi ve yurt dışı yerleşiklere ödediği faiz gideri %23 artmıştır.
3) Dolar kurundaki değişim %28, reel sektörün kısa vadeli borcundaki dolar kurundaki artış 1 kuruşluk artış yaklaşık şirketlerin Türk Lirası cinsinden borcunu 2 milyar TL artırıyor. Yaklaşık baktığımızda 160 milyar TL borç artışı oluyor.
4) Sepet kurdaki artış %24.6 olmuş, 22 Eylül 2016 da sepet kurun oluşumunda, doların payı %47.2 iken 20 Ocak’ta bu oran %48.27 çıkmış, dolar hem TL hem de euroya karşı değer kazanmış.
5) Altın ise kilogram fiyatı 42.890 dolardan 38.770 dolara düştü. Yaklaşık %10’luk bir değer kaybı yaşamasına rağmen dolar kurundaki değer artışı fiyatlarda Türk Lirası olarak yaklaşık olarak %16’lık bir artışa sebep oldu.
6) Türkiye CDS primine baktığımızda 247.6’dan 275.16’ya çıkmıştır. Yaklaşık olarak %11’lik bir artışa karşılık geliyor.
* 1 gram altın fiyatı 22 eylül 2016- 20 ocak 2017 fiyatı 10 ile çarpılacaktır.