Moody's...

Ferit Barış PARLAK
Ferit Barış PARLAK AYRINTI [email protected]

 

Moody's notu Ba1'e yükseltti.
Şimdi, batmaya doğru ilerleyen Macaristan ile aynı kefedeyiz.
Savaş halinde olan, üretimin durduğu Mısır'la da...
Tutunacak tarafı yok yani Moody's notlarının...
Vurgusu doğru sadece: "Türkiye, cari açık ve tasarruf konusunda adım atmalı."

***

Türkiye İş Makineleri Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği Başkanı Cüneyt Divriş ile konuşurken, tahmini bir rakam verdi: "Yatırım programına göre 2023 yılına kadar 1.2 trilyon dolarlık yatırım yapılacak.
Bu yatırımlar için kullanılacak makinelerin payı yüzde 20 ile yüzde 30 arasında değişiyor.
Yani yaklaşık 200-250 milyar dolarlık 'makine' parkuru gerekecek."

***

Bu kadar makineyi yerli üretimle karşılayabilecek miyiz?
Tek kelimeyle yanıtladı Divriş, "Zor..."

***

Bu rakam dışında sadece yenilenmesi gereken 10 milyon konut için 1 trilyon dolar ve bunun için de yaklaşık 100 milyar dolarlık iş makinesi gerekliliği de ortada...

***

Makine sektöründe 2007 yılında taşıtlar dahil 50 milyar, taşıtlar hariç 36 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirmişiz.
Krizin tavan yaptığı 2008 yılında da 'yabancılar için çalışma!' hevesimizi kaybetmemiş, taşıtlar dahil 51.5, taşıtlar hariç 36.3 milyar dolarlık ithalat rakamına ulaşmışız.
2009 yılında yüksek ithalat performansımızı sürdürmüş, duran yatırımlara rağmen ithalatımızı taşıtlar dahil 41, taşıtlar hariç 29.3 milyar dolara düşürebilmişiz.

***

2010 yılında taşıtlar dahil 54 milyar dolarlık ithalat rakamına çıkmışız.
2011 yılı ise sanayi ve endüstri makinelerinde 25 milyar dolarlık ithalatla, yüzyılın rekorunu kırmışız.
Aynı yıl toplam makine ithalatında 67 milyar dolara ulaşmışız.

***

Bu yıl ise ilk dört ay, yatırım mallarında 'yeni teşvik kanununu' beklememize rağmen, geçen yılın ilk dört ayı ile birebir örtüşen bir ithalat rakamı var.

***

Elimizdeki ender "güvenilir veri"lerden biridir ithalat rakamları.
Diğeri de ihracat rakamları.

***

Diğer veriler mi?
Makine üretenlerin sayısı mesela...
Belli değil.
Kimine göre 600; kimine göre 3 bin; kimine göre 5 bin; kimine göre 20 bin makine üreticisi var...
Daha da çarpıcısını söyleyeyim: DPT'ye göre 3 bin... TÜİK'e göre 20 bin...
Kimin ne ürettiği, ne kadar ürettiği belli değil.
İstihdam sayısı belli değil, teknik eleman sayısı belli değil.
Yerli dediğimiz ürünlerin hangi oranda yerli olduğu belli değil.
Bu nedenle planlamada mümkün değil.

***

2007 yılında sonunda buluşmuştum makine üreticileri ile.
Son 10 yıldır konuşulanları aynen tekrarlamıştık.
Bugün de farklı değil durum...
5 yıl önce konuşulanları, bir kez daha hatırlatayım:
İş makineleri üreticilerinden Hidromek AŞ'nin sahibi Hasan Basri Bozkurt Ar-Ge çalışmalarına ağırlık vererek 100 milyon euroluk ihracata, bin kişilik istihdam sayısına ulaştıklarını dile getirmiş ve 'Ama!' diyerek devam etmişti: "Ar-Ge harcamaları o kadar yüksek ki, bazen içinden çıkamıyoruz. Eleman eğitimi konusunda da devletin görevini üstlendiğimizden ek maliyetlere katlanmak zorunda kalıyoruz..." demişti.
AB ülkelerinin tamamında üretilen iş makinelerinin hidrolik silindir ihtiyacını karşılayan Hidrolift'in sahibi Mehmet Arslan ise ikinci önemli sorunu dile getirmişti: "Makine imalatçılarının sayısı AB'de de 21 bin, Türkiye'de de (tahmini) 21 bin. Ama maliyetler ve çeşitli destekler nedeniyle onlar bizim 100 katımız kadar üretim yapıyor..."
Makine sektörünün duayenlerinden Cenap Eke, "AB, makine sanayicimizin yok olması için uğraşıyor." derken, Pi Makine Genel Müdürü Kaya Gürsoy 21 bin sanayicinin beklentisini basit bir örnekle dillendirmişti: "2.5 milyar dolara tanker uçak alacağımıza, o parayla sektörü şahlandırabilir, uçağın Türkiye'de üretilmesi için zemin hazırlayabiliriz."

***

Sektörün gelişimini zorlaştıran sorunların başında vergiler ve SSK primleri geliyor.
Kamu ihalelerindeki yabancı tercihi ise diğer önemli sorun.
Kamunun yatırımları büyük ölçüde dış krediye dayanıyor. Kredi veren kuruluşlar ise makinelerin kendi ülkelerinden alınması için zorluyor. Bu nedenle Belediyeler başta olmak üzere birçok kamu kurumunda ihale şartnameleri ithal makine özellikleri dikkate alınarak hazırlanıyor ve yerli imalatçılar basit teknik özellik farkları ile bu ihalelere katılamıyor.
Mesleki eğitimde yetersizlik, AB'nin makine sektörünü yıpratıcı istekleri ve enerji zamları ise sektörün elini kolunu bağlayan diğer sorunlar.

***

Moody's gibi kuruluşların arkasından koşturmaktansa, üreticinin önünü açmak ve onların bizim arkamızdan koşturmalarını sağlamak çok daha kolay.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Refleks 26 Ağustos 2024
“Durduk yere” mi oldu? 21 Ağustos 2024