Moody's ardından…

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ dunyaweb@dunya.com

 

Hüseyin Sert / Yatırım Finansman

21/5/2012-21/01/2013 arasında global likiditenin bol olmasına ve Türkiye özelinde kredi notu artışı beklentisine bağlanarak boğa piyasası yaşadık. Endeks 54,809 seviyesinden 84,755 seviyesine kadar yükseldi. Bu süre içinde Fitch'in yatırım yapılabilir ülke notunu vermesi ile birlikte yükseliş hız kesmeden devam etti. Yükselişi devam ettiren unsur ikinci bir not yükseltme beklentisi oldu.

Yükselişin kaynağını analistler doğal olarak düşen risk primine bağladılar. Reel sektörde 2013 yılında 2012 yılına nazaran iç talebin büyümeye katkı sağlayacağı da göz önüne alındığında araştırma raporlarında hedef endeks değerleri 90 binin üzerine taşındı.

Yapılan temel analizlerin yanında piyasanın üzerinde durması gereken ve artık post modern dünyada rasyonalitenin sorgulandığı bir süreçte piyasanın davranış mekanizmasına kulak verilme zamanının geldiğini görmemiz gerekiyor.

Boğa piyasalarında görülen davranışsal özelliklerden bir tanesi, diğer piyasa oyuncularının ve oyuncunun kendisinin davranışlarına anlam yüklemesidir. Bu davranış neticesinde yatırımcı diğer yatırımcıların davranışlarından neden sonuç ilişkisi çıkarmaya çalışmaktadır. Bu anlam yükleme davranışı, yatırımcılara aşırı güven aşılayarak işlem hacminde artışı ve beraberinde yükseliş hareketinin devamını sağlamaktadır Yapılan araştırmalar Boğa piyasasında bireysel yatırımcıların aldıkları hisselerin, takip eden bir ila üç ay içerisinde en çok satılanlar olduğunu ortaya koymaktadır. Moody's'in son açıklamalarında kısa vadede çözülmesi zor olan dış kırılganlıklara vurgu yapılması piyasalarda hemen bir not artışı gelmeyeceği algılaması oluşturabilir. Bu durumda hisse bazlı seçimlerin önümüzdeki üç aylık dönemde öneminin artacağı beklenmelidir.

Moody's'in ekonometrik modelleri incelendiğinde ve aynı kategorideki benzer ülkeler ile kıyaslandığında Türkiye'nin yatırım yapılabilir seviyeyi hak ettiği ortaya çıkıyor. Ancak not verme sürecindeki yedi kişilik komitenin hassasiyetlerine göre subjektif değerlendirmeler de rol oynayabiliyor. Moody's Türkiye'nin dış kırılganlık göstergesinde iyileşme olacağını vurgularken, döviz rezervlerinin de artırılması gerektiğini savunuyor.

Ayrıca benzer ülkelere göre makro görünümün güçlü duruşuna da değiniyor. Dış sermaye akışında sert bir düşüş olması halinde ise not görünümünün bozulacağını ifade ediyor. Öngörülebilir konjonktürde sermaye girişinde kırılma beklenmiyor. O halde Moody's cari açık haricinde üstü kapalı bir şekilde dış kırılganlık ile ne demek istiyor? Türkiye'nin yıllardır potansiyel gücünü kinetiğe dönüştürmesini engelleyen terör sorunu, cari açıktan sonraki en önemli sorun olarak görülüyor. Türkiye 2023 vizyonu çerçevesinde enerjisini verimli kullanmak adına bu soruna çözüm üretmeye çalışıyor. Mali dengenin olumlu olmasının ve cari açığın kontrol edilmesinin yanı sıra Moody's iç ve dış siyasi kırılganlıklara da hassasiyet gösteriyor. AB sürecinde duraksamanın giderilmesi ve terör sorununa ilişkin müspet gelişmeler de not açısından önem arz etmektedir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017