Monti'den Almanya: İki bira içip rahatlayıp öyle konuşalım

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN [email protected]

 

Mario Monti, İtalya'nın sesinin yeniden yükselmeye başladığının somut bir örneği. Monti ülkesine güveniyor. "Biz hiçbir zaman finans yardımı almadık; ama herkese yardım ettik" yorumunu yapıyor. Avrupa entegrasyonunun Almanya gibi büyük ülkelere de çok büyük avantajlar sağladığını söyleyen Monti, "Sakin olun. Bir iki biradan sonra, birbirimizi anlayacağımızdan eminim!" diyor.

"Sevgili Bay Müller, herşeyden önce rahat olun. İtalyanların hızlı yaşam tarzına destek olacağınızı düşünüyorsunuz ya da sizi buna ikna etmişler. Bu doğru değil.  İtalya hiç bir finans yardımı almadı. Öte yandan siz Almanların çok düşük faizlerle ülkenizi finanse ettiğinizi de söylemeyeceğim.

Sevgili Bay Müller, Bayan Merkel'in de çok bir süredir ifade ettiği gibi: Almanya, Avrupa entegrasyonundan çok büyük yararlar sağlıyor. En büyük ekonomi olarak, birliğin bütçesine en fazla katkı sağlayan ülke olduğunuz doğru. Çalışkan ve tasarruflu olmanız, iyi yönetiliyor olmanız son 50 senedir güçlü bir ekonomiye sahip olmanızı sağlıyor, fakat bunu bir diğer nedeni de büyük tek pazarda merkez konumunda olmanız. Eskiden diğer ülkelerin rekabetçi devalüasyonları ile cezalandırılırdınız. Bugün ise parasal istikrar bölgesinin kalbindesiniz. Sonuç olarak Bay Müller, şunu eklemek isterim: Biz İtalyanlar, kültürünüzü ve sertliğinizi ithal ederek, sizden yarar sağladık.

Bir iki biradan sonra, birbirimizi anlayacağımızdan eminim!"

Bu sözler İtalya'nın teknotrat Başbakanı Mario Monti'nin Le Monde'da yer alan röportajına ait. Mario Monti göreve geldiğinde, bir çok kişi Monti'nin İtalya'nın tam da ihtiyaç duyduğu isim olduğunu dile getirmişti. Bunlardan biri de İtalyan'ın önde gelen Yönetim okullarından Rome Luiss School of Government Direktörü Sergio Fabbrini idi. Berlusconi hakkında, "Berlusconi'nin 'devlet' kavramı yoktu. O'nun için özgürlük, para kazanma özgürlüğü anlamına geliyordu. Yapabildiği tek şey orta sınıflara, yeni zenginlere daha kolay bir hayat yaşayabilecekleri umudunu vermek oldu.

Düşünceler üzerine kampanya yapmadı, fakat kendisini bir ürün gibi sattı" diyen Fabbrini, Monti hakkında ise tam tersine övgü dolu yorumlarda bulunmuştu: "Mario Monti bu zor dönemi yönetebilecek en iyi isim. Monti benzersiz bir ekonomist, Avrupa Komiseri olarak derin bir deneyime sahip."

28-29 Haziran'da gerçekleşecek AB Liderler Zirvesi'nin ana gündem maddesi yine borç krizi olacak.İspanya ve İtalya'ya yönelik destek ve yardım önerileri de zirvede gündeme gelmesi beklenen konular arasında. Zirve öncesinde Fransız Le Monde gazetesine yorumlarda bulunan İtalya Başbakanı Mario Monti, her defasında belirttiği gibi yine İtalya'nın yardıma ihtiyacı olmadığını söylüyor. "Bazı halklar ve Avrupa ülkeleri diğer ülkeler için para ödeyecekleri konusunda ikna olmuşlar. İtalya, ihtiyaç duyulduğunda devreye girecek etkili finans sistemlerinin kurulması için önemli çaba sarfeden ülkeler arasında yer aldı. Bu çoğu zaman bir yardım talebi olarak algılandı.

Vesayet altına girmeye yönelik baskı altında kaldık" şikayetlerinde bulunan Monti, şu yorumları yapıyor: "Avrupa Finansal İstikrar Fonu'nu örnek alalım. Fonun finansmanına yüzde 19.2 oranında katkı sağlıyoruz. Almanya ve Fransa'nın ardından ikinci sırada geliyoruz. Bugüne kadar kimseden yardım istemedik, ve çok kez yardımda bulunduk. Öte yandan her gün piyasada yüksek faiz ödeyerek, diğerlerine katkı sağlıyoruz. İtalya'nın gelecekte hiçbir yardıma ihtiyacı olmayacak.

Komisyon'un son öngörülerine göre, 2012 sonunda İtalya'nın bütçe açığı GSYIH'sının yüzde 2'sine denk gelecek. Oysa AB'nin borcu GSYIH'nın yüzde 3.6'sına; euro bölgesinin yüzde 3.2'sine; Hollanda'nın yüzde 4.4'üne; Fransa'nın yüzde 4.5'ine; Almanya'nın ise yüzde 0.9'una denk gelecek. 2013'te ise yüzde 0.6 oranında yapısal fazlası olan ilk ülke İtalya olacak. Bu derece çaba gösteren bir ülke olarak, bu kadar yüksek faiz ödememiz haksızlık."

İtalya'nın sesinin yeniden yükselmeye başladığının somut bir örneği Mario Monti. O hem kendisine, hem de ülkesine güveniyor. Performansı sayesinde İtalya'nın, aslında çok uzun zamandan bu yana Almanya ve Fransa ile eşit tutulması gerektiğine inanıyor. İşte Monti'den ilginç yorumlar:

Bir varmış bir yokmuş... Bir Fransa ve bir Almanya varmış...

"Masallarda olduğu gibi, 'Bir varmış bir yokmuş... Bir Fransa ve bir Almanya varmış...' Bu uzun bir süre daha böyle devam edecek.  Avrupa'nın ilerlemesi için bu iki ülke arasında uyum olması gerekiyor; ama bu artık tek başına yeterli değil.  Bu gerçeğin ilk farkına varan da Almanya ve Fransa oldu. Geçtiğimiz sene Deauville kararlarını herkese kabul ettirmekte zorlandılar. Performansları sayesinde bu ülkeler kadar önemli olan İtalya'nın, aslında çok uzun zamandan bu yana neredeyse Almanya ve Fransa ile eşit tutulması gerekirdi.  Neredeyse diyorum, çünkü bu çift arasındaki uyum Avrupa'nın geneli için yaşamsal bir önem arzediyor. Tarih bize bunu öğretti. Fakat Fransa eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve Almanya Şansölyesi Angela Merkel, İtalya hükümetine bir açılım önerisi getirdi. Aylardır, Roma'da bir üçlü zirve gündemde. İspanyol hükümetinin bu küçük zirveye yönelik ilgisini, mutlulukla karşıladık. Diğer ülkeler de talepte bulundu, fakat amacımız bir Avrupa konseyi düzenlemek değil. İtalya'nın bu resmi olmayan halkaya dahil olması önemli."

İtalya, sözü dinlenen bir ülke

"İtalya, euro bölgesindekiler ile euro bölgesine girmek isteyenler arasında bir köprü görevi üstleniyor. Bu yüzden Polonya hükümetinin, bütçe paktı kapsamında, tüm Avrupa zirvelerinde kendi pozisyonuna uygun bir varlık göstermesini destekliyoruz. İngilitere'yle de ortak girişimlerimiz var. Tam anlamıyla entegre olmuş bir pazar, Avrupa'nın gelişimini destekleyecektir. İtalya'nın durumu ise son yedi ayda oldukça gelişme gösterdi. İtalya bugün kararlarına başvurulan ve sözü dinlenen bir ülke oldu."

Son çare ortak tahvil

Bu hafta yapılacak Avrupa Birliği liderler zirvesi için hazırlanan bir raporda, Euro Bölgesi'nin, sağlanacak mali birliğin son aşaması olarak ortak bir hazine kurabileceği ve ortak tahvil ihraç edebileceği belirtildi. Reuters tarafından elde edilen raporda, "Orta vadede, mali birliğin bir parçası olarak ve mali entegrasyonun hızına bağlı olarak ortak borçlanma imkanları araştırılabilir" denildi. Raporda, "Doğru kararların alınması için çıkar çatışmasını ortadan kaldıran, sorumluluk ve uyumu güçlendiren sağlam bir bütçe disiplini ve rekabetçilik çerçevesi olduğu sürece, ülkelere ait bazı yükümlülüklerin ortak hale getirilmesi de değerlendirilebilir" ifadelerine yer verildi. Söz konusu rapor, Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, Avrupa Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy, Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi ve Euro Bölgesi maliye bakanları topluluğu başkanı Jean-Claude Juncker tarafından hazırlandı. Raporda "Ortak borçlanmaya giden yol belirli kriterlere bağlı ve kademeli olmalı. Bütçe hakkında alınan kararların ortak hale getirilmesi ile bunlara karşılık gelecek risklerin ortak hale getirilmesi süreci başabaş ilerlemeli. 'Kısmi ortak borçlanma için, aralarında kısa vadeli fonlama enstrümanlarının koşullara bağlı olarak tek bir havuzda toplanması veya bir itfa fonuna kademeli geçiş gibi çeşitli öneriler getirildi" denildi. Euro Bölgesi'nde tam mali birlik sağlanması için yapılacak göürşmelerin temelini oluşturacak raporda ayrıca, "Mali dayanışmanın başka şekillerde de sağlanabileceği düşünülebilir" denildi.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar