Modern yerel yönetim anlayışı
Prof. Dr. Ali Kahriman - Okan Üniversitesi
İşsizlik ve yoksulluğun olduğu bir ülkede, yerel yönetimler de merkezi yönetimler kadar sorumludurlar. Bu nedenle bu alanı kısmen de olsa kapatmak için yeni sosyal alanlar oluşturmak durumundadırlar. Son yıllarda açlığı ve yoksulluğu gidermeye yönelik olarak belediyeler tarafından yapılmakta olan faaliyetlerin; palyatif, kısa süreli ve özünde de kaynak ısrafı dışında bir çözüm getirmeyen popülist yaklaşımlar olduğu açıktır. Yani her mahallede bir aşevi yanında da bir gökdelen yada alış veriş merkezi yapmış olmak aslında basiretsizlik ve geri kalmışlığın ispatının dışında bir anlam ifade etmemektedir. Barınma, eğitim, sağlık, sosyal güvenlik ve sosyal koruma sistemini daha geniş bir perspektiften ele alacak yeni bir yaklaşımı egemen kılmak durumundayız. Bu yeni anlayış kapsamında meslek edindirme, iş guruplarına dezavantajlı grupların katılması, sosyal dışlanmışlıkla mücadele ve sosyal koruma sistemi geliştirme gibi alanlar; yapılması gerekenlerden bazılarıdır. Esasen, toplumun temel gereksinimlerini katılımcı bir süreçle saptayan, kentli ihtiyaçlarını gözeten, alternatif çözümleri barındıran yerel yönetim modeli ancak sistematik bir yaklaşımla gerçekleşebilir. Yeni yerel yönetim modelinde, bir yandan kentlilerin muhtelif ihtiyaçları için teknik ve stratejik faaliyet alanları üzerinden sistem geliştirilirken aynı zamanda da sosyal belediyecilik ekseninde adil, demokratik, paylaşımcı ekonomik modeller hayata geçirilebilmelidir.
Bu genel çerçeveyi özetledikten sonra konuyla ilgili düzenlemiş olduğum sempozyumlardan derlediğim bazı ortak görüşlerimi paylaşmakta yarar görmekteyim.
- Günümüzde, kalkınma anlayışı; gelişme yerine insan odaklı büyüme gibi kavramlarla ifade ediliyor.
- Klasik kamu yönetim anlayışından, bir yönetişim mantığına, bir sorumluluk paylaşma, ortaklık mantığına, bir saydamlık mantığına doğru genel bir gidiş var.
- Planlama düzeyinde değişim var. Ulusal planlama yerine bölgesel, yerel planlar yapılıyor.
- Temsili demokrasiden doğrudan demokrasiye geçiliyor.
- Yerel ve bölgesel demokrasi tartışmalarının yaşandığı günümüzde, demokrasi bir bütündür, parçalara ayrılamaz. Bölgesel, yerel demokrasi olmaz. Demokrasi; yurttaşlık bilincinin yerleştiği, bireyin oluştuğu toplumlarda , ulusal düzeylerde uygulanır sadece.
- Yerel yönetimlerde, belediye başkanının halka rağmen çözemeyeceği bir takım sorunları çözerken, halkın sesini yansıtabileceği sorumluluk anlayışı gelişmiş sivil toplum örgütlerinin katılımından yararlanması gerekmektedir
- Planlama çok boyutlu bir durum. Değiştirdiğiniz bir çizgi insanların hayatını da değiştiriyor. Bu nedenle, kentsel dönüşüm sürecine halkın katılması gerekir. Yoğun yapılaşmayı bir kentsel dönüşüm sayarsak mevcut rant eksenli yada küçük parselli çevre ve altyapıyı daha da çıkmaza sokacak yöntemlerden acilen vaz geçilmelidir. Bu yönde de örgütlenecek toplumsal tepkiler meşruiyet çerçevesinde sonuç verecektir.
- Ulaşım ve altyapı konusunda yönetimin tek elden gerçekleştirilmesi gerekir.
- Sosyal belediyecilik konusu ancak insan odaklı, çözümleyici, sürdürülebilir farklılıklar olduğunda başarıya ulaşabilir.
- Kent kimliği ve estetiğinin politize edilmesi sakıncalıdır. Kent estetiğinin; mimariye, bilime ve işin uzmanlarına bırakılması gerekir.