Moddy’s’in bugün olumsuz bir açıklama yapması beklenmiyor

Tevfik GÜNGÖR
Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN [email protected]

Piyasalarda Ankara'da bugün Moody’s’den olumsuz bir not açıklaması beklemiyor.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Cemil Ertem; 

“Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s ile görüşmeler çok olumlu geçti. Moody’s’in notu teyit etmesi konusunda güçlü beklentimiz var. Moody’s ve Fitch’ten olumsuz bir gelişme beklemiyoruz” diyor.

Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın Moody’s temsilcileriyle olumlu bir görüşme yaptığını açıklaması notun kırılabileceği konusundaki endişeleri azaltmıştı.

Piyasa uzmanı Gizem Öztok Altınsaç, Web Sitesinde yayınlanan değerlemesinde “teknik gerçekleri” sıraladıktan sonra  “Moody’s’in, 5 Ağustos’ta bir açıklama yapmasının beklenmediğini Moody’s’in ekonomi ile ilgili değerlemenin sonuçlarını eylül ayında duyurmasının beklenebileceğini" söylüyor.

Gizem Öztok Altınsaç’ın değerlemesi, konuyu değişik yönlerden kapsıyor. 

Gizem Öztok Altınsaç diyor ki: “Moody’s 18 Temmuz’da Türkiye’yi not düşüşü için izlemeye almıştı  Diğer ülke uygulamalarında benzer süreç 30-90 gün arası sürüyor ve yüzde 50’nin üzerinde not düşüşü gerçekleşiyor. Dolayısıyla Moody’s’in, muhtemelen bu haftaki potansiyel gözden geçirmeyi pas geçerek, eylül ayında rating aksiyonunu duyurması daha muhtemel.

Hatırlayacak olursak Moody’s Türkiye’yi, Fitch’in ardından (Aralık 2014), Mayıs 2013’te yatırım yapılabilir seviyeye çekmişti. Ardından 2014 Nisan’da notumuzu korurken, görünümü negatife düşürdü. Bu aksiyonun ardında o dönem Moody’s'in iki rasyoneli vardı:

•Ekonomik büyümede bundan sonra belirgin yavaşlama beklentisi.

•Türkiye’de dış kırılganlıkların arttığı ve dış fonlamanın daha zorlanacağı bir döneme girildiği.

Normal şartlar altında ekonomiler negatif izlemede iken 12-18 ay içinde ya görünüm değişir ya da notları düşer. Moody’s ise Türkiye’yi yaklaşık 27-28 aydır negatif izlemede tutuyor ve kredi notumuz aynı, görünüm ise negatif.

Moody’s’in iki hafta önce aldığı kararın tam karşılığı; notunuzu düşüreceğim ama acele etmeden bir kere daha gözden geçirmek istiyorum demek.

2016 da benzer bir uygulamaya Brezilya da maruz kalırken notu düşürülmüş. Oysa ki, Rusya ve G. Afrika da bu süreç atlatılarak notları aynı kalmıştır. Moody’s Türkiye açıklamalarına daha dikkatli bakarsak; kurumun bu hareketinin arkasında 3 motivasyonu vardı;

•İlk ikisi halihazırda 2014 yılında görünümü negatife çekerken kullandıkları sebepler; 

-Büyüme

-Dış kırılganlık

•Üçüncüsü ise institutional strength olarak geçen, kurumların gücünün zayıflaması/politika öngörülebilirliğinin ve etkinliğin azalmasıdır.

İlk iki göstergeye, yani büyüme ve dış kırılganlığa bakarsak;

•Büyüme son üç yıldır oldukça esnek/beklenenden iyi rakamlar gerçekleşmekte. Moody’s ise sürdürülebilir büyüme üzerinde duruyor. Yani manşet büyüme rakamımız iyi olsa da kompozisyon arzu edildiği gibi değil ve devamı gelmeyebilir. İç tüketimle büyürken, yatırımlar çok zayıf. Yine de şu ana kadar gelir etkisi ile tatmin edici büyüme rakamları görmekteydik.

•Dış kırılganlık ise 2013’e kıyasla daha iyi değildir. Özel sektör dış borcu yükselmiş, dış yükümlülükler artarken ülkenin döviz rezervi ve rezerv rasyoları üç yıl öncesine kıyasla zayıflamıştır. Bunu da TL’deki hareketten görebiliriz. Bunun bir kısmı globaldir bir kısmı da iç gelişmeler kaynaklıdır. Bu sebepten de son üç yıldır en çok satılan para birimlerinden biri TL olmuştur.

•Bunların hiç biri yeni değil, şu ana kadarki Moody’s notunda var olan gerçekler. Notumuzu bu seviyede tutan en güçlü yanımız da mali yapının son derece sağlam devam etmesidir. Bütçe ve kamu borcu rasyolarımız emsallerimize kıyasla çok güçlüdür.

Bundan sonraki süreçte ise Moody’si harekete geçirecek olan makro gerçekleşmelerden ziyade, yine kurumun önemli kriterlerinden olan kurumların güçlülüğü yani “Kurumsal Dayanıklılık” kriteridir.

Hatırlatalım Moody’sin kredi derecelendirme metodolojisinde dört temel kriter mevcut;

1.Ekonomik Dayanıklılık (Economic strength)

2.Kurumsal Dayanıklılık (Institutional Strength)

3.Mali Dayanıklılık (Fiscal Strength)

4.Ani Olay Riskine Duyarlılık (Susceptibility to event risk)

•Birinci kritere dair; son üç yıldır not düşüşüne sebebiyet verecek nitelikte bir değişiklik söz konusu değil.

•İkinci kriter burada en kritik. Bu kritere göre, “kurumların gücü/dayanıklılığı” ülkenin reform yapabilme kapasitesini, yaşanan ani şoklara hızlı reaksiyon verme gücünü, politika tutarlılığı/öngörülebilirliği ve etkinliğinin yanı sıra hukukun üstünlüğü (rule of law) gibi siyasetten ziyade daha çok teknik açıdan bu konuları kapsamakta. Bu da gün sonunda ekonominin öngörülebilirliğini/işlerliğini artıran bir unsurdur. Yine bu kriterde örneğin merkez bankası gibi kurumların ani bir risk doğduğunda hızlı politikalarla cevap verebilme kapasitesi de bulunmaktadır. Türkiye özellikle merkez bankası tarafında bu aşamada iyi bir sınav vermiştir. Yine de bahsettiğimiz kriter bundan ibaret olmadığından, Moodys iki hafta önce ülkeyi izlemeye alırken en çok atıfta bulunduğu bu kriterdir. Dolayısıyla notumuz, bu kriterin tamamında yaşanan güç kaybı neticesinde düşebilir.

•Üçüncü kriter, mali yapı zaten en güçlü durduğumuz kriter.

•Son kriter ise ani olayların ekonominin ve kamu finansmanının işlerliğine zarar vermesi ve ülkenin default riski yaşamasına dairdir. Siyasi riskler/jeopolitik riskler ya da iktisadi açıdan finansal kesimin/bankacılık sektörünün şok yaşamasına sebep olan herhangi beklenmeyen ani bir durumun ortaya çıkması gibi durumlar bu kapsamda değerlendirilmekte.

Özetle; S&P’nin notumuzu düşürmesi Moody’s kararı için bir baz oluşturmaz.

Olur da notumuz düşerse de dünyanın sonu değildir. Fakat bu durumda, finansal piyasalarda fiyatlamanın şu anki halinde kalmasını da beklemek iyimserlik olur. Yeniden bir fiyatlama dönemi (re-rating) gündeme gelir. Bu sebepten içinde bulunduğumuz 1-2 aylık vadede adımlarımızı hızlı atmamızda fayda var. 

Bugün Moody’s’den olumsuz bir açıklamanın gelmemesi, piyasayı rahatlatır. Normalleşmeyi hızlandırır.
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
40 yılda ne değişti? 03 Ağustos 2018
Vizyon sahibi olmak 30 Temmuz 2018