Mobilya ihracatçıları sorunlarını tartıştı (1)

Rüştü BOZKURT
Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ [email protected]

Orta Anadolu Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçılar Birliği (OAİB), 14-16 Aralık 2018 tarihleri arasında Antalya’da değerlendirme toplantısı yaptı… Başkan Tahsin Ata, üyeler Erol Ata, İsmail Biçer, Levent Öztekin, Osman Aksoy, Melih Gün, Orhan Kahraman ve Ertürk Dölek de üyelerin sorunları ve çözümler konusundaki tartışmalarda hazır bulundu… Dinçer Sinici, Hüseyin Tosunoğlu, Mehmet Balıkcıoğlu, Yaşan Karabulut ve Cihat Çakır ise işleri nedeniyle bu ilk toplantıya katılamadı… Ayrıca bu önemli sivil inisiyatifin çok sayıda üyesi, toplantının başından sonuna aktif katılımla sektörün arayışlarını yansıtan anlamlı önerilerde bulundu.

Konuyu iki boyutu ile ele almalıyız: Birinci yazıda, ihracatçıların yaşadığı günlük sorunlar ve kısa dönemde çözüm arayışlarını özetleyelim… İkinci yazıda, sektörde nicelikten niteliğe geçiş sürecini iyi yönetmek gerektiğini kavramanın önemi üzerinde duralım…

Bitmeyen çile: lojistik

Antalya toplantısı, sektörde bir dizi güncel sorun yaşandığını çok net gösteriyordu… Önce lojistik alanından başlayalım: Doğru bir genellemeyi paylaşarak yola koyulalım: Yapıları inşa etme işin yarısıdır; öteki yarısı yapıların içine hayat doldurmaktır. Biz, Kars-Tiflis Demiryolu hattını yapmışız, ama net tarifelerin yürürlüğe konması ve işleyişin düzenliliğini güven altına alan adımların atılması konusunda gerekeni yapmamışız. Daha önemlisi, alış-verişin gelişmesinin önünü açma konusunda gerekeni yapma özeni göstermemişiz. İthalatın daralması nedeniyle geri dönüş yüklerinin azalmasının yarattığı lojistik maliyeti artışına alternatif çözümleri kolektif bir anlayışla hayata taşımada yaya kalmışız. Lojistik alanında geçiş belgeleri, gümrük işlemlerinde eşdeğerlilik yaratmada ihracatçıya uygun çözümler üreten mekanizmaları oluşturmada ciddi boşlukların doldurulamadığı çok açık.

Fuar düzenlemelerinin müşteri bağlantısı ve iletişime etkileri kadar, rakiplerin yaratıcı yeniliklerini izleme işlevinin önemini de de hepimiz biliyoruz. Biliyoruz, ama fuar düzenleyicilerin çeşitlenmesi, rekabetin artması, kalitenin artması sonucunu yaratmıyor. Felsefesi ve teması net olmayan, vasatlığı özendiren, güven sarsan sonuçlar yaratan fuar etkinliklerinden yakınılıyor. Fuarların katılımcı kadar müşteri güveni sağlamada ciddi boşluklar yarattığı da yoğun biçimde dile getiriliyor. Zamanlaması, katılım koşulları ve müşteri hizmeti standartlarında bir düzey yakalanmazsa, fuarların mobilya sektörüne gerekli katkıyı yapamayacağı ileri sürülüyor. Çok açık ve net ki, ülkemizin “fuar stratejsini” belirlemek için siyasi irade, bürokrasi, iş insanları, medya ve sivil inisiyatiflerin önemli sorumlulukları var. Bunun bir “memleket meselesi” olduğu noktasından hareket etmeliyiz.

Hammadde maliyetleri

Sektörün temel girdisi olan odun hammaddesi konusunda indirgemeci bakışın yarattığı gereksiz ithal bağımlılığı da asla gündemde olmaması gereken bir sorun. Odun hammaddesi, yonga levha, MDF-Lam konusuna bütün aktörlerin; siyasi iradenin, bürokrasinin, iş insanlarının, medyanın ve sivil inisiyatiflerin ortak dili yok… Bu ortak dil eksikliği; net bilgi sahibi olmamızı engellediği gibi, etkin koordinasyonu da engelliyor; konuya odaklanarak hızlı çözümler üretilmesi geciktiriyor.

İran, Azerbaycan ve benzeri ülkelerde ticaret düzenlemeleri, resmi işlemler ve bürokrasiyle ilişkiler konusunda net bilgi olmaması nedeniyle potansiyellerin yeterince değerlendirilmediği saptaması da yapılıyor…İhracata ön bilgiye sahip olmanın kâr kalitesine etkileri konusunda bilincimizi yükseltmek gerekiyor. İngiltere gibi gelişmiş ülkelerde de istenen belgeler ve işlemler konusunda ihracatçının “dinamik bilgilendirme sistemi” ile erken uyarı yaklaşımıyla desteklenmesi ihracatın istenen ölçeklere erişmesini kolaylaştıracaktır.

Başta İran olmak üzere ambargolar ve iç düzenlemeler nedeniyle para akışı konusunda ihracatçının gerçekçi bilgilerle donatılmasına ihtiyaç var. Bu bilgi boşluğunun doldurulması Eximbank destekleri kadar önemli. Günümüzün en önemli girdisi olan “uzman bilgisi” konusunu ortaklaşa çözmezsek, potansiyelleri değerlendirmede geri kalmışlığımızı daha da pekiştiririz.

Çok farklı disiplinlerden uzmanlar ve uygulamacılarla sektördeki ihracatçının bilgi ihtiyacı, bilgi paylaşımı, bilgi değerlendirilmesi, öngörme ve önlem alma disiplini, hepsinden önemlisi de geri-bildirim döngüleri ile uygulamaların ödünsüz gözetim denetimi, uzun soluklu gelişme yaratmak için gerekli olmanın ötesinde zorunlu adımlardır.

Çıkardığımız dersler

Tartışmalardan benim çıkarabildiğim dersleri şöyle özetleyebilirim: İhracatçının bağlantı, iletişim ve işbirliği yapma metodu eksik. Bir örnek üzerinde duralım; İran ile iş yapılacaksa, önce ambargo ve uygulamaları hakkında açık ve net bilgiler birincil elden derlenmeli ve içselleştirilmeli… İran’ın kendi iç düzenlemleri, sektörle ilgili stratejik, taktik ve operasyonel uygulamalarının açık seçik bilinmesi ve tanımlanması etkin kaynak kullanımının gerek şartı. Türkiye’ de İran’la ilgili düzenlemelerin ayrıntılı biçimde izlenmesi, günlük bültenler halinde ihracatçılarla paylaşılması da bir o kadar önemli. Bilgilendirmenin sürekliliğinin korunması ve derinleştirilmesinin sağlanması önemli sorunlarımız.

Haftaya ihracatta nicelikten niteliğe geçiş için bütün aktörlerin sorumlulukları üzerinde duracağız…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar