Mismanagement ve malpraktis
Eşyanın doğası gereği midir bilmem ama konuştuğum özellikle genç işletmeciler devamlı yönetimlerinin rezaletinden şikayet ederler. İngilizce mismanagement, Türkçe "kötü yönetim" yaygın bir suçlama. Bazen şikayetler öyle boyutlara ulaşıyor ki, neredeyse şirketten ve yöneticilerinden nefrete dönüşüyor. Bu şikayetçilerin işlerinde hâlâ kalmaları herhalde "Yıkılası viranede evlad-ı ayal var" misali sırf evdeki çoluk çocuğu geçindirme mecburiyetinden olsa gerek diye düşünüyor insan. Olumsuz görüşlerin üst yönetimin dikkatinden kaçmadığını, ancak pek de umursanmadığını bilecek kadar deneyimim var. Oysa umursanmalı. Mark Twain "Kanıları genellikle kanı sahibinin önemine göre değerlendiririz ama bir yaban arısının hakkımızdaki kanısının bir imparatorunkinden daha rahatsız edici olabileceğini unutmamalıyız" demiş. Haklı. Üst yönetim alttan gelen suçlamaları iyi dinlemelidir. Çünkü genellikle bu suçlamalar haklıdır. Bu hafta ve bir kaç hafta daha kötü yönetimin ne olduğuna, sonra da kötü yönetim ile malpraktis arasındaki ilişkilere bakmak istiyorum.
Konuya girmeden söyleyeyim: Görünürdeki kötü yönetimin her zaman para kazanamayan şirket demek olduğunu ileri sürmüyorum. Görünürde berbat yönetilen fakat para kazanan bir sürü şirket ve görünürde iyi yönetilen ama para kazanamayan şirketler gördüm. Bunlara neden "görünürde" dediğimi ileride anlatacağım. Şimdilik şu kadarını söyleyeyim: Kötü yönetim, yeteneksiz yöneticiler tarafından gösteriliyorsa tatsız, yetenekli yöneticiler tarafından gösteriliyorsa düpe düz tehlikelidir.
Kelime anlamı açısından kötü yönetim; yönetim denilen şeyde ne yapılıyorsa onun iyi yapılmaması anlamına gelir. Yani bir yönetim var, bir de o yönetim ne ise onun tersi kötü yönetim. Okurlarım bilirler, tarifi yapılmayan terimler kullanılarak tartışılmasına ne kadar sinirlendiğimi sık sık yazarım. Kötü yönetiliyoruz diyenlerin aklındaki iyi yönetim tarifi bilinmeden bu suçlamanın fazla bir anlamı yoktur.
Şu kötü yönetim denen nesneyi anlamak için bir çerçeveye oturtalım. Yönetici iki çeşit karar verir ve uygulama yapar. Birincisi ne yapılacağına, ikincisi nasıl yapılacağına, daha doğrusu işleri başkaları yapacağına göre nasıl yaptıracağına karar verir. Ondan sonra da bu kararlarını uygular. Demek ki, iyi yönetici bu iki kararı ve uygulamayı iyi yapan, kötü yönetici ise kötü yapandır. Yönetici doğru işi yanlış, yanlış işi doğru yaptığı zaman kötü, yanlış işi yanlış yaptığı zaman çok kötü yönetici olur.
Tekerlemelerde boğulmadan biraz daha somut hale getirelim. Okurlarım hatırlayacaklardır, daha önce detaylı bir şekilde inceledik. Yönetici şirketin iş tanımını ve buna dayalı stratejisini yani pazarlamanın hedeflerine ulaşabilmesi için üretimin yapması gerekenleri tanımlayan ve buna bağlı olarak şirketin mali, insan gücü, tesis ve altyapı, bilgi ve know-how ve stratejik ilişkiler kaynaklarını pazarlama ve üretim işlevlerinde stratejiye göre kullandıran kişidir. Bunun için de kaynakları planlar, tedarik eder, dağıtır ve kullanımlarını denetler. Demek ki kötü üst yönetici iş tanımını, stratejiyi, kaynak kararlarını yanlış yapan kişidir. Tahmin edebileceğiniz gibi kötü yönetimin başını iş tanımı ve stratejide yapılan hatalar çeker. Bunlarda yanlış iş yapan yönetici ne teknik kullanırsa kullansın, kaynak kararlarını vermekte doğru iş yapamaz. Bunlarda yanlış yapınca da üretim dolayısıyla pazarlama hedeflerine ulaşamaz. Ondan sonrası, iyi senaryolarda kaos ve kötü senaryolarda genellikle örgütsel savaştır.
İş tanımını, stratejiyi ve kaynak kararlarını doğru yapmadığını anlamak o kadar da zor değildir. Bunu anlayan akıllı yöneticiler kabahatin kendilerinde olduğunu açıkça anlatır ve dolayısıyla tekrar hata yapma hakkını! elde ederler. Akıllı olmayan yöneticiler kabahatli ararlar ve de bulurlar. Kendilerine iş tanımı, strateji ve stratejiyi uygulamak için gerekli kaynaklar verilmeyen orta ve alt kademe yöneticileri de hem kabahatli olurlar, hem de şikayetçi. Gelecek hafta size kötü yönetimin bir örneğini vererek bu anlattıklarımı somut olarak bir kez daha ziyaret edeceğim.
Sağlıcakla kalın.