Mısır, iracat, siyaset...

Dün gazetemizde yer alan bir haber ilgimi çekti.

İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri (İTKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi konuşmasında, Mısır ve Tunus'ta yaşanan karışıklıklara dikkati çekmişti. Özellikle bu ülkelerden alış veriş yapan batılı alıcıların, tedarik sisteminde sıkıntılar yaşayabileceğini belirtmiş.

Mısırlı ve Tunuslu, özellikle tekstil ve hazır giyim imalatçılarının ve ihracatçılarının, uluslararası piyasalarda Türk ihracatçılarına rekabet ettiklerini biliyoruz. Bazı ürünlerde müşterilerimizi kendine çeken ve mevcut karışıklıklardan nasibini alan bu tedarikçilerin, , müşterilerinin taleplerini kısmen veya tamamen karşılayamayacakları çok açık bir gerçek.

Bu konuda Sayın Tanrıverdi'nin görüşüne tamamen katılıyorum. Bu ülkelerin tedarikçilerinin yükümlülüklerini yerine getirmekte ciddi sıkıntılar yaşayabilecekleri çok olasıdır.

Sohbetimize katılan okurlarımız hatırlayacaklardır, ihracatçının uluslararası piyasalar ve döviz borsasını olduğu kadar, uluslararası ve bölgesel siyaset ortamını, hava durumunu vb. konularını izlemesi gerektiğini ara sıra söyleriz. Bunların ve işimizi etkileyebilecek benzeri konuların, özellikle hedef pazarlarımıza yönelik bir şekilde gösterecekleri gelişmeleri izlemek, biz ihracatçılar için hayati önem taşıyor.

Bugün ortaya çıkan durum ise, aynı dikkatin rakiplerimizin koşullarının izlenmesi için de sarf edilmesinin önemini ortaya koyuyor. Fırsat ayağımıza kadar geliyor olabilir.

Yapılması gereken, Mısırlı ve Tunuslu, tekstil ve hazır giyim imalatçılarının ve ihracatçılarının, imalat ve ihracatında sıkıntı yaşayacakları kalemlerin belirlenmesi. Sonra da Türk imalatçılarının ve ihracatçılarının bu kalemlerde yaşanacak sıkıntılara çözüm yaratmak üzere alıcılarla hızla temasa geçerek, oluşabilecek açığı kapatma çalışmalarına başlaması. İhracatçı birliklerinin üzerine bu konuda ciddi görevler düşüyor. Tekstil ve Hazır Giyim konusunda organizasyonlarımızın her geçen gün daha kuvvetli yapıldığını, üretici ve ihracatçılarımızın uluslararası piyasalarda ağırlıklarını arttırdığını görüyoruz.

Ancak bugün, gün hızlı hareket etme günü. Büyük alımlar yapan ülkelerin piyasalarının alıcılarına, Mısır ve Tunus karışıklıklarından doğabilecek riskleri giderebilecek durumda olduğumuzu vurgulamamız gerekir. Türk tekstil ve hazır giyim ihracatçılarımızın kullanılmayan kapasitelerinin olduğunu herkes biliyor. Teknolojimiz ve işgücümüzün kalitesi de zaten tanınıyor. Ülkemizin coğrafi konumunun da tedarik hızında ne kadar etkili olduğu açık bir gerçek. En büyük sıkıntının yaşandığı maliyetlerin aşağı çekilmesi konusunda, imalatçılarımıza olduğu kadar devlete de görev düşüyor. Bugün elimize geçebilecek olan bu fırsatı elbirliği ile değerlendirebilirsek, yüz güldüren tekstil ve hazır giyim ihracatımızın daha da keyifli bir hale gelmesi işten bile değildir.

Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanımız Sayın Zafer Çağlayan'ın bir politikacıdan daha çok iş adamı hızıyla ortaya koyduğu uygulamaların bir benzerini, bu konuda da görmek isteriz.

İş insanlarımızın ve devlet yetkililerinin hızla bir araya gelerek, bu durumun nasıl ülkemiz lehine kullanılabileceği konusunu tartışmaya açıp hiç beklemeden çözüme gitmeleri gerektiğini düşünüyoruz.