Misafir mi sığınmacı mı?
Suriye’de yaşanan şiddet ortamının ardından, Türkiye’ye sığınan Suriyeliler için birçok kentte olduğu gibi Kahramanmaraş’ta da çadırkent kuruldu. Kamp sağlıktan, beslenmeye Suriyelilerin tüm ihtiyaçları karşılayacak şekilde hizmet veriyor. Yetkililerin ifadelerine göre kentimizde şu anda yaklaşık 51 bin Suriyeli var. 15 bin 600’ü çadır kentte. Yani şehir merkezinde yaşayan yaklaşık 35 bin kişi kendi imkanları ve hemşerilerimizin yardımları ile yaşamını sürdürüyor. Kentimizde hayata karışan Suriyelilerin fırın, lokanta gibi dükkanlar açmaları ve halk arasında “Suriyeliler dükkan açıyor vergi dahi ödemiyorlar” diye dedikoduların çıkmasıyla kentte bir gerilim oldu. Buna Suriyelilerin işgücü piyasasına girmelerini ve kira fiyatlarının yükselmesini de ekleyebiliriz.
Şimdi gelelim esas meseleye, yetkililer ‘misafir’, halk ‘sığınmacı’, kimileri ise ‘buralı oldular’ diyor. Bu insanlar ne olacak; bunun cevabını hiç kimse bilmiyor. Aslında şehirde yaşayanları da bu belirsizlik huzursuz ediyor. Bunun yanında çadırkentin kapılarını sabah kim açıyor ve akşam kim kapatıyor. Daha da önemlisi bunu yaparken de hangi kanuna göre yapıyor. Tabii ki bu başıboşluklar da şehirde gerilimler yaratıyor. Yaratmaya da devam ediyor. Geçtiğimiz pazar günü yaşanan hiç tasvip etmediğimiz nahoş olay böyle bir sürecin karşılığı.
Kahramanmaraş Valisi Sayın Şükrü Kocatepe, o kötü olayların yaşandığı gün yaptığı açıklamada “Yaşananlar Kahramanmaraşlının dindarlığına yakışmadı” dedi. Kent bu açıklamaya tepkili. Konuştuğumuz herkes “Kahramanmaraşlının dindarlığını veyahut hiç kimsenin dindarlığını kimsenin sorgulamaya hakkı yok” diyor. Birçok ilde olduğu gibi kentimizde de Suriyeliler sorunu var. Bu epey zamandan beri görmezden geliniyor. Şehir halkı huzursuz. Şehrin bu tür olaylara gebe olduğu belli. Eğer bu sıkıntının çözülmesini istiyorsak topu Maraşlılara atmamak lazım. Öngörülü, istihbarata dayalı huzur sağlayıcı çalışmalar yapılması gerekiyor.
Zira Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan 2013 yılında valilere yaptığı bir konuşmada özetle “En önemli isteğim, sıradancılığı bırakmalıyız. Protokol valiliği yapmayacağız. Halktan biri gibi olacağız. Ve halk bizi gördüğü zaman kendini bulacak” demişti.
Tamiri mümkün olmayan hataların önüne geçmek için bölgedeki tüm illeri kapsayan bir Suriyeliler raporu hazırlanmalı. Acilen Suriyelilerin ‘misafir’ mi, ‘sığınmacı’ mı, ‘buralı’ mı olduğu belirlenmeli…