Milyoner: Küreselleşmenin beyaz perdeye yansıması

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN [email protected]

Hayatla mücadelesine, Hindistan'ın Mumbai kentinin kenar mahallesinde başlayan bir çocuğun, zorluklar içindeki büyüme sürecini, bir aşk hikayesini de içine katarak, katıldığı bir yarışma programı çerçevesinde ele alan Milyoner (Slumdog Millionaire) Oscar ödüllerinde en iyi film, en iyi yönetmen, en iyi uyarlama senaryo, en iyi görüntü yönetmenliği, en iyi ses miksajı, en iyi kurgu, en iyi film müziği ve en iyi orijinal şarkı ödüllerine layık görüldü.

Yaşanan küresel finans ve ekonomi krizi sürecinde film endüstrisi kendi finansman stratejilerini gözden geçirirken, Akademi üyelerinin bağımsız ve çokuluslu Milyoner filmini bu kadar çok ödüle layık görmüş olmaları aslında birçok açıdan önemli bir işaret.

Öncelikle yabancı gazeteler bu seçimi küresel finans krizinin film sektörüne yansıması olarak görüyorlar.

Tüm sektörlerde daralma yaşanırken, film sektöründe de bütçelerin daraldığı bir döneme girdiğimiz açık. Dolayısıyla Milyoner gibi düşük bütçeli bir filmin sekiz dalda ödül alması her şeyin para olmadığını, sınırlı bütçelerle başarılı işler yapılabildiğinin bir kanıtı. 

Filmin ödüllerinin bir diğer anlamlı tarafı, çokuluslu bir film olma özelliği. Yani Milyoner, küreselleşmenin film sektörüne de yansımasının başarılı bir örneği

İsviçre'nin liberal görüşlü gazetesi Corriere del Ticino ekonomik krizin film sanayiini nasıl etkileyeceğine yönelik yorumlara yer veriyor.

Gazeteye göre Milyoner filminin Akademi üyeleri tarafından sekiz Oscar'a layık görülmesinin tüm dünyaya verdiği mesaj son derece açık: Filmleri ucuza üretmeli ve düşük bütçelerle üretilen filmlere ödül vermeliyiz. Filmler gerçek hayatı yansıtmalı ve gelişmekte olan ülkeleri anlatmalı. Çünkü ekonomik açıdan bakıldığında da, gelişmekte olan ülkelerin başarıları, küresel ekonomiyi yeniden düze çıkarmakta büyük rol oynayacak gibi görünüyor.

Film endüstrisi 2009 yılını 3 boyutlu filmlerin geri döneceği bir yıl olarak planlıyordu. Ekonomik kriz ise şu an için bu planların erteleneceği izlenimi veriyor. Film piyasası bugün olmasa da bu devrimi mutlaka yaşayacak, fakat şu an için finansman kaynaklarının kısıtlı olduğu bir gerçek. Milyoner filminin başarısı ise küçük bütçeli filmlerin de başarı şansının olduğunun çok güzel bir kanıtı. Bu başarının temel nedenlerinden birisi dünya genelinde dağıtım kanallarının son derece iyi gelişmiş olması. Yani küreselleşme.

Film endüstrisi desteklenmeli

İngiliz gazetesi The Independent ise, Milyoner filminin Oscar başarısının ardından İngiliz hükümetini kriz zamanlarında film endüstrisini desteklemeye davet ediyor. Bankaları ve şirketleri destekleyen, kurtarma planları hazırlayan hükümetlerden sinema sektörü için de destek bekleniyor.

İngiliz film endüstrisinin geleceğinin çok parlak bir tablo ortaya koymadığı yorumlarına yer veren gazete, 2007 yılında İngiltere'de 126 film çekildiğine, bu sayının 2008 yılında ise 111'e gerilediğine dikkat çekiyor. Gazetede vurgulanan bir diğer konu da film endüstrisine yapılan yatırımların krizle birlikte yüzde 35 oranında azaldığı. Gazete özel sektör finansmanının daraldığı bir dönemde film sektörüne yönelik yatırımların daha da gerileyebileceği uyarısında bulunuyor.

Küreselleşme etkisini hissettiriyor

Alman gazetesi Die tageszeitung ise Milyoner filminin başarısını küreselleşmenin beyaz perdeye yansıması olarak değerlendiriyor.

Gazetede yer alan yorum şöyle: "Bugün kültür ve eğlenceyi ulusal ürünler olarak tanımlamak çok zor. Aynı şey otomobiller ve bilgisayarlar için de geçerli."

Görünen o ki, artık ne üretim ne de yaratıcılık ulusal sınırlar içinde kalacak. Gerçek hikayeler daha fazla ilgi çekecek ve tüm dünya bu gerçek hikayeleri seyrederek yarına dair daha somut beklentiler içinde olacak. Ve gelişmekte olan ülkeler, birçok alana olduğu gibi, sanata da damgalarını vuracaklar önümüzdeki günlerde.

Çünkü Milyoner şunu kanıtladı: Hintli fakir bir genç, milyonların izlediği, organizasyonu için milyarlarca dolar harcanan Oscar töreninde, neredeyse ödüllerin tamamını aldı. Hem de son derece sınırlı bir bütçeyle. Sadece gerçek hayattan bir kesit anlatarak…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar