“Milyonda bir” ile “milyonda 999 bin”i perdeleme kültürü…
Birçok şirkette yaşanıyor:
Genel sorunların “milyonda biri” etmeyecek bir sorun, “profesyoneller” tarafından, öne çıkarılır…
Bu yolla, “çözümü emek gerektiren” sorunlar, uzunca bir süre rafa kaldırılır… Küçük bir adımla çözülebilecek/anlaşılabilecek (belki de sorun olarak nitelendirilmemesi gereken) konu; yapılan “sayısız” ve “saatlerce süren” toplantı ile çözülmeye çalışılır…
***
Tersi de olabiliyor:
Üretilecek ürün/hizmete (alandakilerin görüşü alınmadan) karar verilir…
Alınan karar:
Pazar, araç, gereç bulacak “alandaki, teknik çalışanlara” iletilir…
Mal veya hizmetin üretiminde/pazarlamasında sıkıntı olduğunda:
Alanda çalışanlar “sorumsuz”, “sorunlu” ilan edilir…
Sonuç mu?
Sorunun çözümü için “merkezde”, tekrar, yeni toplantılar organize edilir…
***
Bu “kısır döngü”, orta/uzun dönemde herkese kaybettirir…
***
Örneğin: Kamuda tasarruf…
Vatandaşın “Kemer sıkmalıyım”, “Tasarruf etmeliyim”, “Verimliliğimi artırmalıyım” algısını güçlendirmek için önemli…
Ama:
Bu bilgiyi sürekli tekrarlayanlar: Kamuda tasarrufa, kamu işçisi ile başlamanın “tasarruf” değil, “verimsizlik” getireceğini de bilmeli…
VELHASIL
2024 merkezi bütçesi 11,1 trilyon lira…
Bunun sadece 8 milyar lirası, kamu işçisinin aracı, servisi, yemeği, çayı için kullanıldı…
(Bütçenin milyonda birinden de küçük)
***
Sorunu (çözümü kolay/dertsiz ama zamana da yayılabilecek) o alana odaklamak isteyen profesyoneller (edinilen “kolaycılık kültürü” sayesinde) tabi ki olacak…
Ama…
Zamanla yarışan bir kamu mühendisine “belediye otobüsü” kullandırmak;
Beyin gücüne veya fiziki güce ihtiyaç duyan bir kamu işçisinin “yemeğini”, “servisini” kısmak “tasarruf” değildir…
Tam tersi “verimsizlik”, “zaman kaybı”, “maliyet artışı” anlamına gelir