Milli Güvenlik Siyaset Belgesi
Geçen hafta toplanan Milli Güvenlik Kurulu (MGK), Türkiye'de, bölgede ve dünyada meydana gelen ve gelmesi muhtemel gelişmelerin değerlendirdi ve Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi’ni (MGSB) yeniledi. Böylece MGSB-2020 yürürlükten kaldırıldı.
İbn Haldûn’a atfedilen ama yazdığına yönelik bir belge bulunmayan “coğrafya kaderdir” sözü ne kadar doğru. Bir ara not girersek… Mukaddime’nin bütününe bakıldığında, İbn Haldun’a göre coğrafyanın insanların kaderini belirlediğini söylemek yanlış olmaz. Ancak İbn Haldûn, insanın dönüşebilen etkin bir varlık olduğu düşüncesiyle tarihsel ve toplumsal alandaki değişimleri coğrafî etkenlerin dışındaki nedenlerle de ele almakta.
Ülkelerin coğrafi konumları ile yürüttükleri strateji ve diplomasi arasında sıkı bir ilişki bulunmakta. Bu ilişkiler ülkelerin güvenlik yaklaşımlarını doğrudan etkilemekte. Türkiye’yi Balkan, Akdeniz, Karadeniz, Ortadoğu, Kafkas ülkesi olarak tarif edebilirsiniz. Bunun yanında Türkiye’nin Batı-Doğu, Kuzey-Güney geçiş ülkesi konumu enerjiyi de içerisine alan tüm lojistik yolların kavşağında olmasını sağlıyor.
Çevremiz yanıyor
Bu coğrafi konumun avantajları kadar dezavantajları da var. İki Dünya Savaşı sonrası Ortadoğu sınırları cetvelle çizilip, her türlü istikrarsızlığa açık hale getirilmişti. Bunun etkilerini doğrudan hisseden bir ülkeyiz. Sınır komşumuz Irak 1990’lardan beri bir kaos içinde. Özgürlük, demokrasi, insan hakları söylemleriyle yapılan iki harekât sonrası tekrar tam olarak bir devlet yaratabilmek hâlâ mümkün olmadı. Arap Baharı’nın son halkası Suriye’nin ise geleceği büyük sorun ve tartışmalara gebe. Yine sınırdaş olduğumuz İran, uluslararası sistemden dışlanmış durumda ve 1979’dan beri hedef niteliğinde. İran’ın hemen ötesi Afganistan, uluslararası bir sorun.
Kafkasya’da Ermenistan’ın Türkiye’ye ‘tarihsel düşman’ yaklaşımı sorunların çözülmesindeki en önemli engel. Azerbaycan-Ermenistan ilişkileri de doğrudan Türkiye’nin strateji üretmek zorunda olduğu bir konu.
Balkanlarda Ermenistan gibi her politikasını Türkiye’ye endekslemiş bir Yunanistan ile karşı karşıyayız. Ege’de karasuları ve kıta sahanlığı, Doğu Ege Adaları’nın silahsızlandırılmış statüsü, egemenliği belirsiz adacıklar ve ulusal hava sahası sorunları çözümü istenmeyen, sürekli gündemde tutulan bir durumda. Doğu Akdeniz’de ise deniz yetki alanları ve tabii ki Kıbrıs sorunları var.
Montrö Antlaşmasıyla istikrarı sağlanan Karadeniz ise Ukrayna-Rusya çatışmasıyla sorunlu hale geldi.
Tüm bu sorunların yanında istikrarsız coğrafyaların ürettiği terör, ekonomik sorunlar, muhatap bulamama ve bunların uluslararası güçlerin müdahalesine açık yapı oluşturması Türkiye için her zaman karşı stratejiyi mecbur kılıyor. Ayrıca Türkiye’ye miras kalan Ortadoğu, Afrika, Balkanlar ve Kafkasya’daki geçmişi, yalnızca ülke sınırlarıyla kısıtlı bir politika üretmesine de müsaade etmiyor. Bu noktada Milli Güvenlik Siyaset Belgenizin sürekli bir yenilemeye gitmesi gayet doğal.
İç ve dış tehdit açısından değişmeyen sorun; terör
MGSB’nde değişmeyen unsur terörizm. Bu listenin başında PKK geliyor. PKK'nin Türkiye topraklarında eylem yapma kapasitesi neredeyse kalmadı. Ancak Irak ve Suriye’deki varlığı tehdidin sürmesini sağlıyor. Türkiye Irak hükümeti ile güvenlik iş birliğini yeni bir düzeye çıkardı ve terörizmle mücadeleyi de içeren kapsamlı bir güvenlik iş birliği protokolü imzaladı. Bu girişim, Irak’ın PKK'yı ‘yasaklı örgütler’ listesine almasıyla sonuçlandı. Ancak Irak PKK'yı ‘terör örgütü’ olarak tanımlanmadı.
Suriye'de iç savaşın sona ermesi Türkiye açısından önemli bir kazanım olarak görülmekle beraber PKK’nın Suriye kolu PYD-YPG ile ABD’nin iş birliği önemli bir tehdit kaynağı. Türkiye, Suriye’nin yeniden istikrarsızlık ve şiddet sarmalına girmemesi için PYD-YPG’nin kendini feshetmesini istiyor. Keza MGK toplantısından sonra yapılan açıklamada bu açıkça belirtilmiş.
DHKP-C, IŞİD ve FETÖ terör tehdidinin diğer parçaları. İlk iki örgütün Türkiye’de eylem yapma arayışı her zaman var. FETÖ ise kendisine has yöntemleri kullanmaya devam ediyor.
Tüm bu tehditlerin her dönem olduğu gibi bu dönemde de MGSB’nde yer alması şaşırtıcı değil.