Milli Güvenlik Siyaset Belgesi

Prof. Dr. Ragıp Kutay KARACA
Prof. Dr. Ragıp Kutay KARACA DIŞ POLİTİKANALİZ ragipkutay.karaca@dunya.com

Geçen hafta toplanan Milli Güvenlik Kurulu (MGK), Türkiye'de, bölgede ve dünya­da meydana gelen ve gelmesi muhtemel gelişmelerin değer­lendirdi ve Milli Güvenlik Si­yaseti Belgesi’ni (MGSB) ye­niledi. Böylece MGSB-2020 yürürlükten kaldırıldı.

İbn Haldûn’a atfedilen ama yazdığına yönelik bir belge bu­lunmayan “coğrafya kaderdir” sözü ne kadar doğru. Bir ara not girersek… Mukaddime’nin bütününe bakıldığında, İbn Haldun’a göre coğrafyanın in­sanların kaderini belirlediği­ni söylemek yanlış olmaz. An­cak İbn Haldûn, insanın dönü­şebilen etkin bir varlık olduğu düşüncesiyle tarihsel ve top­lumsal alandaki değişimle­ri coğrafî etkenlerin dışındaki nedenlerle de ele almakta.

Ülkelerin coğrafi konum­ları ile yürüttükleri strateji ve diplomasi arasında sıkı bir ilişki bulunmakta. Bu ilişkiler ülkelerin güvenlik yaklaşım­larını doğrudan etkilemekte. Türkiye’yi Balkan, Akdeniz, Karadeniz, Ortadoğu, Kafkas ülkesi olarak tarif edebilirsi­niz. Bunun yanında Tür­kiye’nin Batı-Doğu, Ku­zey-Güney geçiş ülkesi konumu enerjiyi de içe­risine alan tüm lojistik yolların kavşağında ol­masını sağlıyor.

Çevremiz yanıyor

Bu coğrafi konumun avantajları kadar de­zavantajları da var. İki Dünya Savaşı sonrası Orta­doğu sınırları cetvelle çizilip, her türlü istikrarsızlığa açık hale getirilmişti. Bunun et­kilerini doğrudan hisseden bir ülkeyiz. Sınır komşumuz Irak 1990’lardan beri bir ka­os içinde. Özgürlük, demokra­si, insan hakları söylemleriy­le yapılan iki harekât sonra­sı tekrar tam olarak bir devlet yaratabilmek hâlâ mümkün olmadı. Arap Baharı’nın son halkası Suriye’nin ise gelece­ği büyük sorun ve tartışmala­ra gebe. Yine sınırdaş olduğu­muz İran, uluslararası sistem­den dışlanmış durumda ve 1979’dan beri hedef niteliğin­de. İran’ın hemen ötesi Afga­nistan, uluslararası bir sorun.

Kafkasya’da Ermenistan’ın Türkiye’ye ‘tarihsel düşman’ yaklaşımı sorunların çözül­mesindeki en önemli engel. Azerbaycan-Ermenistan iliş­kileri de doğrudan Türki­ye’nin strateji üretmek zorun­da olduğu bir konu.

Balkanlarda Ermenistan gi­bi her politikasını Türkiye’ye endekslemiş bir Yunanistan ile karşı karşıyayız. Ege’de ka­rasuları ve kıta sahanlığı, Doğu Ege Adaları’nın silahsızlandı­rılmış statüsü, egemenliği be­lirsiz adacıklar ve ulusal hava sahası sorunları çözümü isten­meyen, sürekli gündemde tu­tulan bir durumda. Doğu Akde­niz’de ise deniz yetki alanları ve tabii ki Kıbrıs sorunları var.

Montrö Antlaşmasıyla istikra­rı sağlanan Karadeniz ise Ukrayna-Rusya çatışma­sıyla sorunlu hale geldi.

Tüm bu sorunların ya­nında istikrarsız coğ­rafyaların ürettiği terör, ekonomik sorunlar, mu­hatap bulamama ve bun­ların uluslararası güçle­rin müdahalesine açık yapı oluşturması Türki­ye için her zaman karşı stratejiyi mecbur kılıyor. Ayrı­ca Türkiye’ye miras kalan Or­tadoğu, Afrika, Balkanlar ve Kafkasya’daki geçmişi, yalnız­ca ülke sınırlarıyla kısıtlı bir politika üretmesine de müsa­ade etmiyor. Bu noktada Mil­li Güvenlik Siyaset Belgenizin sürekli bir yenilemeye gitmesi gayet doğal.

İç ve dış tehdit açısından değişmeyen sorun; terör

MGSB’nde değişmeyen un­sur terörizm. Bu listenin ba­şında PKK geliyor. PKK'nin Türkiye topraklarında eylem yapma kapasitesi neredeyse kalmadı. Ancak Irak ve Suri­ye’deki varlığı tehdidin sür­mesini sağlıyor. Türkiye Irak hükümeti ile güvenlik iş birli­ğini yeni bir düzeye çıkardı ve terörizmle mücadeleyi de içe­ren kapsamlı bir güvenlik iş birliği protokolü imzaladı. Bu girişim, Irak’ın PKK'yı ‘yasak­lı örgütler’ listesine almasıyla sonuçlandı. Ancak Irak PKK'yı ‘terör örgütü’ olarak tanımlan­madı.

Suriye'de iç savaşın sona er­mesi Türkiye açısından önem­li bir kazanım olarak görül­mekle beraber PKK’nın Suri­ye kolu PYD-YPG ile ABD’nin iş birliği önemli bir tehdit kay­nağı. Türkiye, Suriye’nin yeni­den istikrarsızlık ve şiddet sar­malına girmemesi için PYD-Y­PG’nin kendini feshetmesini istiyor. Keza MGK toplantısın­dan sonra yapılan açıklamada bu açıkça belirtilmiş.

DHKP-C, IŞİD ve FETÖ terör tehdidinin diğer parçaları. İlk iki örgütün Türkiye’de eylem yap­ma arayışı her zaman var. FE­TÖ ise kendisine has yöntemleri kullanmaya devam ediyor.

Tüm bu tehditlerin her dö­nem olduğu gibi bu dönemde de MGSB’nde yer alması şa­şırtıcı değil.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Barış ve korku 19 Şubat 2025
Trump geldi! 23 Ocak 2025