Milli geliri artıran TÜıK...

Taylan ERTEN
Taylan ERTEN ANKARA'dan [email protected]

ANKARA'DAN / Taylan Erten [email protected] 1 artı 1 eşittir 3 eder mi? "Sıfıra sıfır elde var sıfır"dan 5 çıkar mı? Matematik olarak çıkmaz da... İstatistik olarak çıkabilir mi? İçinde her ne kadar toplama, çıkarma, çarpma, bölme, entegral, diferansiyel, logaritma, karekök matematiği bulunsa da istatistik gerçeği sanallaştırabilir, sanalı gerçekmiş gibi gösterebilir mi? Yani, istatistik böyle bir şey mi? Çok tartışılmıştır; hem teoride hem pratikte...İstatistiğin yalan türleri içinde "en kuyruklusu" olduğunu söyleyenler bile çıkmıştır da, bunlar herhalde abartılı lâflardır! Bizler devletin TÜİK'ine inanmak durumundayız: Devletin TÜİK'i siyasi iktidarların "oy değirmenine" su taşımaz. Buna da güvenmek durumundayız. Onun için devletin TÜİK'i gayrisafi milli hasılamız bir "endeks darbesiyle" yüzde 31.6 arttı diyorsa, artmıştır. Cari açık, iç ve dış borçlarımız azaldı diyorsa, azalmıştır. Gayrisafi yurtiçi hasıla 659 milyar dolar olacak diyorsa, olacaktır. Nüfusumuz bildiğiniz gibi değil, 70.8 milyona düştü dediyse, doğrudur. Kişi başına gelir 7.100 dolardan 9.300 dolara çıktı diyorsa, o da doğrudur. Ta ki aksi ispatlanıncaya kadar. Aksinin ispatlanmasını da istemeyiz, Yoksa tutunacak dal kalmadı demektir! Milli gelir arttıysa... İktisat âlimlerimiz, istatistikçilerimiz, planlamacılarımız vs. TÜİK'in yeni gayrisafi milli hasıla, yurtiçi hasıla, milli gelir; özellikle kişi başına gelir rakamlarını, AKP iktidarının 10 bin dolarlık 2013 yılı hedefini neredeyse 5 yıl geriye alacak şekilde yenilemesini, herhalde didik didik irdeleyip eksiğini, fazlasını, yanlışını, doğrusunu ortaya koyacaklardır. Bunları bekleyeduralım... Ama, TÜİK'in yeni hesapları şu kronik soruyu sorgulamamızı da engellemesin: Nüfusu yanlışlıkla yüksek bilinirken 70.8 milyona düşürülen; 1987 bazlı endeksler doğru bilinirken eksik çıkıp düzeltildiği için kâğıt üzerinde, o da gene düzeltilmiş 7.100 dolardan 9.300 dolara yükseliveren kişi başına gelirli Türkiye'de, nasıl oluyor da yoksulluk ve açlık sürüp gidiyor? Bu sorunun ekonomi politiği, sosyo ekonomisi elbet TÜİK'le ilgili değil. Ama, istatistiğini TÜİK tutuyor: Milli geliri kağıt üzerinde yükselen Türkiye'de 70.8 milyon vatandaştan 2006 yılına göre 13.2 milyonunun açlık ve yoksulluk içinde süründüğünü, süründürüldüğünü o söylüyor. İşsiz, aşsız, yaşamsız! Düzeltilmiş 1998 endeksiyle milli gelir payı yılda ortalama 9.300 dolara yükselecek olan "kişilerin" yoksulluk sınırındaki kesimi, 4 kişilik aile hesabıyla ayda ortalama 549 YTL ile yaşamaya çalışıyor. Ankara Ticaret Odası (ATO), TÜİK verilerinden hesaplamış: Açlık sınırındakilerin her bir ferdi ayda 52 YTL ile tüm ihtiyaçlarını karşılamak zorunda. Yoksulluk sınırındakilerin her bir ferdi günde 458 YKr ile ihtiyaç gidermek zorunda. İstatistik "sihirli değnek" gibi, endekslere bir dokunuyorsun ekonomi büyüyor, gelirler artıyor, borçlar azalıyor, sorunlar çözüme, hayat "gülistan"a dönüşüyor! Peki, istatistik, bilineniyle aç ve yoksul 13 milyon vatandaşın (bilinmeyenler ne kadar?) hayatını da bir endeks darbesiyle değiştirebilir mi? Bunu da başarırsa şaşırmayalım!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Atilla Karaosmanoğlu 13 Kasım 2013