Miktar içeren ibranamelerin geçerliliği
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2007/15168 E. ve 04.04.2008 tarihli kararı miktar içermeyen ibranamelerin geçerli olup olmadığı
noktasında önemli değerlendirmeler içermektedir.
Karar; miktar içermeyen ibranamelerin geçerli olup olmayacağı, tesirinin hangi alacak kalemleri için geçerli olacağı ve irade fesadı iddialarının ne şekilde değerlendirileceğine ilişkin önemli ibareler içermektedir.
Daha evvelki yazılarımızda ibranamelerin geçerliliği noktasında taşımaları gereken şartlara ilişkin bilgiler mevcuttur. Bu karar ise özellikle miktar içermeyen ibranamelere ilişkin olması ve irade fesadı halinin ne şekilde ispatlanabileceğini ortaya koyması bakımından hususiyet arz etmektedir.
İncelememize konu kararda, davacı, fazla mesai ile hafta tatili ve tatil ücretinin ödenmesini talep ile yerel mahkemede dava açmıştır. Davalı davacının ibraname verdiğini ve bu sebeple davanın reddini savunmuştur. Yerel mahkeme isteği kısmen kabul etmiş ve hüküm altına almıştır. Yargıtay ise yerel mahkemenin kabul kararını temyiz makamı olarak incelemiş ve kararı bozmuştur. Yargıtay, kararında öncelikle uyuşmazlığın ibranamenin geçerliliği noktasında
toplandığını tespit etmiştir. Bundan sonra Yargıtay, davacı yanca verilen ibranamenin davanın ve iş akdinin feshinden sonra verildiğini, fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili çalışmalarını kapsayan bir ibranamenin söz konusu olduğunu, yerleşik içtihatlar uyarınca miktar içermeyen ibranamelerin geçerli olacağını belirtmiştir. Ayrıca Yargıtay davacının iradesinin fesada uğradığını, yazılı veya tanık beyanları ile ispat edemediğini belirtmiştir. Tüm bu değerlendirmeler çerçevesinde de davanın bozulmasına karar vermiştir.
Yargıtay’ın kararında da açık ve seçik biçimde belirttiği gibi, ibranamenin meblağ içermemesi geçerliliği noktasında önem taşımadığı belirtilmiştir. İbranamenin geçerli olması için iş akdinin feshinden sonra alınması ve tüm alacak kalemlerini içermesi gerekmektedir. Bir diğer ifade ile iş akdi devam ederken veya iş akdinin feshi sırasında alınan ibranameler hukuken geçerli değildir. Bundan başka ibranamede zikredilmeyen alacak kalemleri için ibra sağlanmış sayılamayacaktır. Bu noktada dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise, hak kazanılmamasına rağmen ‘’Ödenmiştir’’ şeklinde ifade içeren ibranamelerin geçerli olamayacağıdır. Bu durumda ibraname ile gerçek durum arasında bir çelişki doğmaktadır. Bu da ibranameyi geçersiz kılmaktadır.
Özellikle kazanılması kıdeme bağlı kılınan yıllık izin kıdem tazminatı gibi alacaklar için hak doğmamasına rağmen ‘’Ödenmiştir’’ şeklinde ibranamede ifadenin yer alması ibranameyi geçersiz kılabilecektir.
İbranamenin hukuki geçerliliği, ile alakalı üzerinde durulması gereken bir diğer husus ise irade fesadıdır. Yargıtay ibra edenin irade fesadına maruz kaldığı yönündeki iddiasını yazılı ve sözlü (tanık) her türlü delille ispatlamasını mümkün kılmıştır. Yani ibra eden işi daha sonra açacağı davada dinleteceği tanıklarla iradesinin zorlamaya veya hileye maruz kaldığını ispatlayabilecektir. Ancak yine Yargıtay belli bir tecrübe, mezuniyet ve sosyal durumda olan işçilerin verdiği ibranamede irade fesadının inandırıcı görülmeyeceğini de açıkça belirtmiştir. Netice olarak Yargıtay kararında anlatıldığı gibi belli vasıflara sahip ibranamenin noterde ve şahitler huzurunda alınması her türlü irade fesadı iddialarını da bertaraf edecektir.