Michelle Obama: Eğer yetenekli olsaydım, Beyoncé olmak isterdim
ABD kadınlarının büyük bir bölümü Obama'yı destekliyor. Çünkü Obama liderlik taslamıyor, gençlerle, aileyle, eğitimle ilgileniyor. Belki de Obama, bu konuda, "Kendimizi çok ciddiye almıyoruz. Her şeyi ölçülü şekilde yapmak gerektiğine inanıyorum" diyen eşi Michelle Obama'ya benziyor.
Amerikan seçimleri 2012 yılının önemli gündem maddelerinden birisi. Seçim sonuçlarını etkileyebilecek konular oldukça fazla. Kadınlar da, seçim sonuçlarında önemli bir rol üstlenecek gibi görünüyor. ABD'de demokratlar genellikle kadınlardan daha fazla destek alıyorlar. Erkeklerin büyük bir bölümü ise Cumhuriyetçileri destekliyor. Kadınların demokratlara desteklemelerinin genel nedeni, demokratların gençler, eğitim, aile geçindirmek, kadın işgücü, sağlık, yaşlıların bakımı gibi günlük standart ekonomi konularını daha fazla gündeme getirmeleri. Bugün ABD'de kadınların yüzde 51'i, erkeklerin ise yüzde 45'i Obama'yı destekliyor. Kadınların Obama'yı desteklemelerindeki önemli bir diğer unsur da, Obama'nın liderlik saplantısının olmaması. ABD halkı dünyanın lideri olmak konusunda artık daha az istekli. ABD'nin dünyayı ilgilendiren kararları tek başına almasını doğru bulmuyor. Obama da aslında, bu konuda halkın görüşünü yansıtıyor. Diğer ülkelerin görüşünü almayı, onlarla işbirliği içinde olmayı tercih ediyor. Aslında belki de First Lady Michelle Obama'nın Le Nouvel Observateur'e verdiği röportajın satır araları, ABD Başkanının gerçek kişiliğini yansıtır nitelikte. "Kendimizi çok ciddiye almıyoruz" diyor Michelle Obama. Her şeyi ölçülü şekilde yapmak gerektiğine inanıyor ve "Herhangi bir şey yapmadan önce, bunu yapmam doğru olur mu? diye kendini sorguladığını dile getiriyor.
Alışılagelmiş bir First Lady'den çok, Beyaz Saray'da yaşayan herhangi bir Amerikalı görünümü yansıtan Michelle Obama'nın hayata dair görüşleri şöyle:
· Her şeyi ölçülü yapmak gerekli
"Sebze yiyin" benim sloganım oldu. Bu bana çok uyuyor. Fakat bu sloganın hemen ardından, her şeyi ölçülü yapmak gerektiğini belirtiyorum. Bunlar yaşamı mükemmel kılan küçük mutluluklar. Sadece brokoli ile beslenmek üzücü olurdu! Herkes şekerlemeleri sever. Ben ve ailem de seviyoruz. Tatlıya bayılıyoruz, fakat sadece hafta sonları tatlı yiyoruz."
· Acaba bun yapmam doğru mu? diye her zaman sorgularım
"Hula hup çevirdiğimde ya da hiçbir First Lady'nin yapmadığı şeyleri yaptığımda, 'Acaba bunu yapmam doğru mu?' diye sorarım kendime. Yaptığım her şeyde rahat olmaya ihtiyacım var. Bu sayede kendimi insanlara daha yakın hissediyorum. Kendim olduğum sürece, her şeyi üstlenebilirim. İp atlamak gibi yaptığım her şey, kendi karakterimi yansıtır: Çılgın olalım, her şeyi deneyelim! Kızlarımla sürekli şakalaşırım. Bu onlara yeni deneyimlere atılmaları için güç verir. Kendimi ciddiye almamam, onları eğlendirir. Kompleksiz olmalarını sağlar."
· Barack ile kendimizi çok ciddiye almayız
"Barack ile birbirimizi çok ciddiye almıyoruz. Beraber spor yaptığımızda, en fazla kim zorlanıyorsa, ya da en fazla kim şikayet ediyorsa, onunla dalga geçiyoruz. Yine de kendi aramızda kurallarımız var. Örneğin asla yatağa dargın girmiyoruz. Örneğin ben sakinleşmeden Barack eve gelmişse, ben uyumayı tercih edebiliyorum. Fakat çok uzun süre sinirli kalmamaya özen gösteriyoruz. Bazen beni artık sevmediği hissine kapılıyorum. Fakat rahatlamak için hemen bunu ona söylüyorum ve sonuçta, aslında bana hayran olduğunu duyuyorum. Zamanımızı programlamıyoruz. Beyaz Saray'da saat 18.30'da akşam yemeği için bir araya geliyoruz. İlk yarım saat kızlarla sohbet ediyoruz. Daha sonra onlar Bo'yu gezdirmek için dışarı çıkıyorlar. Bu da Barack ile yalnız kalabileceğimiz bir zaman yaratıyor. Bir başka ritüelimiz daha var. Her gece önce ben yatarım. Barack da gelip, ışıkları kapatır, beni öper ve üzerimi örter."
· Kızlarım matematikten korkmasın
"14 yaşında bir genç kız annesi olmak, onun hayatında meydana gelen değişimleri her an izlemek, onu dinlemek, anlamak anlamına geliyor. Çok fazla konuşmamak, çok fazla nasihat vermemek, benden sadece bir baş sallama onayı beklediğini bilmek anlamına geliyor. Ya da ne zaman müdahale etmemi istediğini, ne zaman konuşmamı beklediğini anlamam gerekiyor. Fakat bizim kızlarımız oldukça kolay bir ergenlik geçiriyorlar. Şu an için herhangi bir ağlama krizi yaşanmadı. Kızlarımın matematikten ya da bilimden korkmamalarını isterim. Benim avukat olmamdaki en önemli nedenlerden birisi sanırım matematikten korkmamdı. Barack da ben de kızların edebiyattan çok, fen derslerinde güçlü olmalarını istiyoruz. Biz onları bu yönde destekleyeceğiz, ama sonunda kendi kararlarını kendileri verecekler. Korktuklarını değil, sevdiklerini seçecekler."
· Barack her yerde şarkı söyler
"Eğer yetenekli olsaydım, Beyoncé olmak isterdim. Ünlü bir şarkıcı olmak isterdim. Müziğin, bir enstrüman çalmanın verdiği güç çok fazla. Müzisyenlerin, hayattan en fazla keyif alan insanlar olduklarını düşünüyorum. Barack her zaman şarkı söyler. Bazen onu durdurmak mümkün olmaz. Sabahları duş alırken ya da kızlara şarkı söylemeye bayılır. Fakat söyledikleri aslında şarkı değil. Romantik ve tatlı sözler mırıldanır."