Mezarlık poliçeleri !
Sigorta sektörü ülkemizde gelişime açık bir sektör. Yabancı dev şirketlerin Türkiye sigorta pazarına ilgisi devam ediyor. Sigorta sektörünün önündeki en büyük engelin de fiyat rekabeti olduğu biliniyor. Bireysel sigortalar ne yazık ki zorunlu sigortalar dışında çok da hızlı bir ilerleme gösteremiyor. Kurumsal sigortalarda yani ağırlıklı sektörün ender kar ettiği yangın sigortalarında bile gerileme yavaşlasa da sürüyor. 2010 yılının başındaki rakamlara bakıldığında birçok sigorta şirketinin zararda olduğunu görmüştük. Sektör yöneticilerine sorduğumuzda bunun Hazine tarafından yürürlüğe konan ayrılması gereken karşilik tutarları neticesinde gerçekleştiğini belirtiyorlardı. Bir de buna 2009'daki krizin etkisini katarsak 2010 yılının zor geçeceğini tüm sektör tahmin edebiliyordu.
"Ah şu karşılıklar"
Kar edebilenlerin ise ayrılacak karşılıklara karşı önce pozisyon alan şirketlerin olduğu konuşuluyordu. Fakat bu şirketlerin bile bu kredilerini 2010 yılındaki amansız fiyat rekabeti sırasında tükettiği de vurgulanıyor. Şimdi birçok şirket 2010 yılını zarar ile kapatmamak için büyük çaba gösteriyor. Kimi şirketlerin genel müdürleri sermayedarlarının sırtını sıvazlayıp "hadi biraz daha para koyalım" derken bazı şirketler de atıl gayrimenkullerini satışa çıkararak gelen para ile pozisyon belirlemeye çalışıyorlar.
"TOP 5"- "TOP 10"
2010 yılının sigorta şirketleri arasında büyük zararların yazıldığı bir sene olmayacağını umut ediyorum. Fakat bu zarardan ziyade son ikibuçuk ay olması sebebi ile ilk 10 şirket arasındaki sıralama rekabeti çok daha çetin geçecek diye düşünüyorum. İlk 5 rekabeti içerisinde geride kalmış görünen şirketlerin son iki ayda atağa geçmeyi planladığına tanık oluyorum. Bu iki ayda sigorta şirketlerinin rekabeti malum. Geçtiğimiz senelerde bir üst sıraya geçebilmek için şirketlerin "Mezarlık poliçesi" denilen uygulamalara başvurdukları biliniyor. Vadesi gelmemiş poliçeleri önceden yenileyip bu yılın rakamlarına eklendiğini duyuyorduk.
Tüketici hep indirim isteyecek
Geçenlerde Dubai Group Sigorta'nın acenteler toplantısında Genel Müdür Çetin Alanya "115 bin TL'lik aracın 600 TL'ye sigortalandığını duyuyoruz" demişti. Bu son iki ay rekabetinde kimbilir neler olacak ? Bu fiyat rekabeti tüketiciler tarafından olumlu algılanabilir ama bu süreç böyle devam etmediğinde bunun bir beklenti haline dönüşmesi de sektörün önündeki en büyük tehlike olduğunu düşünüyorum. Bir sigortalı düşünün her yıl poliçesinin fiyatı artacağına düşüyor. Şirket değiştiriyor, çalıştığı şirketi başka bir yere kaçmasın diye fiyat indiriyor ama sonuçta cebinden çıkan para azalıyor. Fakat risk artarak sürüyor. Şimdilik alan da satan da memnun görünüyor ama bu sürecin tersine çevrilmesi her geçen gün de zorlaşıyor.
Acenteler dertli
Bu arada Hazine Müsteşarlığı 08.10.2010 tarih ve 2010/33 sayılı Sektör Duyurusuna istinaden, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (Trafik) poliçe iptallerine bir düzenleme getirdi. 1 Kasım 2010 itibari ile isteğe bağlı iptal veya mebdeinden iptal işlemi yapılması engellendi. Trafik poliçeleri sadece mükerreri olması veya araç işleten sıfatının sona ermesi durumunda iptal edilebilecek. Birçok acente dostum bana mail göndererek bu uygulamanın saçma olduğunu ve acenteleri zor duruma sokacağını belirttiler. Umarım bunda bir orta yol bulunur.