Mey- Diageo eşsiz Anadolu üzümlerine küresel arenada değer katıyor

Fatoş KARAHASAN
Fatoş KARAHASAN Markalar & İçgörüler [email protected]

1997 yılında Guinness ve Grand Metropolitan şirketlerinin birleşmesiyle oluşan dünya devi Diageo, 2011 yılında Mey İçki’yi yaklaşık 2 milyar dolar ödeyerek satın almıştı. Geçtiğimiz dönemde, Anadolu’nun eşsiz üzüm çeşitlerinin geliştirilmesi ve dünyaya tanıtılması için çalışan kuruluş, ihracatımızı artırmak için da yeni yatırımlar planlıyor.

Geçtiğimiz hafta sonu bir basın grubu olarak Mey- Diageo CEO’su Levent Kömür; IWSA Müdürü Ayça Budak; Kayra Şarapları Önolog’u Daniel O’Donnell; Şarap Üretim Müdürü Murat Üner ve Elazığ Şarap Üretim Tesisi Üretim Uzmanı Hüseyin Emre Adem ile birlikte kuruluşun Elazığ’daki Alpagut Bağlarını ve Kayra Üretim tesisini gezdik. Anadolu’nun tarihi mirası olan eşsiz Boğazkere, Kalecik Karası, Öküzgözü üzümlerinin küresel pazarlarda tanıtılması için Mey ekibinin yaptığı çalışmalar hakkında bilgi aldık.

Dünyanın beşinci en büyük bağ alanı Türkiye’de

Ülkemiz 12 bin yılı aşkın tarihiyle, medeniyetin olduğu kadar tarımın da anavatanı. En kadim bitkilerden olan ve dini kitaplarda sözü geçen üzümünse ülkemiz için önemi büyük. Türkiye, dünyanın en büyük yaş üzüm üreticisi, kuru üzümdeyse birinci sırada yer alıyor. Göçlere, tarımda yaşanan zorluklara rağmen hala dünyanın en büyük bağ alanına sahip beşinci ülkesiyiz.

Elazığ ili toprak yapısı ve iklim özellikleri nedeniyle bağcılık için ideal bir bölge. Bölgedeki bağcılık ve şarap üretimi geçmişinin M.Ö. Hititler ve Urartular dönemine kadar uzandığı biliniyor.

Taneleri bir öküzün gözleri gibi iri ve laciverte yakın bir renkte olan Öküzgözü ve buruk tadıyla “boğazı keren” Boğazkere, Mezopotamya’nın, Doğu Anadolu’nun en özel ürünleri arasında yer alıyor. Elazığ bölgesinin yüksek engebeli coğrafyasında soğuktan korunan ovalarda yetişen bu üzümleri yerinde işlemek için, 1942 yılında kurulan ve 1944’te büyütülen Elazığ Şarap Üretim Tesisi bugün hala faaliyet gösteriyor.

Mey Diageo’nun yönetiminde olan tesiste kuruluşun kendisine ait ve sözleşmeli bağlarında yetişen bu iki değerli üzüm, küresel pazarlarda rekabet edebilecek ürünlere dönüştürülüyor.
Kuruluşunda 1,16 milyon litre şarap üretimi yapabilen Elazığ Şarap Üretim Tesisi, günümüzde yılda 6,2 milyon şarap üretme kapasitesine sahip. Özel şarapların olgunlaştırılması için 685 fıçılık mahzeni bulunan tesiste, sadece kırmızı şarap üretimi gerçekleştiriliyor.

En eski yazılı metinlerde Doğu Anadolu adı geçiyor

Şarabın anavatanının Doğu Anadolu olduğu biliniyor. Bu topraklarda bağcılık ve şarapçılığın on bin yıla yakın bir geçmişi var. Bölgede şarap yapıldığına ilişkin ilk bilgiler insanoğlunun en eski yazılı metinlerinden olan ve M.Ö 3800’lere tarihlenen Nippur tabletlerinde bile yer alıyor.
Tarihin babası sayılan Bodrumlu Herodot [MÖ 484-425] da Erodotoi Istoriai (Herodot Tarihi) adlı eserinde Doğu Anadolu ve Mezopotamya kentleri arasında Dicle üzerinden yürütülen yoğun şarap ticaretini anlatıyor.

Elazığ topraklarının cömertçe sunduğu Öküzgözü ve Diyarbakır’ın kıraç topraklarına azimle tutunan köklerin meyvesi Boğazkere’nin yetiştiği Doğu Anadolu Bölgesi için dünyanın en ünlü şarap uzmanlarından biri olan Hugh Johnson, kaleme aldığı şarap ansiklopedisinde, “Eğer Ağrı Dağı’nın eteklerindeki Nuh’un kurduğu gerçekten ilk bağlar idiyse, Türkiye’nin Doğu Anadolu Bölgesi’nin şarabın anavatanı olduğu iddia edilebilir” diyor.

Osmanlı döneminde 300 milyon litre üretim

Osmanlı döneminde üzümden şarap yapımı büyük ölçüde Anadolu’da Rum ve Ermeni topluluklarının elindeydi. Daha sonra bu toplulukların nüfuslarının azalmasıyla Osmanlı’nın son dönemi ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında şarap üretiminde büyük oranda gerileme yaşandı.
Osmanlı döneminde üretilen şarap miktarı 300 milyon litreyken, Cumhuriyet’le birlikte bu miktar 2-3 milyon litreye geriledi. Türkiye’de 1. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı dönemi öncesinde önemli bir miktarda şarap üretimi vardı. Ancak, savaşların özellikle Ege ve Trakya bölgelerindeki şarapçılık üzerinde olumsuz etkilerde oldu.

Daha sonraki gelişmelerle birlikte mevcut üretimimiz yaklaşık 75 milyon litre civarında seyrediyor. Ülkemizde üretilen üzümün yalnızca yüzde 2’si şarap yapımına ayrılıyor. Bu oran Avrupa Birliği ülkelerinde yüzde 85, bağcılıkla uğraşan diğer ülkelerde ise ortalama yüzde 80 dolayında. 2017’de 50 milyon dolar ihracat yaparak yaş sebze ve meyve alanında ihracat birincisi olan Mey-Diageo, Anadolu’nun üzümleriyle dünya pazarlarında Türkiye’nin payın artıracak çalışmalar yürütüyor.

Altı yerel üzüm ön planda

Son dönemde Türkiye’nin şarapçılığı ve yerel üzümlerinin potansiyelini yurtdışında duyurma çalışmaları kapsamında 6 yerel üzüm, Öküzgözü, Boğazkere, Kalecik Karası, Narince ve Emir ön plana çıkarıldı. Bu üzümlerden kırmızı şarap üretimi için önemli bir potansiyel oluşturan Öküzgözü ve Boğazkere, Doğu Anadolu Bölgesi’nde yetiştiriliyor.

Dijital yayıncıların tıklanma oranını artırmak için yaptıkları medyaya güveni azaltıyor

Teknoloji, medya ve iletişim dünyasının temsilcileri 11 -12 Eylül, 2019 tarihinde, Almanya’nın Köln şehrindeki DMEXCO etkinliğinde bir araya geldi. Avrupa’nın en önemli dijital ekonomi buluşması olan DMEXCO, bu yıl 40 bin ziyaretçi ve 600 konuşmacısıyla bir rekora imza attı. Aralarında dünyanın en değerli teknoloji şirketlerinin de olduğu 40 ülkeden 1.000 kuruluş Köln’ün dev fuar alanı Köln Messe’de ziyaretçilere kendilerini anlatma fırsatı buldular .
DMEXCO 2019’un ünlü konuşmacıları arasında Wikipedia’nın iki kurucusundan birisi olan Jimmy Wales de vardı. Wales, sahte haberler ve medyanın içinde bulunduğu kriz hakkında konuştu. Wales. günümüzde dijital yayıncıların tıklanma oranlarını artırmak için yaptıklarının medyaya olan güveni azalttığına dikkat çekti.

Bir yanda tüm dünyada çalışan gazeteci oranının azaldığını ve tüketicilerin gazete almaya isteksiz davrandığını anlatan Wales, öte yandan kaliteli içerik için okurların para vermeye hazır olduğunu da vurguladı.

The New York Times’ın dijital abone sayısını 2 milyona çıkardığını, Financial Times, The Wall Street Journal ve the Guardian gibi yayınların dijital içerikten para kazandığını hatırlatan Wales, insanların daima doğru içeriğin değerini anladığını savundu.

Profesyonel gazetecilere ihtiyaç var

Wales’e göre, toplulukların oluşturduğu yayıncılık ve gazetecilik platformlarının bir kısmı çok değerli işler yapıyor, ancak uzun süre bir haberin peşinde koşan, yazma ve soru sorma becerilerine sahip profesyonel gazetecilerin yerini doldurmaları mümkün olamıyor.

Wikipedia sosyal network’e dönüşüyor

Wikipedia’da önemli yenilikler planladıklarını söyleyen Wales, platformun hedefinin Facebook benzeri bir sosyal ağ yaratmak oluğunu anlattı. Bu doğrultuda, Wikipedia yeni bir medya deneyimi yaşatmaya hazırlanıyor.

Yeni bir medya deneyimine ihtiyaç var

Wales’e göre, medya yeni şeyler bulmak ve inovasyon yapmak zorunda. İnsanlar çılgın komplo teorilerine inanıyorlar. Haberlere ve reklamlara güvenmiyorlar. Kurumlara inançlarını kaybettiler. Markalar artık insanların kendilerine güvenmediğini anlamak zorundalar.

Markalara tavsiye

Wales, bu dönemde iletişim yapmak isteyen markalara şu tavsiyelerde bulunuyor:
“Dürüst ve hakiki olun; doğru iletişim yapın; büyük resmi gözden kaçırmayın; kısa dönemli dijital ölçümler için marka özünüzden taviz vermeyin. Bütünsel davranmayı ihmal etmeyim.”

Derin Tutku/Sularımızı Koruyalım projesi “Onur Ödülü” getirdi

Bu yıl düzenlenen PR NEWS Platin Ödülleri 2019’da Türkiye’den katılan tek halkla ilişkiler şirketi M3 Halkla İlişkiler Toplum İlişkileri dalında Derin Tutku/Sularımızı Koruyalım projesi ile “Onur Ödülü”ne layık görüldü.

Amerika’nın en prestijli ödüllerinden PR NEWS Platin Ödülleri her yıl binlerce Amerikan ve global şirketin yirminin üstündeki kategoride katılımı ile gerçekleşiyor.

Her kategoriye yapılan binlerce başvuru arasından jüri üyeleri öncelikle kısa liste oluşturuyor ve sonrasında ödüller dağıtılıyor.

M3 Halkla İlişkiler’in ‘Sularımızı Koruyalım’ projesi; Mercedez-Benz, Honeywell gibi dünyanın önde gelen şirketleriyle yarışarak ve finale kalarak ödül almaya hak kazandı.

Denizin Önemine Vurgu

Derin Tutku projeleri ile tüm Türkiye’de denizlerimizi korumanın ve temiz tutmanın önemi vurgulanırken, öncelikli hedef kitle olan çocuklardan başlayarak tüm yurtta geliştirilen “road show”lar ile de geniş kitlelere ulaşılması sağlanmış.

Derin Tutku sergilerindeki fotoğrafların ve ortaklaşa üretilen ürünlerin satışından elde edilen gelirler; Akdeniz Koruma Derneği’nin balıkçı kadınların çalışma şartlarının iyileştirilmesini hedefleyen “Egeli Kadın Balıkçılar” ve “Deniz Koruculuğu” projesine aktarılmış.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar