Mevsimlik ürün fiyat artışlarına dur diyebilmek
Sorunlarımız aynı. Küresel ekonominin guguklu saati FED’in açık piyasa toplantıları. Sadece haziranı pas geçmekle kalmadık, faiz artış olasılığı 2017 yılına kadar erteledik. Risk iştahı gelişmekte olan ülkelere para musluklarını tekrar açtı. 15 Temmuz sonrasında küresel ekonomiden negatif yönde ayrıştık. Darbe girişimi, kredi derecelendirme kuruluşlarının algısında bozulmalar ortaya çıkarmıştır. 5 Ağustos bu açıdan önemli bir tarihtir. Moody’s 5 Ağustos sonrasında Türkiye ile ilgili derecelendirmelerinin ipuçlarına ulaşılabilecektir. Sadece ipuçları. Kuruluşun temelde yatan planı, kısa vadeli ve/veya aceleci bir not vermiş olmak değildir. Orta/uzun vadeli bir perspektifle değerlendirmesinin daha doğru olacağı ifade edilmektedir.
Zaman tanınmış olması olumludur. Ancak bu zamanı çok iyi değerlendirmek gerekir. Türkiye ekonomisi Kırkpınar’da güreşen bir pehlivan gibidir. Pehlivandan beklenen, küresel rakiplerinden üstün performans sergileyebilmektir. Bunun da hepimizin çok iyi bildiği iki özelliği yolu vardır; çeviklik ve güç. Çeviklik değişen küresel ekonomi koşulları, jeopolitik, siyasal ve kültürel yapıya hızla ayak uydurabilmekse eğer, bunun ön koşulu da vasıflı genç nüfus ile sermayeyi yönetebilmektir. Gelelim pehlivanın diğer özelliği güce: Ekonomimizdeki yapısal reformlar, tasarruf potansiyeli ve kaynaklarımızın verimli kullanımı sadece bugünümüzü değil, yarınlarımızı da güvenceye alan bir adımdır. Ekonomi yönetimi gıda fiyatlarındaki yüksek volatiliteden tedirgindir. Eğer tarla-market fiyatı farkını ya da stoklayarak elde edilen haksız kazançları önleyebilirsek, belki sıra enerjide kayıp-kaçak oranını azaltmaya gelir.
Büyük durgunluk sonrası dönemde mevsimlik ürünlerin yıllık fiyatları Mart 2011 tarihine kadar durağan seyrediyordu. Tam bu tarihlerde Avrupa borç krizi başlamıştı. Fiyatlardaki oynaklığa şaşırmamak gerekir. Sonrasındaki o ani artışlardaysa yapısal sorunlarımızla, küresel fiyatlardaki oynaklık etkin roldedir. Beklenen yapısal reformlarımız öyle kilit bir konumdadır ki, burada elde edilecek başarı, küresel mevsimlik ürünlere olan hassasiyetimizi de minimize etmiş olacaktır. Bunu nasıl elde ederiz? Toplumsal birlik, hoşgörü ve çalışmaktır. Tıpkı ulusal güvenliğimiz karşısında gösterdiğimiz dayanışma sağduyu anlayışı gibi, ekonominin yapısal sorunları üzerinde de benzer hassasiyet gereklidir. Girişimcilik, birlikte karar verebilmek; toplumsal gücü ekonomide kullanabilmeyi uygun hale getirebilir.