Mevsimler ilkbahar, ekonomiler sonbahar, Merkez'se karla mazhar
Merkez Bankası (Merkez) yılı yaklaşık 10 milyar TL kâr ile önemli bir kâr artışıyla kapatırken, finansal kuruluşlarsa 2011 yılını 2010'a kıyasla kârları, kısmen de olsa, eriyerek tamamladılar. Merkez'in bu gelir artışında etkin bir döviz satışı öne çıkıyor. Düşük maliyetli dövizlerini yüksek fiyatla elde çıkarmalarına bir de, piyasaya sterilize edilmemiş döviz satış kazançlarını eklemeliyiz. Tüm bu gelirler merkezi bütçeye transfer gelirleri olarak kaydedileceğine göre, 2012 ithalden alınan gelirlerdeki kaybın olumsuz etkilerini azaltabilecektir.
Ucuz fon girişinin kontrolden çıkardığı hızlı büyüme tempomuza karşı; krizlere, ani duruşlara, makroekonomik ve demografik denge bozulmalarına iç talep açığı yanıt veriyordu. 2011'in II. çeyreğinden itibaren önlem almak kaçınılmazdı. Cari açık (Şubat 2012 gerçekleşmelerinde) finansman kalitesini rezerv kullanımına ve net hata noksan girişine daha büyük pay ayırarak hızla bozdu. Yeni kırılganlıklar çağıran bir niteliğe büründü. Dış ticaret, %4 artan ihracat ve %11 artan ithalat ile uzun vadeli sektör çözümüne ihtiyaç duyuyor. Bu başlıkta para politikasının yapabilecekleri; BDDK eşliğinde kredi artış hızını sınırlamak, tasarrufu destekleyen adımlar atmak ya da tasarruftaki gizilgücümüzü ortaya çıkarmak adımlarını içeriyordu. Bunlardan bazıları yol aldı bazıları içi boş tabelalar olarak kaldı. Yastık altındaki altınların 10 milyar dolarlık kısmı finansal sisteme dahil oldu.
Önlenemeyen özel sektör borç artış hızı
Özel sektörün toplam borcu 115 milyar dolara ulaştı: 2005 sonrası artış hızı baş döndürüyor. Özel sektörün borcunu 4 kaynak finanse ediyor:
1) Genellikle yabancı ortağı olan şirketlerin dışardan direkt olarak aldıkları.
2) Ulusal bankalardan sağladıkları
3) Yabancı bankalardan yabancı ortaklı dış finansman temin edenlere kıyasla biraz daha pahalı bir kaynakla temin ettikleri.
4) 2010 sonrasında yaygınlaşan özel sektör tahvil ihraçları, sermaye piyasalarından şirketlere fon sağladı.
Amerikan varlıklarına uluslararası talep düşüyor
Avrupa borç krizi ikiyüzlülüğe yenik kalmayı sürdürdükçe, ABD varlıklarına olan küresel sermaye talebi diri kalmayı geçtiğimiz şubat ayına değin sürdürdü. Analitik ve pratiktik bu iki farklı yüz; Ocak'taki 102.4 milyar dolar ABD net uzun vadeli hisse alımlarını 10.1 milyar dolar seviyesine çekti. Çin 1.18 milyar dolarla Amerikan Hazine kağıtlarının en büyük alıcısıyken bunu 1.1 milyar dolarla Japonya ve yine o bölgeden 140.5 milyon dolarla Hong Kong izliyor.
İspanya'da sorunlar derinleşiyor
İspanya'nın kamu borç ihalesine olan talebin nasıl olacağı bölgedeki gerginliğin kısa vadeli boyutlarını ortaya koyacak. CMA verilerine göre İspanya'nın kamu borç sigorta primi %6.16 ile %7'lerdeki Yunanistan'dan çok da uzaklarda seyretmiyor.
Amerika, Avrupa'nın fon kaçışlarını kendinde toplayabilecek mi? Çin büyümesini iç taleple çevirecek mi, çevirmeyecek mi? Kriz bizde 2012 büyümesi, bütçesi, cari açığı ile bir açmaza dönüşmeden çözeme ulaşabilecek mi? Bizim için en büyük sınavsa, baharın iki paralık güneşine aldanıp, karda ayazda donup kalan ekonomilerden biri olup olmamak olacak.