Mevsim geçişleri ve globalizasyon

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ [email protected]

Zerrin Öney / Yatırım Finansman

Küresel ısınma terimi hayatımıza yerleştikten sonra Dünya'daki bütün dengeler sanki düğmeye basılmış gibi her alanda bozulmaya başladı. Artık mevsim geçişlerinde bile 10 derecelik günlük farklar, her geçen yıl bir önceki yıldan daha sıcak beklenen yazlar ve dengesi bozulmuş bir doğaya uyanır olduk. İşte bu dengesizlikler ve stabilizasyon bozukluğu her alanda olduğu gibi finans piyasalarını da etkisi altına almış durumda. Her gün acaba bugün hangi ülkeyle ilgili kriz senaryolarına uyanacağız, Dünya'nın neresindeki hangi haber bizim piyasamızı etkileyecek diye düşünür olduk. İnsanoğlu bu kadarını hayal edebilirmiydi bilemeyiz ama artık tüm Dünya ülkelerinin  ekonomileri birbirine bağlı ve bu yadsınamaz bir gerçek oldu.

Önceki gün yapılan G20 toplantısında beklenti büyüme, iç talebi canlandırma ve küresel bankacılık vergisine vurgu yapılması yönündeyken, tam tersi kamu borçlanmalarının önüne set çeken, küresel bankacılık vergisini (Kanada'nın muhalefeti sonucu) gündemine bile almayan anlamsız ve kutuplaşmaları arttırıcı bir toplantı havasına büründü. Sonuç olarak Euro bölgesi maliye bakanları ekonomileri zayıflayan Euro bölgesi ülkeleri için  440milyar Euroluk güvence fonunu onayladı.

Ekonomik sorunlar,artan globalizasyon sayesinde kredi ve ticaret kanalları üzerinden tüm Dünya'ya yayıldı. Resesyon daha fazla yerleşip deperesyona dönüşmesin diye ülkelerin kamu otoriteleri kendi çaplarında krizden çıkış stratejileri oluşturdular .Global ekonomi yine A.B.D. Ve Asya liderliğinde büyümeye başladı. Avrupa ile kıyasladığımızda bu ekonmilerin krizi daha şeffaf ve efektif yönettiğini gördük. Tabi ekonomistlerin çok iyi bildiği bir şey varki o da büyümenin yan etkisinin enflasyon olduğu gerçeği. Merkez Bankaları'nın yıllarca titizlikle üzerinde durup mücadele ettikleri enflasyonun tekrar yükselişe geçme riski Merkez Bankaları'nin itibar kaybetmesi anlamına geleceğinden,başkanları medya youluyla insanları demeç yağmuruna tutuyorlar.

Büyük resimden küçük resime geçtiğimizde, yani Türkiye resminde ilk gözümüze çarpan enflasyonun mayıs sonu itibari ile çift haneden kurtularak tekrar tek haneye dönmesiydi. Enflasyondaki bu olumlu gelişmeler Merkez Banka'sını para politikası konusunda rahatlatacak gibi gözüküyor. Artık yılın son çeyreğinden önce faiz artışı beklentisi iyice azaldı.

Bu sabah açıklanan verilere göre sanayi üretimi nisan ayında beklentilerin biraz altında %17 oranında büyüme kaydetti. Bu büyüme oranı Ocak ayından bu yana gördüğümüz en zayıf büyüme olarak dikkat çekiyor. TÜİK tarafından derlenen sanayi üretim endeksi içinde ağırlıklı olarak yer tutan imalat sektörünün %18,6 lık artışla başı çektiği, daha sonra  onu %9,7 ile enerji ve %5,2 ile madencilik sektörü izliyor.

Türkiye Dünya'nın 17.büyük ekonomisi ancak sermaye piyasalarına bakıldığında bunun yansıması görülemiyor. Bunu düzeltmek için sanırım bütün sektör çalışanlarının çabasına ihtiyaç var. Yatırımcıların son 10 yılda yaşadıkları tecrübeler belki de cesaretlerini kırdı ve tekrar cesaretlenmek için bir dizi önleme ihtiyaç olabilir. Zira uzun vadeli değerlendirildiğinde  Türkiye'de ve Dünya'da Borsadan elde edilen kazançlar bir çok yatırım aracından daha cazip. Bütün bunları yatırımcıya çok iyi anlatmak ve Sermaye Piyasamızı hakettiği düzleme çıkarmak boynumuzun borcu.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017