Mevduatta vadeyi uzatan işte böyle kazançlı çıktı

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Kim bilir kaç kez yazdık, kaç kez vurguladık. Biraz olsun tasarruf edebilen vatandaşın faiz kaybına uğramasını önlemeye gayret ettik.

Haziran sonunda bir anlamda zirveye ulaşan mevduat faizinde iniş başlayacağı belliydi. Bu gerçekten hareketle şunu söyledik:

"Şimdi, yani örneğin yüzde 23.55 faizle üç aya kadar vadeli hesap açtırırsanız, ki bu hesaplar genellikle 32 gün vadelidir, 32 gün sonra yüzde 23.55 faizi bulamazsınız, bir 32 gün daha geçtiğinde faizin daha da düştüğünü görürsünüz, o yüzden gelin 28 Haziran için söylersek tasarrufunuzu örneğin altı aya kadar vadeliye kaydırın ve altı ay için yüzde 23.85 faizi garantileyin..."

Kuşkusuz bu öneri aldığı faizi her ay harcamak durumunda olanlar için geçerli değildi.
Şimdi sonuç ortada... Bir aya kadar vadeli hesaplar haziran sonunda yüzde 22.34 ortalama faizle açılmış, bu hesaplar bir ay sonra yüzde 19.53'le yenilenmişti, 29 Ağustos'ta yüzde 16.79'a razı olundu, 27 Eylül'de ise bu kez yüzde 14.42 kabul edilir hale gelindi.

Bu oranlar ortalamayı gösteriyor, tabii ki daha düşük ve daha yüksek faiz uygulanmıştır.
Aynı durum üç aya kadar vadelilerde de geçerli. Biraz önce de belirttik, bu vade grubunda ağırlıklı vade zaten 32 gün.

Bir aya ya da üç aya kadar vadeli hesabını haziran ayı sonunda altı aya kadar vadeliye kaydırıp yüzde 23.85'ten hesap açtıranlar ise hala bu faizin keyfini sürüyor.

Düşüş yavaşladı

Tüm bankaların ortalamasını gösteren faiz oranındaki gerileme 20-27 Eylül haftasında önceki haftalara göre belirgin biçimde hız kesti.

Ancak unutmamak gerekir, TÜİK'in 3 Ekim'de açıkladığı ve tahminlerin altında gelen eylül TÜFE artışının bu faizlerde bir etkisi yok. TÜFE'deki gelişmenin etkileyeceği daha belirgin bir indirim görülmesi mümkün. Bu oranlar 12 Ekim'de açıklanacak.

3 Ekim'deki enflasyon açıklamasından sonraki faiz oranlarının bulunup aktarılması da mümkün elbette. Ancak bu sınırlı bir çalışma olur.

Sizlere aktardığımız faiz oranları birkaç bankanın ortalamasını göstermiyor. Bu veriler Merkez Bankası kaynaklı ve tüm bankaların ortalama faizinin ne olduğuna işaret ediyor. Dolayısıyla birkaç bankadan alınacak oranlar tüm sistemin ortalamasını ortaya koymaktan uzak kalabilir. Biz bu yüzden Merkez Bankası kaynaklı olan ve tüm bankacılık sistemindeki ortalamayı gösteren verileri kullanmayı, bu yüzden de 12 Ekim'deki açıklamayı beklemeyi tercih ediyoruz.

Dövize yönelme sanıldığı kadar fazla değil

TL mevduat faizinde üç ayda belirgin bir düşüş yaşandı. Bu tür durumlarda vatandaşın hızla dövize yöneleceği kaygısı yaşanır ya da öyle olduğu genel kabul gören bir görüş ama veriler gösteriyor ki TL faizinin gerilediği son üç ayda dövize öyle fazla bir yönelme yok.

Tüm mevduatın ortalama faizinin yüzde 22.90 olduğu 28 Haziran'da bankalarda yurtiçi yerleşiklerin 759 milyar lira vadeli mevduatı bulunuyordu. Vadeli mevduat üç ay sonra 27 Haziran'da 60 milyar liralık artışla 819 milyar liraya çıktı.

Aynı tarihler itibarıyla bankalardaki döviz tevdiat hesapları ise 6.8 milyar dolarlık artış göstererek 168.7 milyar dolardan 175.5 milyar dolara yükseldi.

Döviz hesaplarının TL karşılığındaki artış ise 21.4 milyar lira düzeyinde kaldı. Bu durum doların değer yitirmesinden kaynaklandı. 28 Haziran'da 5.77 olan dolar kuru 27 Eylül'de 5.67 olarak gerçekleşti.

Yastık altına mı gidiyor?

Veriler çok açık. Bankalardaki döviz hesapları vatandaşın dövize eskisi kadar ilgi göstermediğini ortaya koyuyor. Her ne kadar bankalarda hala vadeli mevduattan daha fazla döviz hesabı bulunuyorsa da faizin böylesine hızla gerilediği bir dönemde makasın daha da açılması beklenirdi.

Ama tersi oluyor ve TL cinsi vadeli mevduat daha fazla artıyor.

Bu nasıl açıklanabilir?

İki olasılık var gibi görünüyor:

Birincisi vatandaş dövize eskisi kadar ilgi göstermiyor. Bunda geçen yıl döviz alanların elinin gerçekten yanmış olması büyük bir etken.

İkincisi ise vatandaş döviz almaya devam ediyor ama bunu bankaya yatırmayıp yastık altında tutmayı tercih ediyor.

Bize sanki birinci olasılık daha ağır basıyor gibi geliyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar