Mevduat faizlerindeki ayrışma

Emrah LAFÇI
Emrah LAFÇI Ekonominin Doğası [email protected]

Merkez Bankası son enflasyon raporunda, bankaların mevduat sahiplerine ödediği faizin farklılaşmasının sebeplerini ortaya koyan bir çalışma yayınladı. Çalışmanın içinde hem finans bilgimizi tazeleyecek unsurlar var, hem de iki ileri bir geri para politikamızın mevduat faizleri üzerindeki sonuçları var.

Bir süre bankacılık yapmış olanlar çok iyi bilir ki, müşteri ilişkileri tarafında bankacıların en fazla zorlandığı ve hassas olduğu grup mevduat müşterileridir. Bankacılar, müşterileri kredi ve mevduat müşterisi diye ikiye ayırırlar. Sanayi bölgelerine yakın yerlerdeki şubeler de kredi şubesi, gelir seviyesi yüksek kişilerin yaşadığı yerlerdeki şubeler de mevduat şubesi olarak adlandırılır. Adından da anlaşılabileceği gibi ikinci grup şubelerde mevduat hacmi kredi hacminden daha büyüktür.

Faizin üzerine faiz

Mevduat müşterisi ilişkisinin zor olmasının en temel nedeni bu ilişkide eli güçlü olan tarafın müşteri olmasıdır. Bunun yanında mevduat ilişkisi içerisinde sunulabilecek hizmetler de kredi tarafına göre daha sınırlıdır. Bu sebeple tatmin olmadığı bir faizle karşılaşınca müşterinin başka bankaya gitmesi dakikalar içinde gerçekleşir.

Zaten özellikle yüksek montanlı mevduata sahip müşteriler diğer bankaların sürekli göz hapsindedir. Nereden biliyorlar yüksek mevduata sahip olduklarını derseniz genelde böyle şeyler piyasada bilinir. İkincisi de o mevduat daha önce ilgili bankadan çıktıysa bir gün geri dönecek umuduyla bunun da takibi yapılır. Hatta bankalar mevduat büyüklüklerini artırmak için kendi müşterilerine verdikleri faizin daha üstünde faizi yeni ya da potansiyel müşterilerine sunarlar.

Bu mevduat savaşında büyük bankalar küçük bankalara göre daha avantajlıdır. Çünkü mevduatı emanet etmek bir risk içerir. Mudi büyük bankaya parasını yatırırken kendisini daha rahat hisseder. Bu sebeple küçük bankaya gitmek için daha yüksek faiz önermek gerekecektir. Buna risk primi de diyoruz. Bu sebeple büyük bankaların genel olarak ortalama mevduat faizleri daha düşüktür.

Uzun vadeli mevduat tercih edilir

Bir de vade meselesi var. Doğası gereği mevduat mudinin bankaya verdiği bir borçtur. Borcun vadesi de ne kadar uzun olursa belirsizlikler sebebiyle risk de o kadar yüksek olur.

Bu sebeple aslında uzun vadeli mevduatların faizlerinin daha yüksek olması gerekir. Ayrıca bankacılık sistemimizdeki kredi-mevduat vade uyumsuzluğu nedeniyle bankalar uzun vadeli mevduatları tercih ederler. Diğer taraftan uzun vadeli mevduat vade dönüşü hemen gelmediği için uzunca süre bankaya kaynak yaratacağından da tercih edilir. Hal böyle olunca da uzun vadeli mevduat faizinin kısa vadeliye göre daha yüksek olması beklenir.

Fakat pratik hayatta bu her zaman işlemez. Çünkü faizlerde bir düşüş beklentisi varsa şimdiki yüksek faizlerden uzun vadeli borç almak istemezler bankalar. Özellikle enflasyonda düşüş beklentisi olduğu zamanlarda bu durumu görürüz. Mevduat tutarının da faiz üzerinde etkisi olur. Yüksek montanlı mevduatların çıkışı bankaların canını daha çok acıtacağından bu grubun faizleri daha yüksek olur.

Para politikasının bozduğu başka bir yer

Enflasyon raporundaki çalışmada da yukarıdaki unsurların hepsine değinilmiş ve bahsettiğim sonuçlara yakın tespitlerde bulunulmuş. 3 farklı dönemde düşük ve yüksek montanlı mevduatlar arasındaki faiz farkının çok açıldığı görülüyor. Biri 2018 Rahip Brunson krizi sonrası yaşanan sıkılaşma, ikincisi Naci Ağbal dönemi sıkılaşması son olarak da 2023 sıkılaşması. Özellikle son periyodda açılan farkın en önemli sebeplerinden biri de TL mevduata geçişi özendirmeye çalışan makro ihtiyati tedbirler.

Diğer taraftan KKM uygulamasının da yine aradaki farkı açan unsurlardan biri olduğu görülüyor. Detaylarına enflasyon raporu “Kutu 2.1 Yüksek ve Düşük Montanlı Mevduata Uygulanan Faiz Farkı ve Nedenleri” başlığından ulaşabilirsiniz. Piyasa fiyatlamasına edilen bunca müdahalenin sistemin işleyişinin doğasını bozduğunun bir başka örneği böylece istatistiklere de yansımış.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Bir beka meselesi: ekonomi 12 Aralık 2024