Mevcut eğilimler ve yatırım araçları
Başta ABD olmak üzere, gelişmiş ekonomilerin ekonomik daralmayı kontrol altına almak üzere aldığı önlemler temeldeki sorunları çözmedi, fakat bazı eğilimleri farklılaştırdı. Gelir dağılımı ve rekabet koşullarındaki olumsuzluk dalgalı bir şekilde büyümeye devam ediyor; ancak parasal önlemlerin finansal piyasalar ve bilançolar üzerindeki kısa vadeli etkisi çelişkili algılamalara sebep olabiliyor. Kredi krizini çözmek ve bilançolarda oluşan tahribatı azaltarak gelişmeleri kontrol altına almak adına yapılanlar orta-uzun vadede muhtemelen enflasyon baskısını arttıracak; gelir dağılımı ve rekabet gücüne ilişkin olumsuzluklar ağırlaştığı için de ekonomik daralma eğilimi belirleyici olmaya devam edecek. Daha açık bir şekilde ifade etmek gerekir ise işsizlik ve enflasyonun birlikte arttığı bir döneme gireceğiz. Şimdilik pek netleşmeyen bir konuyu irdelemek istiyoruz; kısa ve orta vadede yatırım araçlarının performansı nasıl olur?
Para ve maliye politikalarının iyice gevşetilmiş olması, kısa vadede varlık değerlerinin kısmen geri alınması ve bilançolardaki olumsuzluğun azalmasına yardımcı olabilir; paranın devir hızı kısmen artabilir ve durgunlukta en kötünün görüldüğü izlenimi yaratabilir. Menkul ve gayrimenkul şeklindeki varlık değerleri ile birlikte emtia fiyatları da gecikmeli olarak yükseliş yönünde harekete geçebilir. Diğer taraftan olumsuzlaşan rekabet koşulları bir yandan faaliyet gelirlerinin azalması, borç-alacak ilişkilerinde sorunların ağırlaşması, işsizlik arttıkça hem gelir dağılımının bozulması hem özel tüketim ve yatırım harcamalarının daralması yönündeki eğilimleri güçlendirir. Zorunlu ihtiyaç kapsamında olmayan ürünlere yönelik talep dalgalı bir şekilde daralır, kademeli olarak güven bunalımı derinleşir. Ekonomi cephesinde durgunluğu pekiştirecek eğilimlerin güçlendiğini görmezden gelen finansal piyasalardaki kısa vadeli ve spekülatif karakterli eğilimler kalıcı olmaz: Reel getiriler orta vadede negatife dönüşebilir.
Gelir dağılımı ve rekabet koşullarının iyice olumsuzlaştığı bir ortamda, para ve maliye politikalarının aşıraya kaçan ölçüde gevşetilmesi nakitte kalma eğilimini terse çevirebilir; yönelim daha çok reel yatırımlara yönelik olabilir ve zamanla seçicilik artar. Zorunlu ihtiyaç maddelerine ilişkin konular daha öncelikli hale gelir. Sabit getirili ürünler en uzak durulması gereken yatırım araçları haline dönüşür. Hisse senetleri içinde büyük arz fazlası olup yeni dengesini bir türlü kuramayanlar, enflasyon yükselişinin yaratacağı diğer sonuçlardan olumsuz etkilenecekler de orta vadede nimet-külfet dengesi açısından olumsuz bir görünüm sergiler. Gayrimenkullerde hem likit olmadığı hem de büyüyen arz fazlası nedeniyle cazip olmaktan çıkar. Nakitten kaçışın, reel yatırımlar arasında zorunlu ihtiyaçlarla ilgili alanlara yoğunlaşması yapısal sorun ve dengesizlikleri iyice ağırlaştırır. Ekonomik daralma genişler iken işsizlik artar, çok yönlü istikrarsızlığın etki alanı genişler. Kamulaştırma eğilimi güçlenir, korumacı yaklaşımlar yaygınlaşır, sermaye hareketleri ve ticaret hacmi daha güçlü bir şekilde daralmaya başlar... Sistemik risk artar; küresel soruna küresel çözüm üretilene, temeldeki sorunları çözene ve bunu koruyacak yeni bir denge ile etkili düzenlemeleri benimseyene kadar olumsuz eğilimler güçlenmeyi sürdürür. Belirsizlik ve kırılganlık artar, güven bunalımı derinleşir. Birilerinin geniş kesimler uyanmadan risklerini azaltmayı başarması veya başaramaması sonucu etkilemez.
Kazanmak değil kaybetmemek öncelikli amaç haline gelecek, tersini yapanlar ava giderken av olacak. Hiç bir şey eskisi gibi olamayacak.