Metin Sözen’in özveri cömertliği
Kimi zaman küçük bir cümle hayatın derinliğini düz aynalar gibi yansıtır. Dilimden düşmeyen, zihnimden silinmeyen genelleme gibi… Uluslararası yük taşıyan bir kamyonun sürücüsünden öğrendim: "Yolda bulduğun arkadaş, tekerin döndüğü sürece arkadaştır!”
Metin Sözen’le dostluğumuz, 1970’lerin ortalarında Mümtaz Zeytinoğlu’nun emanetidir; Yolda bulunmuş dostluklardan değildir, kökü ortak dünya görüşlerimizin derniliklerindedir.
Forum İstanbul’da Metin Sözen konuşunken, adının ülkemizin çok sayıdaki yerleşim yerinin caddelerine, sokaklarına verilmesinin ardındaki birikimini, emek yoğunluğunu, özveri cömertliğini, özeni, ilkelere sadakatı ve gerçekten yana duruş yiğitliğini düşündüm.
Metin Sözen’i değer kattığı yerlerde sokak ve caddelere adının verilmesinin ardındaki hangi özelliklerinin O’nu önemli değil, değerli insan yaptığına ilişkin düşündüklerimi sizlerle de paylaşmak istedim.
Ucuzluğa asla prim vermez
Birinci özelliği, ucuzcu, kolaycı, popülist davranışlara hiçbir zaman prim vermeyen anlayışıdır. Derin bilgisi, bilgiyle beslenmiş sezgisi, olmaz işlere yönelerek kitle dalkavukluğu yapmaya asla izin vermeyen ilkeli tutumudur. El attığı işlerden hangilerinin olabilir olduğunu anlayan ve kavrayan biridir. Bağımsız düşünür; özgür ve özgün işler yapar; yaptığı işlerin aynasında yansıyan içtenlik kendisini işbirliği yaptığı insanların gönül tahtında müstesna bir yere yerleştirir.
İkinci özelliği, sözde değil, özde “insan-odaklı” olmasıdır. Bu temel bakış açısı bütün davranışlarına yansır.Forum İstanbul’ da sunduğu bildirinin ilk sözü “yaşam hakkı” idi. Analizinin bütününde yaşam hakkının hayatın bütün derinliklerinde,özellikle de kentsel yaşamda nasıl koruyacağının yol ve yöntemleri vardı. Teknolojinin yaşamı kolaylaştırma kadar, yaşam hakkını tehdit eden yönlerini de anlattı. Hayata bitmeyen bir saygı ile yaklaşmak gerektiğini vurguladı.Yaşam alanlarının, kentlerin kendimizi başkalarından farklı gördüğümüz ve kimlik kavramıyla tanımladığımız zenginlik kaynağı olmasının önemi üzerinde ısrarla durdu.
Üçüncüsü, yaşadığı coğrafyaya, üzerinde durduğumuz toprağa saygı odağından değerlendirme özeni ve disiplinidir. Kentlerimizde patlayan gök delenleri anlamlandırmak gerektiğini söyleyerek, kendisinde var olan ileri düzeydeki “kentlilik ve hemşehrilik bilincini” sürekli yükseltmenin önemine vurgu yaptı. Bütün bunlar hayatına yön veren vazgeçilmez ilkelerdir. Her geçmişin korunmaması gerektiğini, daha iyi yarınlar yaratmayı bilinçini yükseltecek geçmiş birikimlerin önemli olduğunu bilen, yaşayan ve yaşatan bir fanidir Metin Sözen.
Gözünüzde büyüyen insan
Mitin Sözen’i yanına yaklaştıkça gözünüzde büyüten döndüncü özelliği, indirgemeci değil, kapsayıcı bir bakış açısına sahip olmasıdır. İnsanların kim olduklarına asla bakmaz, ne yaptıklarına bakar.Yaptığınız iş toplumumuza bir değer katıyorsa, inancınıza, ideolojinize, mezhebinize, meşrebinize hiç bakmadan işbirliği yapar. Geniş ufuklu bakışı, kapsayıcı tutumu çok değişik kesimlerden insanlarla işbirliği yaparak önemli eserleri ülkemize kazandırmasının sırrıdır. Bu özelliğidir ki, kent üzerine söz ediyorsa, analizinde teknik bakış açısı kadar ahlaki değerler, kültürel fırsatlar ve tehditler, doğanın düzeni, dengesi ve döngüsünü gözeten yaklaşımlar hakimdir.Forum İstanbul konuşmasını özenle analiz ederseniz, doğa ile insan ilişkisini düşünce ve bilgi odağından değerlendirdiği kadar; daha sağlıklı gelecek yaratma açısından da ele aldığını görürsünüz. Kentlerin bütün üretim alanlarında “merkezi rolünü” söyleşilerinde her zaman net olarak paylaşır; bu bakışın toplumsallaşması için sürekli çabalar.
Metin Sözen’i ülkemizin ender entelektüeli ve uygulamacısı konumuna taşıyan bir başka özelliği de “ tasarlama ve planlama” konusundaki şaşmaz inancıdır. Bu beşinci özelliği, insan-odaklı iş, bilgi-odaklı tasarlama, analiz odaklı planlama, deneysel odaklı iş yapma titizliğidir. Kapsayıcı bakışının ulaştığı önemli bir genellemesinde, “Uzun dönemli geleceği güven altına almak için verimlilik önemli, ama insana rağmen olmamalı”, demektedir.
Metin Sözen, kimliksiz insanlardan da kentlerden de hoşlanmaz. El attığı her yerleşim yerinin çarşısının çarşı, kalesinin kale, müzesinin müze, çeşmesinin çeşme, parkının park olmasını ister.Bu kimlikleri yitirmiş kentlerin “insanlığı yalnızlığa” sürüklediğini; kültürün pozitif özelliklerini azalttığını her fırsatta muhataplarına anlatır. Kültürel birikimlerin olumlu özelliklerini geleceğe taşımanın önemini her vesileyle paylaşır. “Yanlış kentlerde çocuklar doğru büyütülemez, eğitilemez” diye haykırır; doğru yöneliş için kamu ya da özel alanlardaki herkesin ortak anlayış üzerinde birleşmesini ister. Birbirimizin sözlerini anlamayı kolaylaştıran ortak dilin önemi her zaman gündemin ilk sıralarındaki yerine koyar.
Sağduyunun takdiri
Metin Sözen kadim bir dostum olduğu halde çok sık görüştüğümüz biri değildir. Toplantılar vesile olduğu zaman görüşür; bir kaç cümleyle anlaşırız.
Sevgili Metin Sözen, sağol ve sağlıklı ol… Bütün büyük insanlar gibi, şan ve şöhretin cazibesine kapılmadan yaptığın çok önemli işleri sürdürmeye devam et… Anadolu ve Trakya’yı durmadan dolaşan, gözlemler yapan biri olarak, insanların seni yürekten sevdiğini gözlüyorum. Sevginin ötesinde ürettiğin değerlerin büyük saygı uyandırdığını gözledikçe, ülke insanının sağduyusunun olumlu işleri takdir ettiğine tanıklık ediyor ve sevincim sonsuzluklara tırmanıyor.
Metin Sözen ülkemizin zenginliğidir; dilerim ki daha uzun yıllar çalışmalarını sürdürür; kattığı değerleri ülkenin derinliklerine daha da yayar, gençlere rol modeli olmayı sürdürür.