Metallerde ne beklemeli?

Gündüz FINDIKÇIOĞLU
Gündüz FINDIKÇIOĞLU GLOKAL BAKIŞ [email protected]

Çinko yüksek bir determinasyon katsayısı gösteriyor: yani standart sapma /ortalama=0.44. Bu rakamı volatilite ölçüsü olarak alabiliriz. Nikel'den sonra en yüksek katsayı bu. Ancak bakır 0.34 ortalama katsayı verirken, 2008 Haziran ayından sonraki dönemde dönem ortalamasına yakın seyrederken, çinko 0.21 ile son 1.5 yılda çok daha kararlı bir fiyat patikası izlemiş. Şu anda LME'de (London Metal Exchange) 426.000 kt stok var. Toplam stoklar tüketimin yüzde 5.1'i ancak yükseliyor ve yükselmeye devam edeceği düşünülüyor. Fiyatlar tamamen Çin'e dayalı görünüyor çünkü Çin dışında üretim artışını kalıcı yapacak şekilde üreten başka bir ülke yok. ABD'de galvanize çelik üreticilerinin üretimi artırmalarıyla yükselen bir çinko talebi var ve analistler genelde tüm metallerle ilgili tahminlerini OECD ülkerinde büyümenin 2010 yılında ciddi ölçüde hızlanacağı varsayımı üzerine kuruyorlar.Şu anda ton başına 2200 USD -libre ile dönüştürmek için 2.21 katsayısı kullanılıyor- olan fiyat 2010 yılında da aslında bu civarda tahmin edilmiş durumda. Ciddi bir prim görülmüyor; hatta dönem dönem cari fiyatın altına düşebilir.

Alüminyuma bakarsak, talebin canlandığı, 2009 içinde LME stoklarının toplam tüketime oranla azaldığı ve OECD bölgesinde, ayrıca ABD ve Japonya'da alüminyum talebinde kımıldama olduğu görülüyor. Fakat talebin 2010'da düzenli biçimde artması beklenmiyor. 0.22 ile düşük volatilitesi olan fiyat için ortalama 2010 fiyat hedefi bugünkü LME cari fiyatına eşit. Arzın talepten hızlı artması ihtimal dahilinde. Alüminyum için de yukarı fiyat hareketinin çoğunu yaptığı ve yukarıya hareketin sınırlı olduğu söylenebilir. Düşmese bile bir primi yok gibi.

Arz tarafında kesintilerin olması ve talep yanında sürekli ve kesintisiz -ve 2005 sonunda tahmin edilenin dahi üzerinde yüksek- bir talebin varlığı dünya ölçeğinde yetersiz stoklarla birleşince, fiyatlar kolaylıkla yükselebilir hale gelmiş bulunuyordu. Bu nedenle bakır 2005 yılından itibaren hayli oynak bir fiyat hareketi çizebilirdi. Fakat tersine orta seviyede bir volatilitesi var: 0.34. Tüketimin yüzde 3.7'sine yükselen stoklar -ki ikinci çeyrek 2009'da yüzde 2.9 idi- ve Çin talebindeki düşüş Eylül ayında olumsuz faktörler haline geldi. Fakat Çin'in stoklarının çok hızlı artmıyor oluşu ve OECD talebindeki canlanma fiyatı 2010 hedefi diyebileceğimiz 6.565 USD seviyesine hızla getirdi. Şimdi burada tüm mesele Çin talebindeki olaası düşüşün yerine başka bir talebin geçip geçemeyeceği. Çin pazarında işlenen madenlerin artmasıyla aşırı üretim ve stok birikmesi oluşursa, fiyatlar aşağı giderek 4.500-5.000 USD seviyesine gerileyebilir. Öte yandan gelinen fiyat hayli yüksek, aslında 2006 ortasında "çok yüksek" diye tartışılan fiyata yakın, tepe noktasındaysa 9.091 USD olmuş. Şu anda son 6 yılın -yani metal fiyatlarının artmaya başladığı dönemin- ortalamasının 904 USD üzerinde. Haziran 2008 sonrası dönemin ortalamasının da 1144 USD üzerinde. 2010 sonu beklentisine yakın bir seviyede seyrediyor. Ancak bu beklenti "olumlu" bir beklenti. Çin dışı dünya toparlanamazsa arz talebi geçecek ve fiyat düşecek. Ederse de 2010 için çok fazla prim görünmüyor.

Ağustos ayından beri fiyatı düşen tek metal nikel. Şu anda 17.580 USD. Son 6 yılın ortalaması 21.982 USD. Volatilitesi 0.48 ile hayli yüksek ve bu oynaklık son dönemde de görülüyor. Ağustos sonrası LME stokları yüzde 25 artmış durumda ve stok/tüketim oranıı yüzde 11.3 ile en yüksek metal. Yine ana faktör Çin: Çin'in nikel ithalatı azaldı ve paslanmaz çelik stokları arttı. Geçmişte OECD'nin nikel talebi resesyondan çıkışta hızla arttığı için aynı beklenti hakim. Bu olursa 2010'da fiyatı net biçimde artabilecek tek metalimiz de nikel. Nedeni basit: fiyatı hayli oynak ve son aylarda düşük kaldı. İyimser senaryoda yüzde 25'e varan primi var. Talep beklendiği gibi canlanmayacak olursa bu ihtimal çok düşük kalacak. 10 haftalık stokuyla 1999 sonrası en yüksek stok oranına ulaşan nikel için yüksek stok seviyesinin fiyat artışlarının önünde bir engel oluşturduğunu da vurgulamak lazım. 

Bunlar oldukça "gerçekçi" olmaya çalışan muhfazakar beklentiler. Canlanma hızlı olursa metaller de yüzde 20'ye varan primler yapabilir. Olmazsa da "erken" yükseldikleri düşünülecek.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Risk ve yavaşlama 01 Ekim 2019
Fed, resesyon, Türkiye 24 Eylül 2019
Coğrafya ve imparatorluk 17 Eylül 2019
Fed ve dolarizasyon 25 Haziran 2019