Mesleki ve Teknik Eğitime "siyasi iradenin bakışı"
Milli Eğitim Bakanlığı Mesleki ve Teknik Eğitim Çalıştayı'na katıldım. Doğrudan ilgi alanımda olmayan bir konuda bilmediklerimi öğrendim.
Milli Eğitim Bakan Ömer Dinçer açılış konuşmasında temel sorunlara değindi. Siyasi iradenin bakışını yansıtması bakımından önemliydi. Söylediklerini başlıklar halinde okuyucu ile paylaşmak istiyorum:
1. "Sorunun indirgemeci anlayıştan uzak, tüm boyutları ile irdelenen" bütüncül bir yaklaşıma ihtiyacı olduğuna işaret etti.
2. Bilgi toplumunun yarattığı fırsat ve tehlikelere işaret ederek, "Çağımızın iş yaşamı 'nitelikli insan' gerektiriyor. Bu konuda mesleki ve teknik eğitimin belirleyici rolünün farkındayız" dedi.
3. "İşgücünün gerektirdiği 'yüksek beceri' konusunu ihmal edersek" gerekli refahı yakalayamayacağımızı söyledi.
4. Bir sistemin işlerliğinde "toplumun algısı" ile "meşrulaştırmasının" önemine işaret ederek, mesleki teknik eğitim algısını hak ettiği yere taşımanın gereğine değindi.
5. Bilgi toplumunun kendi yeni normalini yaratması sürecine değinerek, "bilgi-temelli eğitimle yeni bir konumlanma" yaratma ihtiyacının arttığını belirtti.
6. Bakanlığın "Öher şey elimin menzili altında olsun, benim komuta ve kontrolümde yönetilsin" anlayışında olmadığını, bazı görevlerini terk etme anlayışına ulaştığını açıkladı.
7. Teknik eğitimin doğası yüksek yatırım gerektirdiğini, bakanlık imkanlarını aşan yönlerinin bulunduğunu, özel sektörün de yatırım yapabilmesi için gerekli düzenlemeler yapılması ve teşviklerin verilmesi hususunu dillendirdi.
8. Sovyetler'in Sputnik başarısının ABD'de eğitim-öğretim algısını değiştirdiğini, eğitim programlarının yenilendiğini belirterek, Bilgi Çağı'nın ilişkilerinin daha derin etkiler yaratacağına işaret ederek, sistem gözden geçirilirken bu etkenin göz önünde tutulmasını önerdi.
9. Çağdaş gelişmelere uyumu sağmamak için "temel becerileri geliştiren eğitimi güçlendirmeliyiz" diye düşüncesini net biçimde ortaya koydu.
10. "Mesleki yönlendirme giderek daha ileri yaşlara kayıyor..." diye altını çizerek, modeller geliştirilirken bu eğilimin göz önüne alınacağının sinyalini verdi.
11. Öğrencilerin özgür seçim yapmasının kanallarını açık tutmanın, esnek bir sistem yaratmanın önemine değindi.
12. Meslek yeterlilik çalışmalarının hızlandırılacağını, hazırlıklar yapıldığını duyurdu.
13. Meslek dersleri öğretmenleri yetiştirmenin önemli sorunlarımızdan biri olduğunu, teknik bilgisi, uygulama deneyimi, pedagoji formasyonu olan öğretmenin yetiştirilmesi için olanakların zorlanacağını özenle vurguladı.
14. İş piyasasının eğitimle ilgili katılımının düzeyi düşük olduğunu, artırılması için paydaşların gereğini yapması gerektiğini, kendilerine düşeni yapmaya hazır olduklarını anlattı.
Sistem kapasitemiz
belirleyecek
Değişik görüşteki insanlarla Milli Eğitim Bakanı'nın vurguladığı konuları tartıştım... Gördüm ki, anlatılanlar yaygın biçimde onaylanıyor. Ortaya konan "temel bakış açısı" konusunda bir ittifak var.
Mesleki ve Teknik Eğitim Çalıştayı'ndan kendi adıma çıkardığım ders şudur: Şeker hazır, un hazır, yağ hazır... Temel konularda bir "ortak akıl" da netleşmiş durumda. Bütün sorun, bu ortak düşünceleri, derhal "ortak projelere" dönüştürerek yaşama taşımada...
Toplumların kalkınması, gelişmesi ve refah yaratması, fiziki performansa, entelektüel ve sistem kurma kapasitesine bağlıdır. Mesleki ve Teknik Eğitimin rekabet gücü yaratmadaki önemi tartışılmayacak kadar açık... Bu konuda entelektüel kapasite kullanılmış , hazırlıksız değiliz....Şimdi sistem kurma kapasitemizi ortaya koymanın tam zamanı...
Cuma günü KOBİ'den ekinde de Çalıştay'da yakından izlediğim Mesleki ve Teknik Eğitimde Öğretmen yetiştirme konusunda neler düşünüldüğünü, ne önerildiğini, bu önerilenler yaşama taşınma olanak ve kısıtlarına ilişkin öğrendiklerimi paylaşacağım.