Meslek sahiplerine ‘devlet nişanı’…
Ailelerimiz, gençlerimize iyi bir gelecek çizebilmenin tek yolunun (artık, apartman katında da açılabilen) özel okul ve/veya (kaldıysa) iyi bir devlet okulundan geçtiğine inanıyor…
İşsiz gezen, siyasetçiden iş dilenen milyonlarca somut örnek gözünün önünde olmasına rağmen, “kültürel ve sosyal yapı” nedeniyle, bu yanlışta diretiyor…
* * *
Meslek liseleri gibi alternatiflerin az oluşu da bu yola zorluyor…
Ama…
Her türlü girişim/zorlamaya rağmen o okullarda şans bulamayan gençlere, mecburen/istemeyerek (kaldıysa) meslek lisesi yolu açılıyor…
* * *
Güney Kore, Belçika, Avusturya, Almanya gibi ülkelerde ise meslek liselerinde okuyan gençler el üstünde tutuluyor…
* * *
O ülkelerde gençler…
Henüz lisedeyken, zekayı/bilgiyi kullanabilme yeteneği, pratik ve para kazanmaya; çabanın önemini görmeye başlıyor…
Okurken para kazanıyor; İş hayatında, ‘teknik eleman’ olarak üniversite mezunundan kat kat fazla ücret alabilme şansı yakalıyor…
Mal ve hizmet geliştirip sisteme katkı sunduğu için, para dışında, sosyal yaşamda da “itibar” kazanıyor…
* * *
Hatta…
Almanya’da meslek liselerinin başarılı mezunlarına Devlet Başkanı tarafından, kimseye yapılmayan özel bir törenle, Devlet Nişanı veriliyor…
* * *
Bu yolla…
Çalışan/üreten/geliştiren bulamadığımız için 1 liraya sattığımız hammadde ve/veya ara ürünün fiyatını, küçük dokunuşlarla 100 liraya çıkarıp, geri bize/ona/buna satabiliyor Almanya…
* * *
Nedir o yolun ayrıntıları?
Milyonlarca genç (ve ailesi) ‘zeka ve yetenek geliştireceği’, ‘pratik/itibar/para kazanabileceği’ mesleği, ortaokul son sınıfta planlıyor…
Ve lise döneminde tercih ettiği meslek liselerinde, haftada 1 gün, matematik ve dil ağırlıklı teorik ders alıyor…
Haftanın kalan 4 gününü ise alanda geçiriyor…
* * *
Örneğin…
Makine bölümü öğrencisi…
Makine fabrikalarında geçirdiği 4 günün 1 gününde, Ar-Ge departmanında olması, çalışması ve sonuçları yakından izlemesi sağlanıyor…
Diğer 3 günde ise ustaları/teknik elemanları/mühendisleri izliyor, onlara sorular soruyor, aletleri kullanmayı öğreniyor…
* * *
Ziraat bölümü öğrencisi…
4 gününü tarlada, serada, laboratuvarda geçiriyor…
İlaçlamayı, budamayı, aşılamayı, ürünlerin zamanlarını, iklimin/toprağın/sulamanın/sulamamanın etkisini yaşayarak/yaparak/ekerek/hasat ederek öğreniyor…
* * *
Lise öğrenimi bittiğinde, bizim üniversite öğrencilerinin çoğunluğundan çok daha bilgili/zekasını kullanabilen/pratik ve kendisine/çevresine/ülkesine katkı sunabilecek mesleğe sahip oluyor…
* * *
Sorunumuzun, işsizlik değil mesleksizlik olduğunu yıllardır anlatıyoruz…
Dışa bağımlılığımızın altında bu gerçeğin yattığını da biliyoruz…
Sorunu aşmak için, Almanya gibi ülkelerin uyguladığı basit modellerin uygulanması gerekliliğini de yıllardır tekrarlıyoruz…
* * *
(Türkiye’de de üretim yapan Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası üyelerinin, Türkiye’de pilot uygulamalarla bu sistemi deneme kararlılığında olduğunu öğrenince çok sevindim…)