Mersin Çalıştayı'nda, masadaki çok güzel çeri domatesi üzerine sohb
Mersin Ekonomi Platformu’nun Gülnar’daki 2. Marka Kent Çalıştayı ve Kalkınma Zirvesi sonrası öğle yemeğinde masada çok güzel çeri domateslerini yerken, yetiştiricisinin masada oturduğunu öğreniyorum. Çok güzel ve lezzetli domateslerin Rusya’nın alımı durdurmasıyla “elde kalıp kalacağını” soruyorum. Yanıt çok net: “Sebze meyve ihracatında Rusya pazarı kapanınca büyük sorun yaşıyoruz. Sorun çözülmezse çok kötü olur”. Bir gün önce akşam sohbetinde de bu konuda çözüm için sebze-meyve ihracatçılarının, birliklerinin “yaşadıkları zorlukları anlatmak için” Ankara’ya toplu olarak gitme kararında olduklarını söylemişlerdi.
Arkadaşımız Ali Ekber Yıldırım’ın bugün gazetemizde yer alan haberinde, Rusya’ya ihraç edilemeyen 190 bin ton sebze meyvenin depolarda bekletildiği, acil çözüm bulunamazsa zararın 150 milyon doları bulacağı bilgisi yer alıyor. Rusya’nın 2014 yılında Avrupa’dan alımı kesmesi sonrası sadece 1 milyar 30 milyon dolarlık domates ithalatının yaklaşık yüzde 25’ini 276 milyon dolarlık bölümün Türkiye’den aldığı belirtilen haberde, Türkiye’nin Rusya’ya ihraç ürünleriyle ilgili tek tek açıklayıcı bilgiler veriliyor.
Mersin Çalıştayı sırasında iki gün süresince bir yandan Mersin’in kent olarak öne çıkması için yapılması gerekenler çok yönlü ele alındı. Doç. Dr. Cihat Yavuz, katılımcılarla yaptığı arama konferansı sonrasında sonuçları değerlendirirken, kentin öne çıkan tarımsal ürünlerin limon, çilek ve narenciye olarak öne çıktığını, turizm değerleri olarak St. Paulus, Kız Kalesi’nin kentin önemli turizm varlıkları olduğunu, deniz, inanç ve kültür turizminde bu değerlerini öne çıkarabileceğini belirtti. Kentin lojistik ürün ve hizmetlerinde, liman ve depoculuk hizmetleri imkanlarıyla taşımacılık ile destek hizmetlerinin öne çıktığını söyledi. Mersin’de sanayi ve ileri teknolojide ise güneş enerjisi, cam, cıvata ve bağlantı elemanları konularının öne çıktığının da arama konferansında öne çıktığının altını çizdi.
İki gün süren toplantılar ve düzenlenen iki panelde, kentin öne çıkan özellikleri, dünya kentleri arasında kendisini öne çıkaran Marka Kent özelliklerini ortaya koyabilecek konular ele alınıp tartışıldı.
Ayrıca, marka olmayı başarmış iki kuruluşun yöneticisi Zade Yağları Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil ve Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, kendi kuruluşlarının zorlu marka olma maceralarını anlattılar. Bu öyküler de katılımcıların büyük ilgisini çekti.
Mersin Ekonomi Platformu Başkanı Ferudun Gündüz, çalıştayda kentlerini öne çıkaran özelliklerin saptanmasının ardından, projenin başarıya ulaşması için kentlerindeki sivil toplum kuruluşları, odalar, valilik ve belediyenin katılımıyla bir vakıf kurulması önerisinde bulundu.
Çoğu sivil toplum yöneticisi ve işadamı olan katılımcılar uzun süren toplantıları ilgi ile izlediler. Toplantıyı baştan sona izleyen ve iki gün sonunda kısa değerlendirme konuşmaları yapan, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz ve Mersin Valisi Özdemir Çakacak, çalıştayın faydalı olduğunu, çıkan sonuçlara dayalı çalışmalara desteklerinin süreceğini belirttiler. Vali Özdemir Çakacak, “Eger konu Mersin'se herkes ortak paydada hareket etmelidir. Mersin olarak biz de küresel rekabette öne çıkmak için özgün değerlerimize sahip çıkarak farklılaşmak istiyoruz” değerlendirmesiyle konuyu özetledi.
2007 yılında RİS toplantılarından bu yana takip ettiğim Mersin toplantılarında bu çalıştıyla vakıf kuruluş kararının hayata geçirilecek olmasının önemli eylem kararları alınması sonucunu getireceğine ve kente yarar sağlayacağına inanıyorum.