Mermer ihracatçılarından ilginç bilgiler
Geçtiğimiz hafta, Akdeniz İhracatçılar Birliği şemsiyesi altında kümelenen mermerciler ile birlikte olduk. Her zaman ifade ettiğim gibi eğitim, danışmanlık ve seminer vb. çalışmalar, bilgi dağarcığımıza ciddi katkılarda bulunuyor. Bu çalışmamızda tartışıp, fikir alışverişi yaptığımız arkadaşlardan ilginç fikirler ve haklı yakınmalar geldi. Bir katılımcı arkadaşımız, mermer kesimleri sonucu oluşan çamur hakkında konuştu. Ekonomi Bakanlığı'nın 'Doğal Taş Sektörü' raporuna göre sektörde yaklaşık, bin 500 adet doğal taş ocağı, fabrika ölçeğinde faaliyet gösteren 2 bin kadar tesis, orta ve küçük ölçekli 9 bin atölye faaliyet gösterdiğini söyledi. Sektörde çalışan kişi sayısının da 300 bin civarında olduğu raporda ayrıca belirtiliyor.
Teknolojik gelişmelerin yurt dışından gelmesinin beklenmesinin yarattığı sakıncaları vurgulayan arkadaşımız küçük bir hesaplama yaparak hem taşın ziyan edilmesi ve hem de çevreye verilen zarar konusunu ortaya koydu. Tartıştıklarımız özetle aşağıdaki gibi şekillendi.
Raporda belirtilen sayıdaki fabrika ölçeğindeki işletmelerde, en mütevazı tahminlere göre günlük 100 metrekare üretim yapıldığını varsayalım. Buna göre 2.000 x 100 = 200.000 metrekare günlük üretim yapılmış oluyor. Yıllık çalışma gününü, yine biraz tevazu göstererek 220 gün değil de 100 gün olarak ele alalım. Bu takdirde de yıllık üretim rakamı 200.000 x 100 = 20.000.000 metrekare olarak karşımıza çıkıyor. Kesim sırasında kullanılan testerenin de 2 mm kalınlıkta olduğunu varsayalım. Bu miktardaki kesimden doğaya salınan çamur da birkaç bin ton civarında oluyor. Bu hesaplamaların içerisine Ekonomi Bakanlığı raporunda 9 bin civarında olduğu belirtilen orta ve küçük ölçekli işletmeler alınmamıştır. Bu verilerden hareketle biraz yorum yapmaya çalışalım.
Fabrikaların çalışma gün sayısını gerçeğe daha yakın ele alır ve küçüklerin atıklarını da düşünürsek, çevre kirliliği boyutunun da ne kadar fazla olduğunu kolayca görebiliriz. Olay yalnız çevre boyutunda bitmiyor. İhracat rakamlarına baktığımızda blok satışı ile işlenmiş mermer satışları arasında dikkat çekici bir fark görüyoruz. Mermer ihracatının %54’ünü blok satışları %44’ünü de işlenmiş mermer satışları oluşturuyor.
Blok satışlarını savunan arkadaşlarımız, işlenmiş mermer satışlarındaki maliyet girdilerinin yüksekliğinden şikâyetle blok satışının daha kârlı olduğunu söylüyorlar. Özellikle enerji girdisi ile işçilik payının yüksekliğine dikkat çekiyorlar. Ancak işlenmiş mermer satışının getireceği katma değeri de yadsımak pek kolay olmuyor.
Önerdiğimiz çözüm, işlenmiş mermer ihracatında kullanılan blokların çıkarılması için kullanılan yakıta ve işleme için harcanan enerjiye, Dünya Ticaret Örgütü ile ters düşmeden, göreceli olarak devlet desteği verilmesi oldu. Buna benzer önerilerin yetkili makamlara iletildiğini ancak karşılık bulamadıkları şikâyetlerini dile getirdiler.
Ayrıca, çıkarılan blokların daha verimli kullanılabilmesi için kullanılabilecek teknolojilerin geliştirilebilmesi için bir “Doğal Taş Ar-Ge Merkezi" oluşturulmasının öneminin altı çizildi. İlginç bir öneri de bu merkez ile birlikte bir “Mermer Danışma Merkezi" kurulması önerisi oldu. Bu merkezden gerek tasarımcılara ve mimarlara ve gerekse kullanıcılara, taşların nitelikleriyle birlikte iç mekan ve dış mekan kullanımları hakkında bilgi verilmesi ve taşların olması gereken yerlerde, daha verimli kullanılmaları için bilgi sağlanması önerisini de güzel bir fikir olarak ortaya çıktı.