Merkeziyetsiz finans
Finansal ekosistem dediğimizde en başta gelen aktörler bankalardır. Dünyada ise bankacılık sistemi, esas olarak Orta Çağ döneminde ortaya çıkmıştır. Bankacılığın doğuşu, toplumun ticaret ve finansal işlemleri için bir araç olarak ortaya çıkan ihtiyaçtan kaynaklanmıştır.
İlk bankalar, fon toplama, kredi verme, para saklama ve döviz ticareti gibi hizmetler sunarak ekonomik faaliyetleri desteklemeye başlamıştır. Dünyada kurulan ilk banka ise, İtalya’da bulunan “Banca Monte dei Paschi di Siena” olarak bilinir.
Bu banka, 1472 yılında kuruldu ve günümüzde bile faaliyetlerini sürdürmektedir. Banka, o dönemde “Monte Pio” adıyla anılan bir kuruluşun evrimiyle ortaya çıkmıştır. Monte Pio, 1397 yılında, kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olarak kurulmuş ve başlangıçta fakirlerin ve ihtiyaç sahiplerinin yardımına odaklanmıştır.
Zamanla, Monte Pio, mevduat kabul etme, kredi verme ve para transferi gibi bankacılık işlevlerini de üstlenmeye başlamıştır. Bu şekilde, günümüz bankacılık sistemine temel oluşturan bir model geliştirmiştir. Bugüne baktığımızda özellikle internetin icadı, bankacılık sektöründe önemli bir dönüm noktası olmuştur. İnternet bankacılığı, bankaların müşterilerine çevrimiçi hizmetler sunmalarını sağlamış ve bankacılık deneyimini kökten değiştirmiştir.
Bu deneyim, müşterilerin internet üzerinden hesap bilgilerini görüntülemelerini, para transferleri yapmalarını, faturaları ödemelerini ve diğer bankacılık işlemlerini gerçekleştirmelerini sağlar. İnternetin yaygınlaşmasıyla birlikte, elektronik ödeme sistemleri de gelişmiştir.
Akıllı telefonların yaygınlaşmasıyla birlikte mobil bankacılık da önem kazanmıştır. Diğer yandan online yatırım ve ticaret platformları da sürekli gelişim halindedir. Bu açıdan baktığımızda finans sektörünün, yıllar içinde pek çok evrim geçirdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Geleneksel bankacılık sistemi, merkezi bir otorite tarafından kontrol edilen ve yönetilen bir yapıya dayanıyor.
Ancak son yıllarda, blok zincir teknolojisinin ortaya çıkışıyla birlikte merkeziyetsiz finans (DeFi) kavramı ortaya çıktı. Bu yeni finansal paradigmada, finansal işlemler merkezi bir aracı olmadan, herkese açık ve şeffaf bir şekilde gerçekleştirilebiliyor. Merkeziyetsiz finans temel olarak blok zincir teknolojisinin ve akıllı kontratların finansal işlemler için kullanılmasıyla ortaya çıktı.
2008 yılında Satoshi Nakamoto mahlaslı kişi veya kişiler tarafından Bitcoin’in yaratılması, merkeziyetsiz dijital para birimlerinin ve blok zinciri tabanlı finansal işlemlerin ilk adımlarını attı. Bu teknoloji daha sonra Ethereum gibi akıllı kontrat platformlarıyla birleşerek daha karmaşık finansal hizmetlerin geliştirilmesine olanak sağladı. Merkeziyetsiz finans, hiçbir merkezi aracının (banka, aracı kurum, vb.) olmadığı bir yapıyı ifade ediyor.
Finansal işlemler, akıllı kontratlar gibi kod tabanlı protokoller aracılığıyla gerçekleştirilir. Bu uygulamalar blok zinciri tabanlı oldukları için işlemler ve sözleşmeler herkese açık ve şeffaf bir şekilde kaydedilir. Herhangi bir yetkilendirme veya aracıya ihtiyaç duymadan merkeziyetsiz finans uygulamalarına erişmek mümkündür.
Yani herkes bu uygulamalara katılabilir ve finansal hizmetlere erişebilir. Merkeziyetsiz finans, likidite sağlama, borç verme, getiri kazanma ve finansal varlık ticareti gibi merkezi finans uygulamalarında da bulunan bir dizi hizmet sunarak kullanıcılara değer yaratma potansiyeli sunar.
Merkeziyetsiz finans, hızla büyüyor. Gelecekte daha da yaygınlaşmasını bekliyorum. İnovasyonların hızı ve yeni neslin iştahı, merkeziyetsiz finansın daha fazla kullanıcıya erişmesini sağlayacak ve daha karmaşık finansal hizmetlerin sunulmasını mümkün kılacak. Diğer yandan, regülasyon ve güvenlik konuları gibi zorlukların da ele alınması gerekiyor. Güzel bir gelecek için...