Merkezi çekim kuvveti

Serhat GÜRLEYEN
Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI [email protected]

Dünya piyasalarında beş haftadır devam eden iyimser hava yerini satışlara bıraktı.  ABD dolarının güçlenmesi ve petrolün zayıflaması küresel risk iştahını zayıflatarak Wall Street’ten dünyaya yayılan kayıplara neden oldu.

Piyasalardaki kayıpların beş haftadır devam eden yükselişin ardından gelen kar satışları mı, yoksa olası bir küresel patlama öncesinde madendeki kanarya mı olduğunu henüz bilmiyoruz. 

İyi haber, Fed ve ECB kanalından gelen sinyaller işlerin kötüye gittiği bir senaryoda süvarilerin devreye gireceğine ve kaleyi düşmekten kurtaracağına işaret ediyor. Fed’in güvercin taklası sonrası Renminbi üzerindeki baskının hafiflediğini görüyoruz. 

Kötü haber, büyüme cephesinde açıklanan verilerde sapmaların aşağı yönlü olması.  Gelişmiş ülkelerde çekirdek enflasyonun yönünü yukarı çevirdiği bir ortamda büyümenin patinaj çekmesi risk sever varlıklar için hayra alamet değil.  

Dolayısıyla kısa vadede süvarilere güvenen yatırımcıların alımlarıyla risk seven varlıkların toparlandığını ve tahvil faizlerinin düşmeye devam ettiğini görebiliriz. Ancak piyasalar eninde sonunda Merkez Bankalarının yapabileceklerinin sınırlı olduğunu görecekler. 

Küresel risk iştahına duyarlı yüksek betalı Türkiye gelişmekte olan piyasalardaki satış dalgasından tahminimizden daha az etkilendi.  Rıza Sarrafın ABD’de tutuklanmasını İran’a para transferinde Türkiye’nin oynadığı rol ile ilişkilendiren spekülasyonlar geçici bir şok yaratsa da Borsa İstanbul gelişmekte olan ülke borsalarına göre daha güçlü bir performans gösterdi.

DXY dolar endeksinin yükseldiği, Avrupa borsalarında büyük kayıplar yaşandığı bir ortamda Borsa İstanbul’un gelişmekte olan piyasaları yenmesinde Merkez Bankası’nın faiz sürprizi belirleyici rol oynadı. 

VIX, MOVE gibi oynaklık göstergelerindeki gerilemeyi fırsat bilen Merkez Bankası piyasaların genel beklentisinin ve bizim görüşümüzün tersine faiz üst bandında 25 baz puan indirime gitti. 

Merkez Bankası’nın kararı sonrasında borsada bankalardan başlayarak faize duyarlı otomotiv, beyaz eşya,  gayrimenkul yatırım ortaklıklarına yayılan bir yükseliş yaşandı.

Piyasalardaki iyimserlik devam edecek mi, yoksa Merkez Bankası’nın verdiği ara gaz kesilince Borsa İstanbul irtifa kaybetmeye devam eder mi?  Bu sorunun cevabı önümüzdeki günlerde dünya piyasalarının seyrine ve bankaların  mevduat ve kredi cephesinde atacağı adımlara bağlı olarak belirlenecek.  

Ancak iyimser olmadığımızı vurgulayalım. DXY dolar endeksinin değer kazandığı ve Fed’in faiz artırımının yeniden potaya gireceği baz senaryomuzda gelişmekte olan ülkelere yönelik risk iştahının zayıflamasını ve Türkiye piyasalarının da satış dalgasından payını fazlasıyla almasını bekliyoruz. Küresel bir dalga karşısında Merkezin çekim kuvvetinin etkisinin yetersiz kalacağına inanıyoruz. Bu nedenle hisse senedi ve tahvil pozisyonlarında kar realizasyonu yapılmasını ve portföylerde döviz cinsi varlıkların payının artırılmasını rasyonel buluyoruz.  

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Petrol şoku sonrası… 23 Eylül 2019
Ağlatma beni Arjantin… 02 Eylül 2019
Emin liman aranıyor… 26 Ağustos 2019