Merkez’e neredeyse ‘faiz lobilerine bayrak açtı’ diyeceğiz

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Merkez Bankası tüm beklentileri boşa çıkaracak bir kararla faizi sabit tutunca bir türlü kurtulamadığımız tartışma yeniden alevleniverdi.

Faizde artış bekleyenler faiz lobisinin temsilcileriydi, ama hevesleri kursaklarında kalmıştı.

Bu kadar basit yani! Faiz artışına sıcak mı bakıyorsun, hatta artışı gerekli mi görüyorsun, çizgini belli ettin işte, lobicisin!

Faiz artışına karşı mısın, faiz indirilmeli mi diyorsun, senden iyisi yok!

Ama durun biraz, durun ve daha dikkatli konuşun! Faiz artışını zorunlu görenler bir yana buna sıcak bakanları bile lobicilikle suçlamak, hadi suçlamak değilse bile eleştirmek biraz tehlikeli olabilir.

Bir kere faiz artışının lobicilik olduğunu doğru kabul edersek suçlama nerelere, kimlere uzanıyor, farkında mıyız?

Mayıstan bu yana faizi 5 puan artıran Merkez Bankası bu artış kararlarını alırken lobiciydi de şimdi mi farklı bir kimliğe bürünmek istedi yani?

Merkez Bankası, faizde 5 puanlık artışa giderken tümüyle tek başına hareket etmediğine ve bu kararda siyasilerin de örtülü onayı olduğuna göre onlar da mı lobiciydi?

★★★

Geçen haftanın son günlerine, hafta sonuna ve bu pazartesiye dönelim. Piyasalarda Merkez Bankası’nın faizde bir artış yapacağı yargısı oluşmuş muydu? Bu soruya hayır demek zor. Hemen hemen herkes faiz artışı bekliyordu.

Faiz artışı beklenmesinin altında iki temel gerekçe yatıyordu.

Birincisi ekonomik gerekçelerdi... Ekonomik koşullar bir faiz artışının gerekli olduğunu gösteriyordu. Özetlersek; enfl asyon yıllık bazda yüzde 15’i aşmıştı, ithal enfl asyon baskısı yüzünden TÜ- FE’nin daha da artması bekleniyordu. Yurtdışı yerleşikler Türkiye’den uzak durmayı tercih ediyorlardı, yabancılar Türk menkul kıymetlerine ilgi göstermiyorlardı ve bu da döviz arzında sorun yaratmaktaydı.

İkincisi ve daha önemlisi siyasi gerekçeler ya da yaklaşımlardı... Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak Arjantin ziyareti sırasında ve sonrasında yaptığı açıklamalarda özellikle bir noktanın altını bıkmadan usanmadan çiziyordu. “Piyasalarla kavga etmeyeceğiz” cümlesini kim bilir kaç kez tekrarlayan Albayrak, bir anlamda piyasaların beklentileriyle uyumlu adımlar atılacağını söylemiş olmuyor muydu...

Ve geldik salı gününe, Para Politikası Kurulu toplantısına... Merkez Bankası “piyasalarla kavga etmeyi göze alarak” faize dokunmadı. Ekonomiyle ilgili olarak alınan bir kararın piyasalarla kavga çıkarıp çıkarmadığını görmek için öyle saatlere, günlere ihtiyaç yok ki. İşte Merkez Bankası’nın faiz kararının açıklanmasıyla birlikte, saniyeler içinde piyasalarda neler yaşandığını hep birlikte izledik. Bu bir kavgaydı, hem de büyük bir kavga...

★★★

Piyasalar Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın Para Politikası Kurulu toplantısının hemen öncesine denk gelen “Piyasalarla kavga etmeyeceğiz” sözünü siyasilerin Merkez Bankası’na müdahale etmeyecekleri şeklinde yorumladı. Zaten Albayrak da Merkez Bankası’nın şimdiye kadar olmadığı ölçüde bağımsız çalışacağını dile getirdi.

Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak bu açıklamaları yapınca ve ardından Merkez Bankası’ndan faiz artışı gelmeyince öyle yorumlar yapıldı ki sanki Merkez, Albayrak’ı bile karşısına alma pahasına böyle bir karara vardı.

Ne şimdi ne daha önce, Merkez Bankası’nın böylesine önemli bir konuda siyasilerden tümüyle bağımsız hareket etmiş olması beklenemez. Bu demek değil ki siyasetçi ne derse o olur, Merkez söyleneni yapar. Ama bir istişare mutlaka söz konusudur.

Hani bizde faiz artırmak faiz lobisine hizmet sayılıyor ya, işte şimdi tutup birileri Merkez Bankası’nı bu amaçla alkışlıyorlar. İyi de bu durumda adeta faiz artışına yeşil ışık yakmış bir görüntü veren, “Piyasalarla kavga etmeyeceğiz” diyen Albayrak’ı nerede konumlandırmış oluyoruz?

Faizi değiştirmeyi ya da sabit tutmayı lobicilik gibi kalıplarla düşünmekten vazgeçsek; yeri geldiğinde faizi artırmanın ekonominin gerektirdiği bir adım olabileceğini görüp öyle değerlendirmeler yapsak... Ekonomik değerlendirmeler anlamında biraz büyüsek...

Faizin yükselmesini kim ister, kim istemez?
Kaç kez yazdık, bir kez daha yazmakta sakınca yok. Faizin artması, elinde devlet iç borçlanma senedi bulunanların zararınadır. Çünkü bu kağıtların faizinin artması, fiyatın düşmesiyle mümkündür. Dolayısıyla kamu kağıdı sahipleri faizin artmasından hiç mi hiç memnun olmaz, tam tersine faizin düşmesini isterler.

Bizim dilimize yerleşen “Faiz lobileri artış istiyor” sözüyle olsa olsa kamu kağıdı almak için faizin yükselmesini bekleyenler kastediliyor olabilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar