Merkez yeni politika çerçevesine güveniyor
İnan Demir / Finansinvest
Geçen Perşembe'den beri piyasalar Merkez Bankası'ndan peşpeşe gelen açıklamaları takip ediyor. Önce piyasaların beklentisinin aksine faiz indirimi yapan Para Politikası Kurulu'nun (PPK) açıklaması geldi. PPK açıklamasını Pazartesi günü zorunlu karşılık oranlarındaki artışlar ve onun ertesi günü 2011'in ilk enflasyon raporu takip etti.
Bu açıklamaların ortak bir tonu vardı; Merkez Bankası Aralık ayından itibaren uygulamaya başladığı yeni politika çerçevesine güveniyor. Bu çerçevenin sıcak para girişleri ve kur üzerinde arzulanan yönde etki yaptığı zaten çeşitli açıklamalarla belirtilmişti. Geçen haftadan beri yapılan açıklamalar bu yeni politika çerçevesinin kredi büyümesini yavaşlatmak konusunda da arzu edilen sonucu vereceğine duyulan güveni yansıtıyor.
Bu güvenin kendini en net gösterdiği örneklerden bir tanesi son PPK açıklamasında yer alan aşağıdaki ifade:
"Bir sonraki Kurul toplantısına kadar alınacak kredi genişlemesini sınırlayıcı yönde ilave tedbirler, para politikasının hareket alanını genişletecektir."
Bu ifadenin ima ettiği en önemli sonuç, Merkez Bankası'nın kredi büyümesinde bir yavaşlama öngörmesi ve bu yavaşlamayla birlikte daha geniş bir hareket alanına sahip olacağını düşünmesi. Daha geniş hareket alanını Merkez Bankası'nın politika faizini indirmek konusunda elinin daha da rahatlaması olarak okumak mümkün.
Açıkçası şimdiye kadar piyasalar Merkez Bankası'nın yeni politika çerçevesinin para politikasında sıkılaşma anlamına geleceği konusunda tam olarak ikna olmuş sayılmaz. Önümüzdeki haftalarda kredi büyümesinin yavaşladığının görülmesi durumunda, piyasaların parasal sıkılaşma vurgusuna daha fazla inandığını görebiliriz.
Bu da Merkez Bankası'nın faiz indirimlerine devam etmesini kolaylaştıracaktır; hatta faiz indirimi adımlarının büyümesi bile mümkün olabilir. Sonuçta faiz indirimlerinin devamı için oldukça kısıtlı bir fırsat penceresi var. Yıllık enflasyonun ilk çeyrek boyunca düşmeye devam etmesini, Nisan'dan itibaren ise yükselişe geçmesini bekliyoruz. Yıllık enflasyonun yükselişte olduğu bir ortamda Merkez Bankası'nın politika faizi indirimlerine devam etmesi kredibilite kaybı anlamına gelebilir; özellikle de Nisan ayında Merkez Bankası Başkanı'nın da değişeceği düşünülürse. Dolayısıyla ikinci çeyrekten itibaren parasal sıkılaşmanın sadece zorunlu karşılık artışlarına dayanması daha büyük olasılık. Ama ilk çeyrek boyunca faiz indirimleri ve zorunlu karşılık artışlarından oluşan politka paketi devam edecek gibi göünüyor.