Merkez "sürpriz" yapar mı?

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

 

 

 
Hani Merkez Bankası'nın aldığı faiz kararları eğer tahmin edilenden farklıysa hep "sürpriz" olarak niteleniyor ya... Merkez Bankası için hep "sürprizi sever" değerlendirmesi yapılıyor ya... İşte onun için diyoruz; acaba Merkez Bankası bugün de sürpriz yapar mı, diye...
 
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu bu yıl ocak ve şubatta hem borçlanma faizini, hem borç verme faizini 0.25'er puan aşağı çekti. Son durumda borçlanma faiz oranı yüzde 4.50, borç verme faiz oranı yüzde 8.50 düzeyinde bulunuyor ve buna göre faiz koridoru da yüzde 4.
 
Merkez Bankası, 19 Ekim'de yüzde 4.5 olan faiz koridorunu 21 Kasım'da yüzde 4'e indirdi, aralıkta oranlarda herhangi bir değişiklik yapılmadı; ocak ve şubatta ise biraz önce aktardığımız gibi hem borçlanma, hem borç verme faiz oranları aşağı çekilmek suretiyle koridor yine sabit bırakılmış oldu.
 
Borç verme faizi en düşük düzeyde
 
Merkez Bankası'nın 20 Şubat'ta gerçekleştirdiği son toplantıda belirlediği yüzde 8.50'lik borç verme faizi, şimdiye kadar oluşmuş en düşük düzeye işaret ediyor. Borçlanma faizinde ise daha düşük oranlar görülmüştü. Borçlanma faizi 17 Aralık 2010'da yüzde 1.50'ye indirilmiş ve bu oran 5 Ağustos 2011 tarihine kadar geçerli olmuştu. 
 
Merkez Bankası, 5 Ağustos 2010 tarihinde yüzde 5'e çıkardığı borçlanma faizini bir buçuk yıla yakın süre sabit tuttu. Yüzde 5'lik borçlanma faizi 23 Ocak 2013'te yüzde 4.75'e çekildi. Borçlanma faizi, bir ay sonra bu kez 20 Şubat'ta yüzde 4.50'ye indirildi.
 
2012 yılına girilirken faiz koridoru yüzde 7.50 düzeyinde bulunuyordu. Geçen yıl içinde aşamalı olarak daraltılan koridor, 21 Kasım 2012'de yüzde 4'e çekildi. Daha sonraki dönemlerde borçlanma ve borç verme faiz oranlarında aynı oranda indirime gidildiği için faiz koridoru da yüzde 4'te sabit kaldı.
 
Bugün ne olur?
 
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu mart ayı toplantısını bugün yapacak. Klasik söylemle ifade edersek, bir sürpriz olmazsa Merkez Bankası'nın faiz oranlarını değiştirmesi beklenmiyor.
 
Faiz oranlarında değişiklik beklenmezken, zorunlu karşılıkların artırılması yoluyla bankaların parasına biraz daha "el konulacağı" beklentisinin ise yaygın olduğunu belirtelim.
 
Reel sektörden gelen işaret
 
Merkez Bankası faizle ilgili bir karar alırken, kuşkusuz birçok veriyi masaya yatırıyor, geleceği okumaya çalışıyor. Ekonomide enflasyon yönünden bir sorun yaratacak gelişme riski var mı, yok mu, ona bakıyor. İşte geçen hafta sonu TÜİK'ten gelen sektörel güven endeksleri, reel sektörde işlerin görece canlanma eğiliminde olduğunu ortaya koyuyor.
 
Veriler yılın ilk çeyreğine ilişkin. Buna göre, hizmetler sektörü güven endeksi ilk çeyrekte yüzde 10, perakende ticaret sektörü güven endeksi yüzde 24.6, inşaat sektörü güven endeksi ise yüzde 32.1 artış göstermiş. 
 
Aslında ilk çeyrekteki artış bu yıla özgü değil. Geçen yılın ilk çeyreğinde de hizmetler sektörü güven endeksinde yüzde 5.2, perakende ticarette yüzde 14.6, inşaatta yüzde 17.3 artış olmuştu. Bu yılki hızlanma kuşku yok ki çok daha belirgin. 
 
Ancak, ilk çeyreklerde böylesine olumlu bir tablo ortaya çıkmakla birlikte, bu yılın mart ayı itibariyle son bir yıldaki durum pek de parlak değil. Bu bir yılda artış yüzde 4.7 ile yalnızca perakende ticaret güven endeksinde sağlanabilmiş; inşaat ve hizmet güven endeksleri ise sırasıyla yüzde 1.1 ve yüzde 0.6 gerilemiş. 
 
Dolayısıyla ekonomideki güven unsurunu yalnızca ilk çeyrek olarak değerlendirme yanlışına düşmemek gerek. Kaldı ki, son çeyrekteki hızlı artışlara rağmen, hizmet endeksi 102.2'ye, perakende ticaret endeksi 111.4'e, inşaat endeksi 94.9'a çıkmış.
 
Sektörel güven endekslerinin 0 ile 200 arasında değer alabildiğini, endeksin 100'den büyük olmasının sektörün mevcut ve gelecek döneme ilişkin iyimserliğine, 100'den küçük olmasının ise kötümserliğe işaret ettiğini belirtelim. 
 
Ayrıca, 100 sınırını bizim belirlemediğimizin, dolayısıyla endekslerde "beyaz ve siyah" gibi hep iyimser ya da kötümser durumu bizim yaratmadığımızın, bu yüzden "gri alan" oluşturma şansımızın bulunmadığının altını çizelim.
 
 
aaktas26032013.jpg
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar