Merkez nereye koşuyor?

Serhat GÜRLEYEN
Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI sgurleyen@isyatirim.com.tr

Merkez Bankası politika faizlerini 1.5 puan düşürerek %11.5 seviyesine çekti. Piyasanın ve bizim beklentimiz 0.5 puan civarındaydı. Böylece Ekim sonunda başlanan faiz indirim dalgasında arka arkaya üçüncü kez pozitif bir şokla piyasalar şaşırtıldı.

Buna rağmen faiz kararının piyasalar üzerindeki etkisi sınırlı oldu. Faiz kararından doğrudan etkilenmesi gereken tahvil piyasasında oranlardaki gevşeme sınırlı düzeyde oldu. Mevduat piyasasında oranlar politika faizinin çok üzerinde kaldı. Döviz piyasasında Türk lirası istikrarlı bir şekilde değer kaybetmeye devam etti. Dünya piyasalarındaki satış dalgasının etkisindeki hisse senedi piyasasındaki kan kaybı hızlandı.

Peki, ne değişti? Bundan önceki faiz indirimlerini bayram havasında kutlayan piyasaların faiz indirimine tepkisi neden sınırlı düzeyde kaldı? Merkez Bankası faiz kararını "enflasyonun sene sonu hedefinin çok altında kalacağı beklentisine" ve "finansal koşullardaki ek sıkılığın devam etmesine" bağlıyor.

Her iki gerekçeye de katılıyoruz. İç ve dış talepteki zayıflık ve emtia fiyatlarındaki gerileme enflasyon üzerindeki baskıyı artırıyor. Enflasyonun sene sonu hedefi olan %7.5'in çok altında %6 civarında gelmesi muhtemel.

Finansal koşullardaki ek sıkılığın devam ettiği de bir gerçek. Merkez Bankasının şok faiz indirimlerine rağmen kredi piyasası daralmaya devam ediyor. Takipteki alacaklardaki yükseliş bankaları temkinli olmaya zorluyor. 2001 krizinden buyana ilk kez mevduatlar kredilerden daha hızlı büyüyor.

Piyasalar faiz indirimlerine neden tepki vermiyorlar?

Merkez Bankasının son faiz indirimi sonrasında kısa vadeli reel faizler %5-6 aralığına uzun dönemli faizler %8-9 aralığına geriledi. Piyasalar belirsizliğin arttığı bir ortamda risk priminin belirli bir seviyenin altına düşmesini istemiyorlar. Küresel piyasalarda fırtınanın sertleştiği, döviz kurunda dalga boyunun arttığı, bütçe performansının kötüleştiği, Uluslararası Para Fonu ile görüşmelerin tavsadığı bir ortamda piyasalar risk primlerinin yüksek kalmasını istiyor.

Tüm bu belirsizliğe rağmen Merkez Bankası'nın faiz indirimlerinde bu denli cesur adımlar atmasının arkasında iki ana sebep olabilir.

Önce iyimser sebeple başlayalım. Merkez Bankası Uluslararası Para Fonu ile görüşmelerin kısa zamanda sonuçlanacağına ve yüklü bir kaynak girişi sağlanacağına dair önemli bir güvenceye sahip. Bu yüzden faiz indirimlerinde cesur davranıyor.

Kötümser sebeple devam edelim. Türkiye ekonomisinin karşılaştığı dışsal şok o kadar büyük ki Merkez Bankası'nın seçim yapma şansı yok.

Türkiye ekonomisi çok şiddetli bir durgunluk riski ile karşı karşıya. Sanayideki çöküş ve işsizlikteki artışın getireceği ekonomik ve toplumsal sorunlar ilerideki yıllarda enflasyondaki artışın getireceği risklere göre çok daha büyük. Bu yüzden Merkez Bankası büyük adımlarla faizleri aşağı çekiyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Petrol şoku sonrası… 23 Eylül 2019
Ağlatma beni Arjantin… 02 Eylül 2019
Emin liman aranıyor… 26 Ağustos 2019