Merkez kur artışına karşı faiz silahını çekti

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Merkez Bankası döviz talebi karşısında rezervini daha da eritmemek uğruna beklenen adımı attı ve Türk Lirası faiz oranlarını artırdı. Önce, Para Politikası Kurulu'nun dünkü toplantısında alınan kararları hatırlayalım:

-Politika faizi olan bir hafta vadeli ihale faiz oranı yüzde 5.75'te sabit tutuldu.

-Gecelik faiz oranı, Merkez Bankası'nın borçlanmasında yüzde 5 düzeyinde tutularak değiştirilmezken, borç verme faiz oranı yüzde 9'dan yüzde 12.5'e çıkarıldı. Yani gecelik faiz oranında borçlanma-borç verme arasında daha önce 4 puan olan fark, 7.5 puana yükseltildi.

-Piyasaya yapıcısı bankalara repo işlemleri yoluyla tanınan borçlanma olanağındaki faiz oranı yüzde 8'den yüzde 12'ye çıkarıldı.

-Geç likidite penceresi uygulaması çerçevesinde bankalararası para piyasasında saat 16.00-17.00 arası gecelik vadede uygulanan Merkez Bankası borçlanma faiz oranı sıfır düzeyinde sabit tutulurken, borç verme faiz oranı yüzde 12'den yüzde 15.5'e yükseltildi.

TL artık daha pahalı

Dün de vurguladık; döviz alabilmek için elinizde TL olması ya da elinizde yoksa bile TL'ye ulaşmanızın kolay olması gerek. İşte atılan adımın özeti bu…

Faiz oranları artırılmak suretiyle bir anlamda TL'ye "zam" yapılmış oldu. TL artık daha az bulunabilecek, bulunduğunda fiyatı artmış olacak ve bu sayede dövize olan talep azalacak.

Ama, en masum görünen ilacın bile yan etkisi olduğu gerçeğinden yola çıkarsak, dövize olan talebi azaltacak olan bu kararın bir dizi yan etkisi olacak. Üstelik, bu yan etkiler öyle hafife alınacak gibi de değil…

Faiz oranları genel olarak yükselecek. Kredi faizlerinin yükseldiğini göreceğiz. Bu durum genel anlamda bir durgunluk işareti, bundan kaçış yok. Konut kredisi faizlerinde ortaya çıkacak artışla inşaat sektöründeki sıkıntı daha da belirginleşecek.

Devlet iç borçlanma senetlerinin faizinde de bir yükselme ortaya çıkacak. Devletin borç yükü artış gösterecek.

Bir süre sonra mevduat faizlerinde artış yaşanması da kaçınılmaz hale gelecek. Tüm faizler yükselirken, bu yıl zaten öngörülenin çok çok üstüne çıkacak enflasyonu, 2012'de yüzde 5.2'ye çekmek nasıl mümkün olacak?

8 milyara yakın döviz sattık

Merkez Bankası dövizdeki artışı frenlemek uğruna ağustos ayı başından bu yana yaklaşık 8 milyar dolar sattı. Yaklaşık, diyoruz; çünkü önceki gün yapılan doğrudan müdahaledeki miktarı kesin olarak bilme şansımız yok.

Kur artışını döviz satarak durduramadık. Şimdi eskiye döndük ve faizi artırmak suretiyle kurdaki tırmanışı frenlemeye çalışıyoruz.

Zihinleri kurcalayan iki soru var:

-Eğer faizdeki bu artış, kurdaki yükselmeyi önleyecek idiyse, bu düzenleme neden daha önce gündeme gelmedi? Döviz rezervinin yaklaşık yüzde 10'una denk gelen bir tutarı satmadan bu sorunun üstesinden gelemez miydik?

-Faiz artışı da pek işe yaramazsa bu kez ne yapılacak? Daha fazla mı döviz satılacak, yoksa faiz oranları daha da mı artırılacak?

Söylem değişti…

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nun önceki toplantılarından sonra yapılan açıklamalarda adeta sabit tutulan bir ifade vardı:

"…Önümüzdeki dönemde küresel ekonomideki sorunların daha da derinleşmesi ve yurtiçi iktisadi faaliyetteki yavaşlamanın belirginleşmesi halinde bütün politika araçlarının genişletici yönde kullanılmasının söz konusu olabileceği…"

Ama "bütün politika araçlarının genişletici yönde kullanılabileceği" ifadesi, yerini dünkü toplantıyla ilgili açıklamada şu ifadeye bıraktı: "Kurul, küresel ekonomideki gelişmeleri yakından izleyerek 4 Ağustos 2011 tarihli ara toplantıda belirlenen strateji çerçevesinde yurtiçi piyasalardaki istikrarı sağlamak için gerekli politika tedbirlerini gecikmeksizin almaya devam edecektir."

Yani artık "gerekli politika tedbirleri"nden söz ediyoruz. Son bir yılda kaç kez değişen bu tedbirler, belli ki artık çok daha kısa vadelerde değişiklik gösterebilecek.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar