Merkez hareketsiz kalmadı ama...

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

Günlük yazı yazmanın bazı zafiyetleri ve maliyetleri var. Hele olması muhtemel gelişmeler hakkında önceden yazmak durumunda kalırsanız zafiyet de maliyet de büyüyor. Sanırım fark etmişsinizdir; bundan önceki yazımın başına buna benzer bir şey geldi.

TCMB "Para Politikası Kurulu" Çarşamba günü toplanacak,  faiz ve banka karşılık oranları ile ilgili karar alacaktı. Ben de Salı günü yazdığım, gazetede Çarşamba günü yayınlanan,  yazımda Merkez Bankası'nın bu ay her iki oranı da değiştirmeyeceğini öngörmüştüm. Yazının başlığını da "Merkez Hareketsiz Kalacak" koymuştum.

Toplantı yapıldı. Merkez yarım yamalak da olsa hareket etti. Faiz oranını değiştirmedi. Ama, munzam karşılık oranını muhtelif vadeler için, ortalaması dört puan olacak şekilde, yükseltti.  Yani, hareketsiz kalır dediğim Merkez hareketsiz kalmadı. Şiştik anlayacağınız.

                                             *                   *                   *                                            

Bu ilk şişmemiz değil tabii. Sonuncusu da olmayacak sanırım. Dedim ya, günlük yazmanın böyle bir zafiyeti ve maliyeti var. Benim de bu tür vukuatım çoktur. Genellikle neden yanıldığımı açıklamaya ya imkanım ya da niyetim olmaz. Pas geçerim.

Ama bu defa  pas geçmeyeceğim. İmkan da var niyet de. Yanılmamın kaynağında TCMB Başkanının bir beyanı var. Başkan bu ayın PPK toplantısının öncesinde faiz ve karşılık oranları üzerinde yeni bir karar üretmek için Mart sonuna kadar gelişmeleri bekleyeceklerini söyledi. Ya ben bu ifadeyi yanlış anladım ya da bir şeyler oldu (!) ve Başkan karar değiştirdi. Sorumlu makam hareket etmeyeceğim derken birden hareket ediverdi. Ben de şişmiş oldum.

Sadece ben  şişsem  fazla bir mesele olmaz.  Genel olarak, piyasaların beklentisi de Merkez'in hareketsiz kalacağı yönündeydi.  Onlar da şiştiler. Piyasaların yanılmasının sonuçları benim şişmemden farklı oldu kuşkusuz. Kararın açıklanmasıyla birlikte mali sektör fiyatlarında güçlü tepkiler oluştu.

                                             *                   *                   *

Merkez'in hareketi hakkında yanılmış olsam da geçen yazımın belkemiğini oluşturan temel değerlendirmeyi değiştirmemi gerektirecek bir durum olduğunu sanmıyorum.

İki noktanın altını tekrar çiziyorum.

Merkez Bankası Kasım ayından bu yana uyguladığı yeni politikanın sonuna geldi. Enflasyonun yükselme evresi kapıya dayandı. Yeni politikasında pasif politika ensturmanı  haline getirdiği faiz oranını daha da düşürmesi artık olanaksız, sabit tutması bile güçleşiyor.  Bu bir.

Faiz oranını yükseltme durumuna gelen Merkez Bankası Haziran ayındaki seçim öncesinde bunu yapmak istemeyecektir. Dolayısıyla, daha fazla sıkışmadığı takdirde, Merkezin faiz oranını değiştirmesi en iyi ihtimalle ancak Haziran ayının son haftasında mümkün olacaktır. Bu da iki.

Bu iki değerlendirmeyi bir araya getirince şöyle bir sonuca varmak mümkün görünüyor. Enflasyonu hissetmeye başlayan Merkez Bankası bunu faizi yükselterek göğüslemeyi istemiyor. Bu durumda, bir süre için de olsa,  enflasyonu göğüsleme işini elinde kalan tek araç olan munzam karşılık oranını tekrar yükselterek yapmaya çalışacak.

Yapılan budur. Bir süre için olsa da, faiz korkağı haline gelmiş olan para otoritesi için belki doğru olan da budur.  Ama bu yaklaşımın verdiği üç izlenimin de altını çizmek de doğru olur.

Bu adımıyla Merkez yeni politikasının sonuna geldiğini ve gelinen noktada sıkıştığını örtük olarak itiraf etmektedir. Bu zafiyete düşmüş bir para otoritesi izlenimi vermektedir.

Seçime kadar zaman kazanmak için başvurulan munzam karşılıklara dayalı bu tek bacaklı, tuhaf para politikası uygulaması da sürdürülebilir değildir. Munzam karşılıkları yükseltmek, istikrar arayışının bütün yükünü bankalara yüklemek sınırsız bir imkan değildir. Bundan sonrası banka sistemine zarar verir. Bu da birinci izlenimi güçlendiren ikinci bir izlenimdir.

Merkez tek bacakla yürümekte ısrar ettiği sürece, zafiyet izlenimi güçlenecektir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018