Merkez faiz indirdikçe, bankaların faiz indirimi gündeme geliyor
Merkez Bankası son aylarda PPK toplantılarında art arda faiz indirim kararları aldı. Son 50 baz puanlık indirimle, dört aydaki indirim toplamı 175 baz puana ulaşarak, geç likidite faizini yüzde 10.75’ten yüzde 9’a geriletmiş oldu. 4 ay önce yüzde 9 civarında olan ortalama fonlama maliyeti ise sadece 60 baz puan seviyesinde gerileyerek yüzde 8.38’ler seviyesine indi.
Bunun doğal sonucu olarak indirim yeni açılan taşıt ve konut kredi faizlerinde son 4 ayda yüzde 2’ler seviyesinde değil, fonlamadaki indirime paralel 60 baz puan seviyesinde kaldı. Bunda bankaların kaynak maliyetlerinin ucuzlamaması, kamu yüklerinin azalmaması etkili oldu.
Bankalar 1 trilyon 571 milyar liralık kredi kullandırıyor. Bunun 1 trilyon 400 milyar liralık bölümünü mevduatlardan elde ediyor. Bu krediler topladıkları mevduatın yüzde 112’sine tekabül ediyor. Aslında toplanan mevduatın bir kısmı da Merkez Bankası'nda depolanıyor. O nedenle verilen kredilerin yaklaşık yüzde 25 kadarı bankaların yurt dışından borçlanarak yurda getirdikleri fonlardan oluşturuluyor. Bu da gösteriyor ki kredi faizlerinin aşağıya çekilebilmesi için, bankaların kaynak maliyetlerinin yeterince aşağıya çekilebilmesi gerekir. Konuyla ilgili birkaç uzmanla sohbat ettim.
Düşüşe yol açabilecek nedenleri ve ihtiyata neden olan konuları sıralamalarını istedim, işte sonuçlar:
Düşüşe neden olan konular
-Beklentilerin daha iyi olması, enflasyonun yükselme eğiliminin durması, uluslararası risk algısının azalması, gelişmekte olan ülkelere sermaye girişinde kıpırdanma, döviz piyasasının sakinliği, kamuda disiplinin sürüyor olması, petrol, enerji ve emtia fiyatlarının olumlu seyri, cari açık riskinin azalması, Merkez Bankası para politikasında sadeleştirmeyi sürdürmesi.
İhtiyata yol açan konular
-Para politikasnda sıkı duruş sürüyor, likidite hala sıkışık, döviz hesapları artıyor, TL’de mevdut artışı yavaş seyrediyor, turizmdeki gelişmeler döviz girişini azaltıyor, enflasyonda düşüş baklentisi sınırlı, sorunlu krediler yüzde 4’lere yükseldi, yatırımın GSYH büyümesine katkısı düşük, bankaların faiz dışı gelirlerine getirilen sınırlama nediniyle faiz marjı yeniden önem kazandı, yurtdışından finansman pahalandı, 2012’den bu yana kredi büyümesini yavaşlatıcı önlemler sürüyor, bankaların kredi büyüklüğü 1.5 trilyon lirayı aşmışken, Merkez Bankası'nın verdiği likidite 100 milyar lira seviyesinde, bunlar Merkez Bankası'nın yaptığı faiz düşüşünün yansmasının zaman alacağını gösteriyor, bankaların kaynak maliyetleri üzerinde kamu düzenlemeleri ve maliyetleri var, bunlarda değişme iyileşme yok, bankalar risklerin fiyatlamasına daha fazla önem veriyorlar, tasarruf oranında ciddi bir gelişme yok.
Bu tablo Merkez Bahkası'nın faiz indirirken sıkı duruşunu devam ettirdiğini, iç ve dış fonlar konusunda bankaların maliyetlerini aşağıya çekici gelişmenin söz konusu olmadığını, kamu yüklerinin ve kısıtlamalarının devam etmesi nedeniyle ihtiyatlı davrandıklarını, bu nedenle bankalardan kredi faizlerinde hızlı iniş beklenmemesini, ihtiyatlı ve zamana bağlı indirim beklentisinde olunması gerektiğini ortaya koyuyor. İyileşme söz konusu ama zamana ve yeni gelişmelere bağlı...