Merkez eylemlerini sürdürüyor

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ [email protected]

Serhan Yenigün / Finansinvest

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, Ekim ayının ilk haftasında banka ekonomistleri ile gerçekleştirdiği toplantıda artık konuşma değil "eylem zamanı" olduğunu söylemişti. Banka'nın eylemlerini o günden bugüne devam eden bir yoğunlukta sürdürdüğünü görüyoruz. Gerçekte, merkez bankalarının temel hedefleri hemen hemen tüm dünya uygulamalarında fiyat istikrarını sağlamaktır. Dolayısıyla, yerel para birimlerinde (Türkiye'de tabi ki TL'de) yaşanabilecek değer kayıpları eğer başka alanlarda bir düzelmeye neden oluyorsa (mesela cari açıkta düzelme, dış ticaret dengesinin ihracat lehine kayması, turizm gelirlerinde artış vb.) merkez bankaları yerel para birimindeki bu zayıflığı bir süreliğine tolere edebilir. Bu nedenle, Türkiye'de Kasım 2010'da 1,40 seviyelerinde olan USD/TL'nin Ekim 2011'e kadar 1,90'a kadar yükselmesi hızlı artan kredi talebi ve riskli seviyelere yükseleceği aylar öncesinden belli olan cari açığın dengelenmesi hedefiyle Merkez Bankası tarafından kontrollü bir şekilde desteklendi. Ancak, kurun 1,90'lara geldiği noktada küresel çapta artan ekonomik yavaşlama yönündeki riskler ve artık hızlı büyümeden kaynaklanan bir cari açık ve kredi artışı kaygısı kalmaması Merkez Bankası'nın düşük büyümeden kaynaklanabilecek daralma risklerini ve olası enflasyonist baskıları gözeten, bununla beraber TL'nin değerini korumayı öne alan bir strateji izlemesini gerektiriyor.

Bu nedenlerle, Merkez Bankası'nın önceki gün TL'yi destekleme amaçlı beş maddelik geniş çaplı bir eylem planı açıkladığını gördük. Bunları kısaca incelersek, i) Fiyat istikrarı: MB, enflasyonun önümüzdeki aylarda yükseleceğini, bu durumun enflasyon beklentilerini etkilemesine izin verilmeyeceğini, bu amaçla sıkılaşmaya geçildiğini söyledi. İi) Faiz politikası: Fonlama maliyeti muhtemelen kura bağlı olarak %5,75 ile %12,5 arasında dalgalanacak. MB, döviz girişleri arttığında %5.75; döviz çıkışı yaşanan dönemlerde %12,5'a çıkan kısa dönem faizleri destekleyecek. iii) Zorunlu karşılıklar: TL ve döviz likiditesi zorunlu karşılıklar üzerinden ayarlanacak. iv) Döviz rezervleri: MB, son iki yılda 26 milyar USD alıp bunun 8,5 milyar USD'lik kısmını sattığını söyleyerek, kurda oynaklıkların artması halinde daha fazla satış yapabileceğine işaret etti. v) Finansal istikrar: Dış borçlanmanın azaltılması, tüketici kredilerinde büyüme eğiliminin dizginlenmesi vb. uygulamalar sürecek.

Bütün bunları birlikte değerlendirdiğimizde, Merkez Bankası'nın yakın vadede ölçülü bir parasal sıkılaşma ile piyasa faizlerini yukarıda tutan, ancak bunun karşılığında TL'yi destekleyen adımlarının süreceğini görüyoruz. TL bono yatırımcıları için sıkıntılı geçebilecek bir döneme işaret eden bu politikalar, TL'nin hem sepet bazında hem de USD veya EUR karşısında bir süre daha destek bulmasına neden olacaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017