Merkez Bankası’nın gıda fiyatları analizi

Ali Ekber YILDIRIM
Ali Ekber YILDIRIM TARIM DÜNYASINDAN [email protected]

Enflasyonun “günah keçisi” olarak görülen gıda fiyatları konusunda genellikle çok yüzeysel değerlendirmeler yapılıyor. Her ay enflasyon verileri açıklandıktan sonra yapılan yorum ve değerlendirmelere bakarsanız bu yüzeyselliği görürsünüz.

Özellikle ekonomiye “borsa-faiz- döviz” üçgeninden bakanların, tarımı yok saydıkları veya bilmedikleri için gıda fiyatlarına ilişkin değerlendirmeleri gerçeklikten uzak oluyor.

Her fırsatta dile getirdiğimiz gibi tarımın sorunları çözülmeden gıda fiyatları sorunu çözülemez.

Bugünkü yazıda bizim de zaman zaman eleştirdiğimiz Merkez Bankası’nın gıda fiyatlarının enflasyona etkisini ele alan değerlendirmesini paylaşıyoruz.

Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya’nın açıkladığı 2017 yılı 3. Enflasyon Raporu’nda yer alan “Gıda Fiyatlarında Son Dönem Gelişmeleri” başlıklı değerlendirme yazısı şöyle:

“Gıda fiyatlarında son dönemde gözlenen yüksek artışlar, taze meyve-sebze grubu ile sınırlı kalmamış ve grup geneline yayılan bir yapı sergilemiştir.

Alt gruplar özelinde arz şokları, döviz kuru gelişmeleri, ihracat imkânları, göreli fiyat ayarlamaları gibi birçok farklı unsurun belirleyici olması, gıda enflasyonunu sınırlamaya yönelik tedbirlerin geniş bir yelpazede ele alınması gereğine işaret etmektedir.

İşlenmemiş gıda fiyatları hem oynak bir yapıya hem de genel tüketici fiyatlarına kıyasla daha yüksek bir artış eğilimine sahiptir. İşlenmemiş gıda fiyatlarının uzun dönem eğiliminin ima ettiği yıllık artış oranı yüzde 10,6’dır.

Bu artış eğilimi işlenmemiş gıdanın alt kalemlerine göre de farklılık göstermektedir. Taze meyve, sebze ve diğer işlenmemiş gıda fiyatlarının yıllık artış eğilimleri sırasıyla yüzde 8,3, yüzde11,5 ve yüzde 10,7’dir. Son dönemde, işlenmemiş gıda geneline yayılan yüksek fiyat artışları gözlenmiş ve tüm alt gruplarda fiyat düzeyi uzun dönem eğilimlerinin üzerine çıkmıştır.

Bu dönemde, eğilimine kıyasla en olumsuz görünüm taze-meyve fiyatlarında izlenirken, sebze fiyatlarında kısmi bir düzeltme gözlenmiştir. Öte yandan fiyatların belli bir yönde daha uzun süre hareket ettiği ve sert düzeltmelerin nadir görüldüğü diğer işlenmemiş gıda grubunda görünüm bozulmuştur. Bu grupta 2016 yılı Şubat ayından bu yana eğilimin altında seyreden fiyatlar Haziran ayında tekrar eğilimin üzerine çıkmıştır.

Sebze ve meyve fiyatındaki gelişmeler

Taze meyve-sebze alt grubunda, sebze fiyatları üzerindeki arz şoklarının etkisi nispeten kısa sürmekte, gelen şokların etkisi aksi yöndeki fiyat hareketleriyle hızlı bir şekilde ortadan kalkabilmektedir. Sebze fiyatlarında hızlı düzeltmeler görülmesinde, ürün hasadının kısa sürede yapılabilmesi ve arzın sera üretimiyle desteklenmesi etkili olmaktadır.

Buna karşılık, üretim süresine bağlı olarak meyve grubundaki arz şoklarının (don olayları vb.) etkisi daha uzun sürmektedir.

Eğilime yakınsama davranışının görece daha uzun bir zaman alabildiği meyve fiyatlarına ilişkin mevcut görünüm, gıda enflasyonu açısından kısa vadede önemli bir risk unsuru olarak öne çıkmaktadır. Taze meyve ve sebzelerde eğilimin oldukça üzerinde seyreden fiyat düzeyi, baz etkisiyle de birleşerek, yüksek bir yıllık enflasyona işaret etmektedir.

Bununla birlikte, diğer işlenmemiş gıda fiyatlarında 2016 yılının Ekim ayından bu yana gözlenen yüksek fiyat artışları da enflasyonun yayılımı bakımından önemlidir.

Kırmızı et fiyatı neden artıyor?

Özellikle kırmızı et ve mevsimsellikten arındırılmış beyaz et fiyatlarında Şubat 2017’den itibaren gözlenen yukarı yönlü hareket haziran ayında da devam etmiştir. Kırmızı et fiyatlarındaki artış temelde yurt içi arz eksikliğinden kaynaklanırken, beyaz et fiyatları ihracattaki güçlü seyre bağlı olarak yukarı yönlü hareketini sürdürmüştür. Ancak bu ürünlerde fiyatlara doğrudan veya dolaylı olarak etki yapacak gümrük vergisi düzenlemelerinin, önümüzdeki dönemde fiyat artışlarını sınırlayabileceği de not edilmelidir.

Pirinç ve bakliyatlarda ise geçmiş dönemde alınan bazı tedbirlerin etkisiyle fiyat artışları son dönemde yavaşlasa da birikimli fiyat artışları oldukça yüksek bir seviyededir.

Bu gelişmelerle, 2016 yılının Ekim ayından bu yana diğer işlenmemiş gıda grubunda birikimli enflasyon yaklaşık yüzde 20’ye ulaşmış ve böylelikle işlenmemiş gıda enflasyonundaki yüksek seyrin taze meyve-sebze ile sınırlı olmadığı gözlenmiştir.

İşlenmiş gıda grubunda enflasyon görece daha sınırlı kalsa da yakın dönem eğilimleri itibarıyla benzer bir görünüm sunmaktadır. Bu grupta 2016 yılının Kasım ayından bu yana birikimli fiyat artışı kayda değer bir seviyededir. Özellikle döviz kurunun belirgin etkileri izlenmektedir. Katı-sıvı yağlar, kahve-kakao gibi ithal ürünlerin bulunduğu kalemlerde Türk lirasındaki değer kaybına bağlı olarak birikimli fiyat artışları yüksek seviyelere ulaşmış, ekmek-tahıl grubu fiyatları ise buğday fiyatlarındaki artışla yukarı yönlü seyrini sürdürmüştür.

Sonuç olarak, gıda grubunda fiyatlar yakın dönemde döviz kuru, arz şokları, ihracat imkânları, göreli fiyat ayarlamaları vb. nedenlerle genele yayılan yüksek artışlar kaydetmiştir. Her bir alt grupta enflasyonun farklı unsurlardan etkilenebileceği tespitinden hareketle enflasyonla mücadelede çok araçlı bir tedbir setine ihtiyaç bulunduğu düşünülmektedir. “

Gıda fiyatları önümüzdeki aylarda da hep tartışılacak. Konuyu daha iyi anlamak, çözüm üretebilmek için farklı bakış açılarına ihtiyaç var. Fiyatın bir sonuç olduğunu, sorunun çözümü için nedenler üzerinde yoğunlaşmak gerektiğini hatırlatmakta yarar var.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar