Merkez Bankası’nın döviz rezervi ne kadar?
Çok basitmiş gibi gelmesin başlıktaki soru. Döviz rezervine ilişkin olarak çok farklı hesaplamalar yapmak mümkün çünkü.
Merkez Bankası’nın sahip olduğu tüm döviz varlıkları Bankanın rezervi sayılamaz, sayılmıyor da nitekim. Bu varlıkların çoğu emaneten alınmıştır, Merkez Bankası’nın değildir.
Örneğin bir bankanın mevduatı o bankanın sahip olduğu parayı mı gösterir? Banka o parayla istediğini yapabilir mi?
Bir vatandaş bankadan kredi ya da eşinden dostundan borç aldığında bir varlık edinmiş olmaktadır, ama aynı zamanda borç hanesi de kabarmaktadır. O vatandaşın net varlığını bulurken aldığı bu borcu düşmek gerekir.
Dolayısıyla Merkez Bankası’nın dış varlıklarını değerlendirirken dövize ilişkin yükümlülüklerini düşmek gerekir.
Ama bunun da tek yöntemi yok. Hangi yükümlülükler düşülür, hangileri düşülmez; hangi varlıklar döviz varlığı arasında sayılır, hangileri sayılmaz; bunlar tartışma yaratan konular. Bu yüzden de Merkez Bankası’nın döviz rezervine ilişkin bir dizi büyüklük ortaya konulabilir, bakış açısına göre bunların çoğu da doğrudur.
Gelinen son düzey
Yaklaşımlar farklı olunca farklı rezerv hesaplanabildiğini vurguladıktan sonra en gerçekçi hesaplama nasıl yapılıyor, onu aktaralım. En basit hesaplama yöntemi olarak analitik bilançoda açıklanan dış varlıklardan dış yükümlülükleri ve bankalar mevduatını düşmek gerekiyor. Bu şekilde bulunan değer 21 Mart itibarıyla 28.4 milyar dolar. Bu tutardan 11.9 milyar dolarlık altın yükümlülüğü de düşülünce net rezerv 16.5 milyar dolara iniyor.
Kamu mevduatı hariç tutulursa...
Hazine, yasası gereği döviz mevduatını Merkez Bankası’nda tutmak zorunda. Aynı şekilde Merkez Bankası da Hazine’ye ihtiyaç duyacağı dövizi sağlamak durumunda.
Hazine’nin Merkez Bankası’nda tuttuğu döviz mevduatı döviz rezervine eklenir mi, eklenmez mi, bu da tartışma konusu.
Kimi analistler Merkez Bankası’nın gerektiğinde Hazine’ye döviz bulmak zorunda olduğu görüşünden hareketle Hazine’nin Merkez’de tuttuğu dövizin de rezerv sayılması gerektiğini dile getiriyor.
Bu görüşe karşı çıkanlar da var. Onlara göre ise Hazine’nin dövizi Merkez Bankası rezervi kapsamında değerlendirilmemeli.
Analitik bilançoda kamu mevduatı olarak geçen Hazine mevduatı hariç tutulduğunda Merkez Bankası’nın döviz rezervi 21 Mart itibarıyla 10 milyar doların da altına iniyor. 21 Mart için hesaplanan net rezerv yalnızca 9.8 milyar dolar.
İkisi de doğru
21 Mart için hesaplanan Hazine mevduatı dahil 16.5 milyar dolarlık net rezerv de doğru, Hazine mevduatı hariç 9.8 milyar dolarlık net rezerv de.
Önemli olan bakış açısı ve değerlendirmenin nasıl yapıldığı ve tabii ki Merkez Bankası’nın rezervini nasıl kullandığı...
Bu rezervle artışa müdahale edilemez
Merkez Bankası’nın şubat sonunda Hazine hesabı da dahil 25.8 milyar dolar olan net rezervi 21 Mart’ta 16.5 milyar dolara indi. Tam 9.4 milyar dolarlık bir düşüş var.
Hazine hesabı hariç rezerv ise 15.7 milyar dolardan 9.8 milyar dolara geriledi. Azalma 5.9 milyar dolar.
Hazine’nin Merkez Bankası’ndaki döviz hesabı mart ayının ilk üç haftasında tam 3.4 milyar dolar azaldı. Yani Hazine bu üç haftada net 3.4 milyar dolarlık dış borç ödemiş olmalı. Mart ayı dış borç ödemelerini bilmiyoruz ancak ödeme projeksiyonu belli. Bakıyoruz, Hazine mart ayında merkezi yönetimler için 1 milyar 643 milyon doları anapara, 620 milyon doları da faiz olmak üzere toplam 2.3 milyar dolarlık bir dış borç ödemesi yapacak. Ama daha ilk üç haftada Hazine’nin dövizi 3.4 milyar azaldı. Hazine mart ayında ödeme projeksiyonunda görünmeyen bir ödeme mi yaptı, anlaşılamadı.
Hazine hariç tutularak hesaplanan rezerv kaybı üç haftada 5.9 milyar dolar. Bu döviz nereye gitmiş olabilir? Aynı şekilde yılbaşından 21 Mart’a kadar olan döviz kaybı da 10 milyar dolara yaklaşıyor.
Sahi neler oluyor? Geçen cuma günü dövizin hızlı bir artış göstermesi spekülatif bir atak girişiminin sonucu mu, yoksa Merkez Bankası’nın hızla rezerv kaybettiğini görenlerin panikle dövize hücum etmesinin bir yansıması mı?
Merkez Bankası iddia edildiği gibi kur artışına karşı döviz satarak müdahalede bulunmaya çalışıyorsa bu çaba rezervin daha da erimesine yol açmaktan başka işe yaramayacak.