Merkez Bankası'nın tavşanları

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

Merkez Bankası iki etaplı politika açıklamalarını seviyor. Uzunca bir zamandır olağan Para Politikası Kurulu (PPK) toplantılarının hemen ardından yeni bir toplantı yaparak, yeni politika kararları açıklıyor. 

Banka bu alışkanlığını Ekim ayı PPK toplantısından sonra da sürdürdü. Olağan PPK toplantısının haftası dolmadan TCMB Başkanının kamuoyuna yeni bir dizi politika açıklayacağı duyuruldu. Bu duyuruda Merkez Bankası Başkanının bir "Eylem Planı"nı açıklayacağı ifade edildi. Merak uyandı tabii.

Aslında Merkez Bankası'nın olağandışı toplantıları olağan dışı merak uyandırıyor. Bunun nedeni basit. Geçen sonbahardan bu yana Merkez Bankası para politikası açısından ortodoks olmayan, yani olağan dışı  sayılabilecek düzenlemeler yapıyor. Bir anlamda adeta şapkadan tavşan çıkartıyor. Bu tavşan çıkartma işini de çoğu kez olağandışı toplantılarda yapıyor. Bu tür toplantıların fazlasıyla merak uyandırmasının nedeni bu.

                                             *                   *                   *

Merkez Bankalarının piyasa aktörlerini şaşırtması para politikasının önemli özelliklerinden birisidir diyebilirsiniz. Merkez Bankaları zaten şapkadan tavşan çıkartırlar demeye gelir bu. Doğrudur da. Ancak şapkadan tavşan çıkartmak sıklıkla yapılacak bir iş değildir. Para otoritesine güveni sarsar.

TCMB'nin geçen sonbahardan bu yana bu tavşan ilüzyonunu sıkça kullandığını düşünüyorum. Bankanın 2010 sonbaharı ve 2011 yaz aylarında iki kez şapkadan tavşan çıkartmasına tanık olduk. Şimdi bu "Eylem Planı" nın da yeni bir Merkez Bankası tavşanı olduğu kanısındayım. 

Merkez Bankası tavşanlarından ilki 2010 yılı sonbaharında çıktı ortaya. TCMB'nin  2001 sonrasında  bütünüyle ve sadece enflasyona  kilitlenmiş bir para politikası izlediğini biliyoruz. 2010 sonbaharında TCMB birden fazla amaçlı bir para politikası kurguladı. Fiyat istikrarı amacının yanına bir de finansal istikrar hedefi koyup, para politikasını buna göre biçimlendirdi. Artık enflasyonun yanı sıra dış dengesizliği (cari açığı)da gözeten bir politika izlenecekti. Hedefler ikiye çıkınca politika araçlarını da ikilemek gerekiyordu. Faiz oranına ilaveten banka mevduat karşılıkları da aktif politika aracı olarak kullanılmaya başlandı. Bir anlamda para politikasının ekseni kaydırıldı. Şapkadan çıkan tavşan buydu.

Bu politika 2011 yılının Temmuz ayına kadar sürdü. Ne kadar başarı sağladığı da bir türlü anlaşılamadı. Zira beklenen etkilerin tam anlamıyla ortaya çıkması için gereken zaman süresinin geçmesi beklenmeden Merkez Bankası para politikasının hedefini ve kurgusunu bir kez daha değiştirdi. Şapkadan yeni bir tavşan çıkartıldı.

Bu  yeni dönemde enflasyon yine geri planda kalıyor, ekonominin yavaşlamaya başladığı gözlemi ön plana çıkartılıyordu. Para politikası gevşetilerek durgunluğu göğüsleme hedefine yönlendirildi.Ancak enflasyon tedirginliği bunun faiz oranı düşürülerek yapılmasını engelledi. Bir önceki politika düzenlemesinde yükseltilen banka karşılık oranları düşürülerek gevşeme sağlanmaya çalışıldı. Şapkadan yeni bir tavşan çıkartılmıştı.

                                             *                   *                   *

Bana kalırsa  bu  son toplantıda da Banka önemli bir tavşan çıkarttı şapkadan. Bir çok  önlem ve niyetten oluşan 5 maddelik bir metin açıklandı. Bu beş maddenin her birisinin kendi başına önemi ve etki alanı var kuşkusuz. Bunlar geniş biçimde tartışılıyor. Benim eğilimim bunların bütününe bakmak. Böyle bakınca yeni tavşanın ne olduğu anlaşılıyor.

Bankanın eylem planının içine üstü örtülmüş bir "oynak faiz" uygulaması yerleştirilmiş. Yeni tavşan bu. Yükselen enflasyon beklentisinin enflasyonu beslemesinin önüne geçmek için  parasal sıkıştırma yapılması amaçlanıyor.  Bunu faizde tek hamlelik bir yükselmeyle gerçekleştirmek istenmemiş. Bunun yerine örtük ve oynak bir faiz politikası kurgulanmış.

Merkez Bankasının haftalık fonlama faizi yüzde 5.75 ile gecelik fonlama faizi yüzde 12.5 arasında geniş sayılabilecek bir faiz koridoru oluşturulmuş. Faiz politikasının fiili uygulamasında Merkez Bankasının günlük bazda değerlendirme yaparak fonlamayı bu iki faizden birisi yönünde  belirlemesi öngörülüyor. Örneğin likidite gecelik faizle (yüzde 12.5) verilirse bunun piyasa faizini de kendisine yaklaştıracağı ve yükselteceği öngörülüyor. Haftalık faizle fonlamada ise bunun tersi olacak tabii.

Faiz koridorunun iki bandı arasında öngörülen bu gidiş gelişi "oynak faiz" olarak niteliyorum. Şapkadan çıkan son tavşan da bu işte.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018