Merkez Bankası'nın sürprizi!

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Merkez Bankası ne zaman piyasanın beklediğinden farklı bir karar alsa, sürpriz yapmış oluyor. Sanki Merkez Bankası Para Politikası Kurulu üyeleri saatlerce "Ne yapsak da şu piyasayı şaşırtsak, bir sürprizle hayrete düşürsek" diye kafa patlatıyor. Zaten neredeyse tüm yorumlarda "Merkez Bankası sürpriz yapmayı sever" denilmiyor mu... Sanırsınız ki, Merkez Bankası'nda önce piyasadaki yaygın beklentiler masaya yatırılıyor, sonra bu beklentileri boşa çıkaracak kararlar oluşturmak için çaba harcanıyor. Merkez Bankası üst yönetimi de, aldığı kararlar sonrasında yapılan yorumları "Nasıl da sürpriz yaptık, piyasaları şaşırttık" diye keyifle izliyor!

Sürpriz kavramıyla aslında piyasa Merkez Bankası'na "Biz sizin gibi düşünmüyorduk, bunu da nereden çıkardınız" diye sitem ediyor. Çünkü Merkez Bankası'nın "sürprizleri" kimi zaman bankaların daha az kar etmelerine yol açıyor; bu durumda karar tümden yanlış ya da "kötü bir sürpriz" oluyor; kimi zaman da tersi bir durum yaşanıyor. Özellikle finans kesimindeki kurumlar Merkez Bankası'nın kararlarını "Bu da yapılır mı, bu adım yanlış" biçiminde değerlendirmek istemediği, bundan kaçındığı için "sürpriz" kalıbı icat edilmiş, her seferinde döne döne kullanılıyor...

***

Merkez Bankası'nın dünkü "sürprizi"ne gelirsek... Piyasalarda, Merkez Bankası'nın faizlerde değişikliğe gitmeyeceği beklentisi hakimdi. Nitekim yüzde 5.75 olan politika faiz oranı değiştirilmedi. Ancak, gecelik borçlanmada Merkez Bankası'nın borçlanma faiz oranı yüzde 5 düzeyinde sabit tutulurken, borç verme faiz oranı yüzde 12.5'ten yüzde 11.5'e; açık piyasa işlemleri çerçevesinde piyasa yapıcısı bankalara repo işlemleri yoluyla tanınan borçlanma faiz oranı yüzde 12'den yüzde 11'e indirildi. Geç likidite penceresi çerçevesinde uygulanan Merkez Bankası borçlanma faiz oranı yüzde sıfır düzeyinde sabit tutulurken, borç verme faiz oranı yüzde 15.5'ten yüzde 14.5'e çekildi.

Merkez Bankası faiz koridorunu daralttı. Merkez Bankası'ndan yapılan açıklamada bu karar oluşturulurken, küresel ölçekte son dönemde alınan parasal genişlemeye ilişkin kararların göz önüne bulundurulduğu belirtildi.

Ayrıca, faizdeki tavan oranların pratikte zaten pek kullanılmadığına dikkat çekiliyordu. Dolayısıyla bu kararla bir anlamda daha gerçekçi oranlara dönülmüş olduğu ve faizde üst sınırın beklenenden daha erken aşağı çekilme olasılığının arttığı ifade ediliyor.

Cari açık ve enflasyon

Para Politikası Kurulu toplantısından sonra yapılan açıklamada, cari işlemler açığının kademeli olarak azalmaya devam edeceğinin öngörüldüğüne bir kez daha vurgu yapıldı.

Enflasyonla ilgili söylem değişikliği ise dikkat çekiyor. Kurul'un ocak ayı toplantısından sonra yapılan değerlendirmede, kısa vadede enflasyonun yüksek seyredeceği, ancak bu durumun beklentileri bozmaması için para politikasında önemli bir sıkılaştırmaya gidildiği, dolayısıyla geçici fiyat hareketlerinin ikincil etkilerinin sınırlı kalmasının beklendiği belirtilmişti. Merkez Bankası, ocak ayındaki açıklamada, 2012 enflasyonunun yılın son çeyreğinden itibaren baz etkisinin de katkısıyla hızla gerilemesinin beklendiği görüşüne yer vermişti.

Dünkü açıklamada ise enflasyonla ilgili olarak "Olumlu maliyet unsurlarının etkisiyle şubat ayından itibaren çekirdek enflasyon göstergelerinin aşağı yönlü bir eğilim sergilemesi beklenmektedir" denildi. Yani değinilen, yalnızca çekirdek enflasyondu. Toplam enflasyonun, özellikle çok sert geçmekte olan kış mevsiminin etkisiyle işlenmemiş gıda maddelerinin fiyatında ortaya çıkması beklenen hızlı artış yüzünden çok yüksek gelme olasılığı, belli ki Merkez Bankası'nı bu konuda biraz sessiz kalmaya yöneltmişti. Açıklamada, enflasyonla ilgili olarak "Kurul, enflasyon görünümünün orta vadeli hedeflerle uyumlu olması için para politikasındaki temkinli duruşun bir müddet daha sürdürülmesi gerektiğini ifade etmiştir" denildi.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar