Merkez Bankası sıkışır mı?

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

Yükselmeye başlayan fiyat artışlarının köşeye sıkıştırdığı merkez bankaları var. Enflasyon baskısına karşı iktisat politikalarını sıkılaştırmak zorunda kalıyor bunlar. Bir anlamda hızlı büyüme imkanını fiyat istikrarına feda ediyorlar. Bu tür gelişme dinamiği daha çok gelişmekte olan ülkelerde görülüyor. Çin başta olmak üzere, Asya ülkelerinin çoğunda merkez bankalarının bu tür bir sıkışma ile başa çıkmaya çalışıyor.

Buna karşılık enflasyon konusunda daha rahat olan ülkeler de var. Daha çok gelişmiş ülkeler bunlar. Bu ülkelerde merkez bankalarını sıkıştıran olgu hızlanma eğilimi gösteren enflasyon değil. Bunlarda henüz tam anlamıyla toparlanmayan büyüme süreci sıkıştırıyor merkez bankalarını. Büyümeyi teşvik etmek amacıyla para politikalarını gevşek tutuyorlar ve enflasyonun hızlanma riskini üstleniyorlar.

Bizim merkez bankamız şu sıralarda kendisini böyle bir sıkışma içinde hissetmiyor. Dolayısıyla, para  politikası tasarımı bu iki gruptan da farklı. TCMB bir yandan faizi gevşetiyor. Gelişmiş ülke merkez bankalarınınkini andıran bir girişim politika seçişi bu. TCMB aynı anda banka karşılıklarını yükselterek miktar sıkıştırması da yapıyor. Bu da  gelişmekte olan ülkelerdekine benzer bir para politikası tercihi.  

TCMB'nin böyle ikili oynamasının nedenleri var. Bunlardan birisi hedefinin öteki merkez bankalarınınkinden farklılaşmış olması. TCMB enflasyon-büyüme hedeflerinden çok cari açık büyüklüğü ile ilgileniyor. Politikasını bu hedefe uygun biçimde tasarlıyor.

TCMB'nin iki önlemli politika tasarımın arkasında bir başka etken daha olduğu söylenebilir. Bizim merkez bankası enflasyon-büyüme ekseninde kendisini rahat hissediyor. Büyük bir enflasyon baskısı altında değil. Fazla bir sıkıntı doğurmadan faizi indirebilme imkanı veriyor bu. Kriz çıkışında ekonominin gösterdiği büyüme performansı da özel olarak büyümeyi kışkırtacak, teşvik edecek genişlemeci bir politika izlemesine gerek bırakmıyor.

Enflasyon-büyüme ekseninin her iki ucunda da hareket marjının bulunması TCMB'yi  rahatlatıyor. 

Bu noktada sorulacak soru bu rahatlığın sürekli olup olmayacağıdır. Başka bir deyişle, TCM'nin de öteki merkez bankaları gibi sıkışması olasımıdır sorusunu irdelemek gerekiyor.

Kendi adıma TCMB'nin uyguladığı politika bileşiminin kısa ömürlü olacağını ve bir süre sonra merkez bankasının sıkışacağını düşünüyorum.

Bu gün uygulanan politika bileşiminden beklenen iki sonuç var. Faiz indiriminin sermaye girişini caydırması, döviz kurunu yükseltmesi,  ithalatı caydırması ve böylece cari açıktaki artışı dururup, tersine çevirmesi bekleniyor. Banka karşılıklarının yükseltilmesinin de enflasyonu kontrol edeceği ve düşük düzeyde tutacağı düşünülüyor.

Faiz önleminin bir çok halkadan geçerek etkili olacağı açık. Dolayısıyla, bu önlemin tam anlamıyla etkili olabilmesi için gerekli zaman boyutunun görece daha uzun olacağını söylemek yanlış olmaz. 

Bu durumda TCMB'nin uyguladığı politika bileşiminin başarılı olabilmesi için, miktar önleminin (karşılıklar) enflasyonu baskılamasının  fiyat önleminin (faiz) cari açık üzerinde etkili olacağı noktaya kadar sürdürebilmesi gerekiyor. Kısacası, faiz indiriminin etki zinciri tamamlanıp, sonuç alınmadan enflasyon yükselmeye başlarsa uygulanan politika sonuçsuz kalmış olacaktır.

Yani, öteki ülkelerde gözlenen türde sıkışma baskılarından şimdilik uzak olsa da bizim merkez bankamızın da  kendi tasarladığı politika bileşiminin içerdiği önlemler  arasında sıkışması pek ala mümkün görünüyor. 

Küresel ve ulusal enflasyon dinamiklerine bakınca böyle bir sıkışma noktasının çok da uzakta olmadığını düşünüyorum. Devam edeceğim.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018