Merkez Bankası önce faizi sonra enflasyon hedefini yükseltiyor

Tevfik GÜNGÖR
Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN [email protected]

Merkez Bankası bir önceki toplantıda yüzde 9.3 olan 2008 yılı enflasyon hedefini yüzde 10.46'ya yükseltti.

Daha önce ise Merkez Bankası enflasyonu kontrol altına almak için faiz oranlarını yükseltmişti.

Türkiye dünyada en yüksek faiz veren ülke durumunda. Merkez Bankası enflasyonu kontrol altına alma hedefine kilitlenmiş durumda.

Ama enflasyon kontrol altına alınamıyor. Kontrol altına alınamayınca da faiz yükseltiliyor.

Acaba uygulanan politikada bir yanlışlık yok mu? Acaba bu çabalar ne kadar devam edecek.

Önce zaman geçiyor, sonra halk ve ekonomi pahalı fatura ödüyor.

Merkez Bankası gıda ve petrol fiyatlarındaki artıştan yakınıyor ama, bu sorunu sadece Türkiye yaşamıyor. Diğer ülkelerde de bu sorun var. O halde biz enflasyonu kontrol altına neden alamıyoruz?

Neden Merkez Bankası faizi yükseltince hem enflasyon, hem de cari açık artıyor?

Bu konularda farklı görüşler var. Benim anlatımım ise özetle şudur:

-Bizim ekonomimiz çok paralı bir ekonomi olarak çalışıyor. Piyasada YTL ile döviz yan yana işlem görüyor. Merkez Bankası faizi yükseltince YTL'nin faizini yükseltiyor. YTL ile borçlanmanın fiyatı yüzde 20 dolayında. Fakat dünya piyasalarında döviz ile borçlanmanın maliyeti yüzde 5 dolayında.

-Merkez Bankası faizi yükselttikçe özel sektör kuruluşları (bankalar ve özel sektör firmaları) yurtdışından yüzde 5 dolayında faiz ile borçlanarak Türkiye'ye (yılda 30-40 milyar dolar) döviz getiriyor.

-İnsanlar yurtdışından doğrudan döviz ile borçlanamıyor ama, özel sektör kuruluşları dışarıdan getirdikleri ucuz faizli döviz kredileri ile insanlara ucuz ve uzun vadeli kredi imkanı sağlıyor.

-Bankalar kredi kartlarına faizsiz veya düşük faizli 6-8 taksit imkanı veriyor. Firmalar doğrudan 8-10 taksitli faizsiz veya düşük faizli mal satışını artırıyor. Yatırımcılar yüksek faizli YTL kredisi yerine ucuz faizli döviz kredisi ile makine alıyor.

Açık anlatımıyla Merkez Bankası YTL faizini yükseltince Türkiye'de kredili yatırımlar ve tüketim frenlenmiyor. Tersine şahlanıyor. Talep daralmıyor tersine genişliyor. Sonuç olarak enflasyon aşağıya inmiyor. Yukarıya çıkıyor.

-YTL faizi yüzde 20'ler, döviz faizi yüzde 5'ler dolayında olunca, ve de Merkez Bankası, döviz fiyatını sabit tutma konusunda güvence verince, bankalar ve özel sektör kuruluşları yurtdışından borçlanarak yurtiçine döviz getirmeyi sürdürüyor. Yurtdışından içeri giren döviz bolluğu nedeniyle döviz fiyatı düşüyor.

-Döviz fiyatı düşünce işalat ucuzluyor. İşalat ucuzlayınca insanlar daha fazla tüketim malı kullanıyor. Sanayici yerli girdi yerine ucuz işal girdi kullanmını artırıyor. Bunun sonucu üretim artmıyor. Yerli ve yabancı yatırımcı yeni yatırımlar yapmıyor. Yeni iş imkanları yaratılamıyor.

- Ekonomi işalat bağımlısı hale geldiği için cari açık /döviz açığı büyüyor.

Döviz açığı büyüdükçe Merkez Bankası, döviz girişinin aksamaması için faizi biraz daha yükseltiyor.

Bu anlatım yanlış ise, doğrusunu araştıralım. Doğru ise, yüksek faiz politikasında ısrarda gerek yok.

Fakat ortada bir gerçek var. Uygulanan politikanın yanlışlığını görerek faizi aşağıya çekmeye dönük yeni bir politika uygulaması ekonomide önemli çalkantılara yol açar.

Kısa süreli de olsa geçiş döneminde bir çalkantı yaşanır. Seçim düşünen hükümetler ise böyle bir çalkantıyı göze alamaz.

İşte bunun için alternatif politikalar tartışılamıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
40 yılda ne değişti? 03 Ağustos 2018
Vizyon sahibi olmak 30 Temmuz 2018